Kayaklı bir oyun vardı sürekli ne zaman çıkacak bu canavar diye beklediğimiz ve anlık şok geçirten bir oyundu. Aynı zamanda hiç bir zaman sonuna varamadığım bir oyundu, Atari deki Mario gibi. Dur bak bulursam fotoğrafını atayım. Heh şu oyun işte;
Hatırladığım kadarıyla Donkey Kong ile bilgisayar dünyasına giriş yaptım. Ancak benim için yeri bambaşka olan bir oyun var. İnternet kafe kapattığımız, arkadaşlarla beraber o yıllarda hayatımızın en güzel zamanlarını geçirdiğimize neden olan bir oyun. Hayır arkadaşlar CS değil. Ultima Online! Bu oyun yüzünden eve güç bela bilgisayar aldırmıştım. Bilgisayar bağlandıktan sonra gelen ilk telefon faturası 200 küsür milyondu. O yıllarda bu para ne demek bilir misiniz? İşte babam bunu bana çok güzel bir şekilde öğretti.
Tarayıcıdakiler hariç ilk oyunum, Hitman: Contracts. Hem de ilk çıktığı zamanlarda oynamıştım, 4-5 yaşındaydım. Oyunun mantığını bile anlamamıştım, sessiz gitmenin altın kural olduğunu bilmeyip, dümdüz oynayıp bitirmiştim oyunu zamanla.