Marka olarak çok severim. Diğer Amerikan markaları kadar köklü ve kalabalık bi katalogları olmamasına rağmen PR işini güzel yapan bir firmadır Dodge. Özellikle 1969 Charger modeli favorimdir. Bulundukları eski filmleri tekrar tekrar izlemişimdir. Vanishing Point, Dukes of Hazzard vs.
Fiat'ın alımından sonra Viper'ın üretimini durdurmaları üzmüştü. Ama özellikle son dönemde Hellcat serisi sonrası Challenger ve Charger'ı başarılı bulurum. Hatta diğer Amerikan markaları arasında Challenger ile 67-71 dönemi çizgilerini günümüze en başarılı aktaran markadır bana göre. "Amerikan Kası" adını güzel temsil eden fosil yakıtın öncülerindendir kendileri.
Elektrikli bi model için ufak bi teaser yayınlamışlardı, "Performansın peşindeyiz, o yüzden elektriğe geçiyoruz" gibi bir bahaneyle onlarda elektrikli dünyasına girecekler. Hala gösterimi yapılmadı bekliyoruz. 700hp'lik Hellcat Charger'ın Tesla'nın kayıpsız güç aktarımına karşı lastik yakmaktan öteye gidememesi belli ki üzmüş arkadaşları.
Türkiye ile ilgili kısım hakkında çok da bir şey söylemeye gerek yok diye düşünüyorum.
Yakıt tüketimi bir yana, sürüş konforu açısından da zayıf, zaptı zor, saf performans barındıran, meraklısına hitap eden araçlardan bahsediyoruz sonuçta.