Murat Faruk
Hectopat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Bu lakapların o insanlara verilmesinin nedeni o insanların yapmış oldukları işler sonucunda onlara karşı bi nevi teşekkür anlamında olmakla birlikte onların yapmış oldukları işlerin büyüklüğünün ve o insanların büyüklüğünün anlaşılması için bu lakaplar o insanlara verilmiştir. O kitabın Said Nursi'ye Allah tarafından yazdırılması konusuna gelirsek bazen hayatımızda gelişen olaylar hayatımızdakı bazı ilginç olaylar (en basitinden görmüş olduğumuz bir rüya bile) bize yol gösterip bize bazı ipuçları verebilir. Said NUrsinin bu sözü söylemesinin nedeni de budur diye düşünüyorum. Bu arada yazımın başlarındaki büyük insanlar sözünü yanlış anlamayalım çünkü her insan eşittir. Yapmiş oldukları işlerden dolayı böyle bir ifade kullandım.Mevlana ile yanlışlıkla karıştırdığımı söyledim. Bakın ben size delili ile gösteriyorum. Siz ise "O insanları bunu es geçmezler" diyorsunuz. Bu kadar basit bir bilgiyi bile "bir bildikleri vardır ki söylemişler" diyorsunuz. Peki said nursinin o kitabı kendisine Allah tarafından yazdırıldığını iddia etmesine ne diyeceksiniz? "Bu kitap bana yazdırıldı" diyor. Bana Bediuzzaman isminin kullanılabileceğini eğer delili ile gösterirseniz (ki öyle birşey yok) o zaman bunu dikkate alırım. Bahsettiğiniz diğer lakapların hiçbirinde bu şirk türü yoktur. Hepsi mâkul olan lakaplardır.
Hiç bir ilim üstünlüğü insana "tüm zamanların bedisi" lakabını kazandırmaz, çünkü bu insanüstü birşeydir. Eğer olsaydı Peygamber (s.a.v)'e verilirdi.
İşte bu son söylediğiniz, doğruya karşı olan yanlış bir bakış açısı. Karşınızdaki hakikate karşı gözlerinizi kapatmak. Ben size arapçada ki kullanımının nasıl bir anlamı olduğunu söylüyorum, siz "bu kadar alim bunu görmemiş mi" diyorsunuz. O isimde "el" takısı olduğu sürece "mevcut zamanın bedisi" değil "tüm zamanların bedisi" anlamına gelir. Gidin arapçada "el" takısının kullanımına bakın. Eğer bu şahısa "el-basiyr" denilseydi bunu farklı yorumlamaya çalışacaktınız fakat yorumlar gerçeği değiştirmez. "el-basiyr" kelimesinin insanüstü bir anlamı oluyor fakat aynı şey "el-zaman" kelimesine gelince farklılaşıyor.Aşağıdaki linkini verdiğim Osmanlıca lügatlerden "Bediüzzaman" kelimesinin anlamına kendiniz de bakabilirsiniz. Görüleceği üzere öyle tehlikeli şirk kokan anlamı yok. Ayrıca neden bu zamana kadar hiçbir İslam aliminin Bediüzzaman lakabına itirazı yok ? Eğer olsaydı zaten gündeme gelirdi.
http://www.osmanlicaturkce.com/?k=bedi%FCzzaman&t=%40
http://www.sozluk.net/index.php?word=bediüzzaman&sozluk=osmanlica
http://ebrulisozluk.net/#
http://sozluk.babylon.com/bediüzzaman/
Şöyle bir risaleleri okuyacak olursak ölülerden yardım istemek, kendini peygamber zannetmek, "bu kitap Allahtandır" demek gibi bir çok şirk ve yanlışlık göze çarpar.
"Bu kitap Allahtandır", eğer bu söz "Allah ilham verdi, sonuçta herşey Allahtan" gibi bir mantıkla yazılmışsa. çok saçma bir mantıktır. Zaten herşey Allahtansa neden bu kitabın yazılışına ayrıca vurgu yapılıyor?
Eğer o kitap 1. mantıkla yazılmışsa sadece mantıksız değil ayrıca yalandır. Çünkü Kuranı okursak insanların yaptığı ve yapacağı hiç bir olaya Allah karışmaz bunuda şu ayetten anlarız; "Her insanın kaderini kendi boynuna (kişisel seçimine) bağlamışızdır. Diriliş gününde, kendisi için bir kayıt çıkarıp yayımlarız" İsra 13. Yanı bir insan ne yaparsa yapsın "kitap" dahi yazsa bu Allahtan değildir. (Hâlâ 1. mantıkla yazılmış diyenler varsa ben daha açıklama yapmam, bakın size Allahın sözünü yazdım, onada inanmayacaksanız yapacak bir şey yok)
İddianız ile ilgili örnek bir cümle veya paragraf paylaşın. Onun üzerinden konuşalım. Daha sağlıklı olacaktır.Risaleleri okursak bir çok yazım yanlışı, mantık hataları vardır, hatta 2-3 dili harmanlayıp çok mantıksız bir dil kullanmıştır. Zaten bunu bildiği için bu kitabı çevirmeyin gibi bir şey demiştir.
Bu çok ağır bir suçlama. Bahsettiğim alimleri bırakın atalarını da şirkle suçluyor ve müslüman olmadıklarını söylüyorsunuz. Bu konudan emin misiniz? Eminseniz Said Nursi'ye Bediüzzaman lakabını veren alimlerin şirke girdiklerine dair yaptıkları söylemlerinden bir delil göstermelisiniz. Eğer onlar kafir değilse sizin kafir olma tehlikeniz var. Lütfen dikkatli olun. Bu tür işlerin şakası olmaz."Bu kadar alim bunu görmemiş mi". İşte "o kadar alim" dediklerin gerçekte atalarının yaptığı şirke ortak olan, düşünmeyi bırakıp körü körüne inanan insanlardı.
Ayette özel olarak bahsedilen kişiler Kureyş müşrikleridir. Bir önceki paragrafta bahsedilen müslüman alimleri, Kureyş müşrikleri ile bir tutmaya kalkmışsınız. Yine yukarıda olduğu gibi bu alimler veya ataları ile ilgili şirke girdiklerine dair delil sunmalısınız."Onlara, 'ALLAH'ın indirdiğine uyun,' dense, 'Hayır, biz atalarımızın izlediği yolu izleriz,' derler. Peki, ataları bir şey düşünemiyen ve doğru yolu bulamıyan kimseler olsalar da mı?!" Bakara 170.
Bakın mesajımın başında size Hamza Bey dedim. Şimdi siz bey, paşa, efendi oldunuz ben de köle mi oldum ? Medeni insanlar birbirlerine saygı gösterir ve sosyal yaşamlarında da hitaplarına ve sözlerine dikkat ederler. Bu kibarlığın göstergesi ve sosyal yaşamdaki uyumun sürekliliği için gereklidir."Bediüzzaman" gibi "Mevlana" kelimeside insanı şirke götürür. "Mevla-na", "Efendimiz" anlamına gelir. Şunu biliyoruzki "efendi" kelimesini köleler kullanır. Yani ortada köle varsa ancak "efendi" olur. Bir müslüman için "efendi" sadece Allah olabilir, ona söylenebilir ki Allah bile insanı köle olarak görmez.
O mezheple ilgili sözlerimi sadece ve sadece sizi uyarmak için söyledim. Yoksa sizin o mezhep mensubu olduğunuzu ima etmek gibi bir amacım yok. Bunu yapmam. Büyük vebali var. Yanlış anlaşıldıysam çok özür dilerim. Hakkınızı helal edin lütfen.İlk olarak, adını daha önce duymadığım saçma bir mezhepten olduğum izlenimini ve ihtimalini sunmuşsunuz.
Bu bölümde yazdıklarınız soyut argümanlar. Delil sunmuyorsunuz. Yanlış olduğunu düşündüğünüz hususu örneklendirip açık açık yazmıyorsunuz. Bak şu kitapta kullanılan cümle böyle fakat tam 5 hata var gibi bir yaklaşım yok. Bu şekilde yazılanlara şüphe ile yaklaşmam çok normal. Ama örneklendirseniz ben de araştıracağım. Büyük ihtimalle de bu araştırmayı yaparken taptaze bilgiler öğreneceğim. Medeni insanlarız konuşup anlaşırız.1) Sizin sorularınızın tek cevabı risalelerdedir. Risaleleri okursak çok açık bir biçimde görürürüz yazım yanlışlarını, mantık hatalarını, kendini diğer insanlardan üstün görüp değişik dualar ettiğini. Benden istediğiniz risalelerden 1-2 cümlelik örnek vermekse, bunu yapmam!. Her zaman o örneğe karşı bir açıklamanız olacaktır. Her zaman mezheptir, hadistir bilmem kim şeyhtir,gavstır, ölülerden yardım istemedir bu örneklere girip çıkıp Said'in sözünü doğruymuş gibi bir şekilde açıklarsınız ki bu da çevremde gördüğüm şeyler ki açıkladıkları örneklerde başlı başına bir şirk o da ayrı bir konu. Hayır zaten, biliyorum yediremeyeceksiniz ama, insan yazdı o kitabı yazım yanlışları, mantık hatalarının olması gayet doğal ama tabi Saidçiler için o insan değil ama yinede bunu kabul ettiklerini kabul etmezler her zaman korurlar.
Çevrenizdeki insanların sahip olduğu düşüncelerden hangilerinin yanlış olduğunu düşünüyorsunuz? Bunları azıcık somutlaştırın.2) O ayet Kureyş müşriklerine deniyor ama Kuran her dönemde geçerli olduğu için şuan bile benim çevremde "din ve sahte din"'in ayrımını yapamayan insanlarla dolu, onlara "Kuran okuyun, öyle bir şey Kuranda yok" dedikçe, "bunca alim, şeyh, şıyh, yanlış mı biliyor? atalarımız yalan siz mi doğrusunuz" gibi bir açıklama getirdikleri için günümüzde dahi gözlemlemek mümkün.
Sizin düşüncelerinizi ifade etme biçiminizi biraz fütursuzca buluyorum. Bu nedenle de sizin de belirttiğiniz şekilde karşı taraftan olumsuz tepki alıyorsunuz. Daha anlayışlı olsanız belki karşılıklı fikir tartışması her iki taraf içinde verimli geçecek.Bu Saidçi arkadaşların her zaman tipik özelliği vardır, tartışmaya başlayınca sizi hemen farklılaştırırlar. Her zaman siz onların fikirlerine ve değişik inançlarına uymadığınız için farklı bir kalıptasınızdır. Onlardan değilseniz, onlara karşısınızdır. Aslında bu farklılaştırma her şeyhe, alim dedikleri zalimlere inanan insanlar için ortak, ama fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Şu hayatta bir sürü mezhepten oldum, sizin gibi saçma saçma mezhepten olduğumu iddia ediyorlar. Çok açık bir şekilde "Tarih"i araştıran bir insan mezheplerin saçmalıktan başka bir şey olmadığını anlar.
Sizin dininiz bizim dinimiz yok. İkimizde aynı din mensubuyuz. Mesele sağlıklı konuşabilmek ve fikir teatisinde bulunabilmektir.Kusura bakmayın ne kadar çok ayrıntıya girmek istesemde, o kadar çok tartışma yapınca konuşmanın nereye gidebileceğini seziyorum ve şimdiden bitirdim konuşmayı ama şunu söyleyeyim Saidin kitabını okudum benim "akılma, mantığıma ters" diyeyim. Kurandan başka, "din" adı altında "yazdırılan kitap" okuduğunu zanneden, Allahtan başka şeyhinin, aliminin, gavsının sözünü dinleyen herkese çok güzel bir ayet vardır; "Sizin dininiz size, benim dinim bana." Kâfirun 6.