Fotoelektrik Etki

Kısaca fotoelektrik, bir kaynaktan çıkan ışık yardımıyla metal bir yüzeyden elektron koparılmasıdır. Metalden koparılan bu elektronlar fotoelektron olarak adlandırılır. Einstein, 1905 yılında Max Planck'ın teorilerinden yola çıkarak bunu açıklamıştır:

Planck'ın formülünden (E=h.f: Burada h, Planck Sabitimiz ve f ise frekanstır), ''Işığın enerjisi, metalden elektron koparması için belirli bir frekansa sahip olmalı.'' fikri çıkarıldı. Örneğin bakır bir yüzeyden elektron koparmak istiyoruz. Bunun için elektronu koparacak olan ışığın dalga boyu az olmalı, yani mor renkte olmalı. En temel bilgi: Frekans ile dalga boyu ters orantılıdır (Örneğin elimde bir çarşaf var. Çarşafı hızlı çırparsam dalga sayısı az ve dalga boyu kısa olur fakat çok hızlı çırparsam çok sayıda kısa dalgalar görürüm).

Şu ikili karıştırılmamalıdır: Işımanın şiddeti ve enerjisi. Şiddet arttırıldığında kopan elektron sayısı artar. Fakat enerji arttırılırsa sadece elektronun enerjisi artar. Yani ışımanın enerjisi kopan elektronun enerjisi ile doğru orantılıdır.



Görselde adım adım gerçekleşenler:

1) Ark lambasından ışık gönderilir.
2)Işığın bir kısmı prizmadan geçirilerek monokromatik (tek dalga boyuna sahip ışık) haline getirilir. Bunun amacı, elektron koparmak için gereken dalga boyunu seçmektir. Yani bu aşamada ışık dalga boylarına ayrılır.
3)Monokromatik ışık, emilatör denilen levhaya çarpıp, kolektöre yansıtılır.
4)Böylece elektron koparılmış olur.

Diğer kısımlar sanırım gerilimi vb. ölçmek için konumlandırılmış.

Planck sabiti - Vikipedi

Ayrıca şu kitapçığı da almanızı tavsiye ederim. Kuantuma dair herşey ayrıntılı ve eğlenceli bir biçimde anlatılmış.

Teşekkür ediyorum , Fotoselli aygıtlar en büyük örneğidir, günlük hayatımızda .

byanigli dedi:

Teşekkür ediyorum , Fotoselli aygıtlar en büyük örneğidir, günlük hayatımızda .

Genişletmek için tıkla...

Böyle cihazların fotoelektrik sebebiyle çalıştığını hiç düşünmemiştim.

Fotosel lambanın arka yüzüne seryum oksit sürülmüştür ve bunun karşısına düz bir tel konulmuştur. Fotoselin sezyum oksite bağlı ayağı 150 voltluk bir bataryanın (-) negatif kutbuna, düz tele bağlı olan ayağı (+) pozitif kutba bağlanır. Bu durumda karanlıkta devreden akım geçmediği gözlenir. Çünkü lamba içinde devre açıktır. Ancak lambanın karşısında bir lamba yakarsak devreden akımın geçtiğini görürüz. Lambayı fotosele yaklaştırırsak devredeki akım şiddetinin arttığı görülür. Bu olayda lamba ışınları katottan (-kutup,sezyum oksit) koparır ve kopan elektronları anod (+ kutup- düz tel) çeker. Elektrik lambasının fotosele yaklaşması, sezyum oksit üzerine düşen ışık akışını arttırır ve kopan elektron sayısı arttığından devreden daha çok akım geçtiği gözlenir.