Dalga geçmek derken? GENELLEME YAPARAK konuşacağım kilo almak kişinin yeme düzeniyle alakalıdır. Kimse ömrünü burger king'de geçiren adamı savunmasın. Aynı şekilde sıskalık da öyle. Adam inatla yemek yemiyordur, yediği yemek tamamen kalorisiz şeylerdir vs. Çil konusunda da şöyle bir nokta var: kimse kimseyi çili olduğu için yargılamıyor. Hiçbir şeye rağmen çilinin olduğunu söylemek birinin zoruna gidiyorsa bu onunla alakalı bir sorundur acilen birinden psikolojik destek alması lazımdır. Şimdi bana sakın ama sakın kilo konusunun hastalıkla alakalı olabileceğini söylemeyin. Tekrar söylüyorum bu bir genelleme. Obez dolu 1000 kişilik bir odada 2 kişi hastaysa geri kalan 998'ini sırf bu yüzden savunamazsınız.
Eğer bir "dalga geçme" söz konusu olsaydı oradaki insanın burnunun şekliyle, ağzıyla (burdaki kastım ağız tipidir, dudaklarını soktuğu biçim değil. Onunla çatır çatır dalga geçerim), gözünün büyüklüğü, ten rengi, fiziksel/zihinsel engeli gibi şeyler üzerinden giderdim. Şimdi bana burda saydıklarımdan birini, "dalga geçtiğim" cümlemin neresinde kullandığımı gösterir misiniz acaba?
Kimse kendini kandırmasın markalar bunları insan hakları zayıf noktası olan kesimi "doğallık, kendi olma" adı altında bir nevi "kandırmak" amacıyla yapıyor. Eğer bu kadar farklılığı reklam olarak göstermek istiyorlarsa yerel reklam stratejisine geçsinler. Benim kimsenin tipiyle sorunum yok ama bir sürü şirket bunu özellikle yapıyor, bunun savunulacak bir yanının olduğunu düşünmüyorum.