Çift ana dal düşünceniz olması çok güzel, kriterleri biraz katı ve süreci zahmetli olmasına karşın mezun olduğunuzda farklı bir unvan ile mezun olmanıza olanak sağlıyor ve ikinci bir üniversite zahmetinden kurtuluyorsunuz. Eğer düşünüyorsanız, ailenizin maddi durumu da iyi olduğu için Çin dili ve edebiyatı, Kore dili ve edebiyatı, Japon dili ve edebiyatı gibi bölümlerin oldukça pahalıya patlayan değişim programlarını da daha çok kovalama şansınız olur ve üniversite hayatınız boyunca maddi kaygınız olmadığı için stres seviyenizin daha çok düşük olma artısı da var.
Ayrıca dil bölümleri fazlasıyla aktif öğrenci sever, buna ayak uydurabilmeniz gerekiyor yoksa iş imkanları kısıtlanmaya başlıyor. Bundan dolayı gidilen üniversite ve üniversitenin bulunduğu şehir aşırı önemli, bu durum beklentinize göre boşa okuyup okumamanızı da değiştiriyor. Şahsen şehirde veya üniversitede düzenlenen ve bazen katılımınızın zorunlu tutulduğu etkinlikler öğrencilerin düşündüklerinin aksine çok güzel bir tecrübe oluyor. Bazen bölümler öyle misafirler ağırlıyorlar ki tecrübe edilmesi aşırı zor olan şeylere katılmış oluyorsunuz. Biraz daha nadir olsa bile hocalar bazı öğrencilere kendilerine gelen daveti (sanat galerisi, tiyatro vb.) Devredebiliyor veya olanak sağlayabiliyorlar. Bu tip fırsatları kovaladığınızda iş imkanlarını da kendiniz oluşturmaya başlıyorsunuz zaten. Zahmetli ama zevkli bir alandır dil.