Bu saatte neden uyumadın?

Onu dert etmeler be dostum... Tipik şeyler. Sonra bi saat geçince ağlama seansları, son konuşma ve kapanış. Bi zamanlar rutin olmuştu...
En kötüsü de gecelerini çalan insanların gündüz ışığında parıl parıl parıldasan bile seni karanlık olarak görmesi. Sen ne kadar sevsen de onların gözünde onlar sevmeyince hep karanlığa ait oluyorsun.
 
Gece yanlız kalıyor insan kendi başına tek başıma. Sessizleşiyor ortalık, sonra yavaş yavaş zihnin konuşmaya başlıyor seninle. Derin üzücü sohbetler. İstemesede batıyoruz içine her gün yarın daha iyi bir gün olacak diye kendimizi kandırarak kapanış yapıyoruz. Hiç bir zaman olmadı, olmayacak ama biz yine birbirimizi kandırmaya devam edeceğiz.
 

Hiç merhaba demediğimiz insanlara elveda dediğimizi sanıyoruz. Başkası olan bakışa, gülüşe, hayallere bizim için olduğunu sanıyoruz. Aslında biz sadece güzelliğin parıltısına kapılıp başkası için bir yola yürüyoruz ve kapı bize kapatılınca kızıyoruz. Aslında hiç yürümeyecektik hiç o yolda, hiç anlam vermeyecektik o adımlara ama kandırıldık, mutlu olma vaadiyle sahte gülüşlere inanıp çıktık o yola. Keşke hiç görmeseydik o gülüşleri... Keşke hiç çıkmasaydık o yola...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…