İthalat temel tüketim malları da artarsa ki (dış ticaret açığını temel tüketim malları ile kapatmaya çalışıyorlar ve bu malları Avrupa'lı devletler çok ucuz birime satın alıyor) misal fındık, bir temel tüketim maddesi ama vatandaşımız satın alamıyor, çünkü ab vatandaşı o fındığı Max 10 avroya alıyor diyelim peki Türk vatandaşı kaç birime alacak 183 birime. Yani vatandaş temel tüketim malaarını alamayacak. Birim maliyet aynı ama 2 insanın cebinden çıkan biri farkı çok fazla.
Yazdığım birçok şeyi sildim kısaca demekmistediğim benim cebime girmeyecek olan refahı ne edeyim.
Ben gençliğimde abim, arabam, istediği teknolojik ürünleri almadıktan sonra, torunlarım çocuklarım almış bana ne.
Güzel günler göreceğiz öyle mi?
Para basmamızın tek sebebi TL değer kaybediyor.
1TL'ye 1 dolar alırdık şimdi 20TL'ye dolar alıyoruz. Başka bir sebebi yok, rezevet büyümüyor aksine küçülüyor.
Bunun temel sebebi malı ucuzlatıp Avrupa'ya zamanında 1 tane sattığımız maldan aynı paraya 2 tane veya 3 tane satmak.
Çinlileştirme girişimi.
Bugün Çinli vatandaşın asgari ücreti Türk vatandaşını tokatlar duruma geldi hatta Angola bile bizi tokatlamaya başladı. Daha sonra yıkılmak devletlerin ekonomisi bile bizi tokatlayarak.
Ayrıca güzel günleri ben şu an görmek istiyorum. 60 yıllık ömrüm var o bitti mi her şey biter. Şu an da güzel günler göreyim. Çünkü bu zaman artık geri gelmeyecek.
        
        
     
Hocam ilk mesajınıza şunu diyeyim bu olay pastanın büyümesi demek. İstediğinizi deneyin. Fakat tek çözüm bu. Şimdi alamadığınız metalar için sizden öncekilere kızın. Ya da kızmayıp neyi alabilenlerden farklı yapmışlar da bu duruma gelmişiz onu düşünün. Sadece oy vermek mi sanıyorsunuz? Şurada yazsam bütün şeyleri linçlersiniz beni, o sebeple pas geçeyim, siz düşünün. 
 Tek diyebileceğim şey şudur ki pastayı ne kadar büyütürsen o kadar iyi. Neden, en küçük dilimi alacak olanın da payı büyür. Mesela Avrupa'da asgari ücret 2000-2500 gibi düzeylerde(biliyorum bizim kadar asgari ücretle çalışanları yok ama hiç olmadığı anlamına gelmiyor ya da yakın miktarlarda çalışanların). Bize bakalım 5500 tl, asgari. Bunu birim olarak düşünelim. Avrupa'daki pasta o kadar büyük ki bizim ülkedeki pastanın yarı miktarını dahi alsalar yine bizden daha çok almış oluyorlar. Önemli olan bu. Bunu da nasıl sağlarsınız, dışarıdan para getirterek. Çünkü dünyada para arzı üç aşağı beş yukarı bellidir(eskiden altınla ölçülürdü ama şimdi öyle durum yok pek). Daha nokta atışıyla analoji yapayım, dünyadaki araziler bellidir. Bunun verimli olanları da bellidir. Şimdi önümüzde gıda krizi söz konusu olursa bu krizin galibi verimli arazilere en çok sahip olanlar olacak. Tl'yi taşlık araziler, Euro ve Doları da verimli araziler gibi düşünebilirsiniz(ve farazi olarak yüzölçümü bizim çok Avrupa'nın az olsun. Bu da asgari ücret maaşına denk gibi düşünebilirsiniz). Gıda krizi yaşama ihtimalin varsa o taşlık arazilerden maden çıkartıp verimli arazilerle takas edersin. 
Aslında Türkiye'de para neden basılıyordan ziyade para basma olgusunun her zaman kötü bir şey olmadığını söylemek istiyordum. Bizde basılmasının nedeni tl ile olan borçlarını kapatmak istemesi diye tahmin ediyorum. Çünkü iç borç da aynı dönem azalmaya başladı. Basmasalar memur maaşlarını vs ödemeyecekler vs vs. Doğrudur yanlıştır ben bilmem. Durum böyle aşağı yukarı. Ha sıradan vatandaş olarak da fikrimi de söyleyeyim, enflasyonist ortam borçlanmak için bir fırsat. Tamam biz sıradan vatandaş için hayat pahalılaştı vs ama bir de işin diğer boyutu var. İyi borçlanan ve riski alabilen insanlar servetlerini arttırdı. Ailenizin ya da sizin sabit geliri varsa gidin borçlanın, iyi bir yatırım fırsatı yakaladığınızı düşünüyorsanız. Bu tarz durumlarda çoğu zaman devleti taklit etmek faydalı olacaktır. Çünkü devletin ilk amacı batmamak oluyor(ki çoook kötü bir durum olmazsa da batmaz Marmara Depremi, dünya savaşları, darbeler, pandemi, göç akını bile batırmadı. Uzaylı saldırısı falan olması lazım herhalde. Osmanlı'nın yıkılmasına bakmayın, Atatürk gibi bir lider çıkmasaydı Osmanlı bir şekilde varlığını sürdürürdü. Ölüm döşeğinde olurdu ama ölmezdi demek istiyorum.) Dediğim gibi keşke bence de böyle olmasaydı ama oldu. Yapacak bir şey yok. Çözüm de gayet ortada aslında ama dediğim gibi yanlış anlayacağınızı düşündüğüm için kendimi geri çekiyorum.
Bir de Çin meselesine geleyim. Çin Komünist bir ülke evet ama liberalizmin nimetlerinden faydalanmayı çok iyi bilen de bir ülke. Komünist partiye üye olma şartı ile yapamayacağınız girişimcilik yok ülkede(asıl komünist biziz halbuki 
). Ki ilk başta bahsettiğim gibi bunun sayesinde pastadaki paylarını oldukça büyüttüler. Hiç öyle Çinliler çok fakir, en ucuz işçi Çinliler diye düşünmeyin artık bunun tam tersi bir durum var orada. Ha keşke Çin'in yaptığını gerçekten anlayıp bize uyarlayabilecek birileri de olsa da oyumuzu versek. Komünist bunlar demek ki kamu yatırımını arttırıp işçi masraflarını azaltmamız lazım denilirse patlar elbette. Gidip araştırın hocam bu adamlar ne yapmışlar nasıl yapmışlar vs'yi. Kafayı yersiniz, bana yedirmişti çünkü. Yuh dedim. 
 Bu dumuru Yahudilerde yaşadım, daha da şaşırmam diyordum ki Çin'i gördüm. 
Hocam bu arada siz de remote, freelance Avrupa'ya ihracat yapın. Kızacaksınız ama bu ülke döviz kazanana göre inanılmaz ucuz şu an. Milyar dolarlık sermayesi olan işletmelerin aldığı risk daha fazla olmasına rağmen ihracata yöneldilerse, siz neden yönelmeyesiniz. Tabi yukarıdaki borçlanma tavsiyesiyle bu tavsiyemi sadece lafıgüzaf olsun diye söylüyorum, yatırım tavsiyesi vermek ya da sizin hayatınızı etkilemek gibi bir niyetim yok kesinlikle, demek istediğim farklı yollar da var yani aslında.
Edit: son olarak şu vatandaş alamıyor mevzusuna geleyim. Buyrun devlet fındığı iç pazara bedava dağıtsın. Olacak olan şu, ya vergiler artacak ya da dışarıya kapalı olacağız. Yiyeceğiniz fındık zehir olsun istemiyorsanız bunu istemezsiniz emin olun. Zaten vergi olarak döndüğü için fındığı satın almış oluyorsunuz bir de. Hiçbir şey olmasa bile lojistiğe para harcanacak. O para da kimden çıkacak? Devletten çıktığında para basar öder, vergi olarak sen ben öderiz ya da. Ki devlet fındıkta tekelleşeceği için de artık size ne sunarsa o. Hatırlayın maske dağıtacağım bedava dedi sonuç ne oldu? Fakat yeni maske üreticileri girdiğinde ancak maske bulabildik. Durum bundan ibaret aslında. Ha fındık üreticisinin de kendi malıdır ister vatan aşkıyla buraya satar ister depoda çürütür isterse de Avrupa'ya satar. Ama Avrupa'ya satsa dahi o adam buraya para getiriyor. İşini büyütmek dahi istemese o parayı harcayacak bir başka kişinin işleri rast gideceği için belki o işini büyütüp istihdam vs sağlayacak(ki çoğu durumda bu olur, müşteriye yetişemezse mecburen yeni çalışan almak zorunda olacak ya da üretim kapasitesini arttırmak).