Tamam da insanlara kaba demek ayrı şehrin sıkıcı olduğunu söylemek farklı.
Hakaret etmek yerine insanların daha kibar olduğu, gezip tozabileceğiniz bir yer ve mekan bulmak ve o şehre taşınmak daha yerinde bir hareket olacaktır. Ilıca başında gezdim başıma şu geldi demek İstanbul'da tarla başında gezdim çantam çalındı demekle aynı şeydir. Hiçbir mantık barındırmaz. Türkiye'nin hemen hemen her yerini gezmiş biri olarak aydın insanına hakaret savurmak ne bileyim, dünya'dan bir haber olduğunuzu belli ediyor. Ya da paranız yok. Sadece Bulvar'da bulunabildiğinize göre.
Haklıyım çünkü.Aydınlı mısınız ben hayatımda bu kadar bir şehri koruyan insan görmedim de neyse sizde kendi çapınızda haklısınız.
Diğer işimden ayrıldıktan sonra 2014 yılının başlarında gönüllü olarak bir ekiple birlikte belediye için anketörlük yaptım 2 hafta. Ekipteki 7 kişiden ilk 2 tanesi oraya anket için "resmi izinle" gittiğinde gasp edildi, geri kalan kimse gitmek istemedi ihale bana kaldı 3. gün.
Gittim, apartmanlara gelmeden önceki gecekondu bölümünde (foruma yakın taraf) 2 keş geldi direkt yanıma seyirterek, kartımı gösterdim belediye izniyle buradayım anket yapıyorum sıraya geç (buyurgan olarak psikolojik avantajı elime geçirmeye çalıştım) dedim. Diğerleri de toplandı, bir ara evleri yıkacaklarmış dedikodusuyla toplandılar. gelenlerin yarısı okuma yazma bilmiyordu, geri kalanın yarısına nasıl geçiniyorsun diye sorduğumda bana "senin gibi tıfılları" çarpıyoruz dedi. Ben de 186 cm boyunda, omuz çevresi 147 cm pazuları 45.5 cm olan biriyim, baktım bacak boyum kadar olana (küfretmeyeyim) tıfıl ne demek biliyor musun diye sordum. Tıfıl senin gibi kısalara deniliyor, soruma doğru düzgün cevap ver sonra belediye bizimle ilgilenmiyor diye ağlama dedim. Bir tanesi elimdeki evrak çantasını çaktırmadan kurcalamaya çalışıyordu ben ona posta koyarken.
Eğitimi olmayan, doğru düzgün geliri olmayan, doğru düzgün bir aile yapısında büyümemiş, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan kişilerin yoğun yaşadığı yerler her zaman tehlikelidir. Ilıcabaşı da o yerlerden biridir, yaşayan insanların büyük kısmının kaybedecek hiçbir şeyi yok ve polis devriyesi bile anketörler için koruma talebimize cevap vermedi konu orası olunca.
Kısacası göreve yollanan ilk 2 anketörün gasp edilmesi, 3. gün baskın çıkmasam bana da aynısı yapılacak olması, geceleri oradaki ilköğretim okulunun bütün şehrin torbacı mekanı olması, polis devriyesinin bile bize eşlik etmeyi reddetmesi gibi şeyler oranın tehlikeli olduğunu göstermiyorsa başka ne gösterir? Boş yere duyar kasma, bir yer tehlikeliyse tehlikelidir. Kaybedecek şeyi olmayan insanlarla doluysa daha da tehlikelidir. Duyarını kendine sakla.
Hocam galiba Aydın'dasınız, kuru incir fiyatı nedir acaba?Duyar kasma mı? Siz o kadar yıl yaşayıpta kendinize bir arkadaş çevresi edinememeniz ne bileyim o sizin sorununuzdur ,kişiliğinizdir.15 yıl bir kavonuzu şehir meydanına atın o bile kendine bir grup oluşturur.Bir mahalle yüzünden ki Aydınlılar yaşamaz Ilıcabaşında önünden bile geçmezler bize mal etmeyin.O kadar tehlikeli gördüyseniz bir sürü şehir var...
anketörlükte şey değil miydi milletin yakasına yapışıp konuşmak isteyen tipler.
Duyar kasma mı? Siz o kadar yıl yaşayıpta kendinize bir arkadaş çevresi edinememeniz ne bileyim o sizin sorununuzdur, kişiliğinizdir. 15 yıl bir kavonuzu şehir meydanına atın o bile kendine bir grup oluşturur. Bir mahalle yüzünden ki aydınlılar yaşamaz ılıcabaşında önünden bile geçmezler bize mal etmeyin. O kadar tehlikeli gördüyseniz bir sürü şehir var...
Anketörlükte şey değil miydi milletin yakasına yapışıp konuşmak isteyen tipler.
Gayet iyi ve tam Kurtuluş ve Cumhuriyet Mahalleleri etrafında yaşadığım çok güzel bir çevrem oldu. Anketörlerle yaşanılan bir durum ile çevrenin alakası nedir? İşte dediği şeyi destekleyemeyen herkes gibi konuyu saptırıyorsun, konunun dışına çıkıyorsun. Git anketörlük firmalarına ya da anket organizasyonu olanlara (üniversitede Ruhi Hoca gibi) sor bakalım anketörleri Ilıcabaşı'na gönderebiliyorlar mıymış diye...Duyar kasma mı? Siz o kadar yıl yaşayıp da kendinize bir arkadaş çevresi edinememeniz ne bileyim o sizin sorununuzdur, kişiliğinizdir.