Bugün sizlerle bir nostalji yapacağız dostlar. 2008 yılına gidiyoruz. Doların 1 TL olduğu, mültecilerin olmadığı, sokaklarda rahatça top oynanan, euro 2008 heyecanının tavan yaptığı, Metallica gibi birçok grubun halen ülkemize konser vermeye geldiği, internet kafelerde deli gibi CS 1.6 oynanan güzel yıllar. Akıllı telefon sektörü içinde bir o kadar heyecan verici gelişmeler oluyordu bu dönemde. Ufaktan firmaların dokunmatik akıllı telefon denemelerine başlaması ile tuşlu telefonların devri kapanmaya başlamıştı. 2007 yılında Apple'ın IPhone'u tanıtması ile yepyeni günümüze kadar uzanan bir çağ başladı.
İlk iPhone çıktığında her ne kadar devrimsel bir cihaz olsa da birçok tuşlu telefondan daha az işleve sahipti. 3G yok, multitasking yapılamıyor, mms yok, GPS yok, mail sistemi oturmamış, video kaydedemiyorsun, üçüncü parti uygulama kuramıyorsun. Birçok eksiğe sahipti. Nokia'nın N serisi amiral gemisi telefonları çok daha işlevseldi bu bakımdan. Haliyle Apple'ın bu pazarda daha iyi rekabet edebilmesi için bu bahsettiğim eksik özellikleri cihazına eklemesi gerekiyordu. Ve bunlar arasında o dönem en önemlisi 3G bağlantı özelliğiydi.
2000'li yılların sonlarında bugün 5G'yi konuştuğumuz gibi 3G teknolojisinin getireceği yenilikler ve yeni kullanım alanları tartışılıyordu. Birçok firma akıllı telefonlarına 3G bağlantı özelliğini çoktan eklemişlerdi. İlk nesil IPhone'un en büyük rakibi Nokia N95 hem 3G hem de GPS özelliğine sahipti. Apple da bir sonraki modelinde rakibiyle arasında olan bu açığı kapatmak adına sadece 3G ve GPS özelliklerine kafa yormaya başladı. Sonucunda 2008 yılında iPhone 3G ile tanıştık.
> iPhone 3G neden bahtsız bir model? <
iPhone 3G, 11 Temmuz 2008'de Apple etkinliğinde resmi olarak duyuruldu. Kendisi ayrıca Türkiye'de Apple adına Turkcell tarafından resmi olarak satılan ilk iPhone modelidir. Yani iPhone ülkemiz piyasalarına 2008 yılında giriş yapmıştır. Bu telefonun çıkış amacı basitti. 1. nesil IPhone'a 3G ve GPS özellikleri ekleyerek rakipleriyle arasında olan açığı kapatmak ve IPhone'u globale taşımaktı. İlk nesil IPhone'da kullanılan alüminyum çelik karışımı gri kasa yerine plastik çelik karışımı parlak siyah bir kasaya geçiş yapılmıştı.
Gelelim işin gerçek yüzüne. iPhone 3G aslında donanımsal olarak yeni bir model değildi. İlk nesil iPhone ile aynı çipseti, aynı kamerayı kullanıyor ve aynı miktarda da RAM'e sahipti. Yani aslında makyajlanmış bir telefondu. 3G ve GPS haricinde hiçbir yenilik sunmuyordu. Peki bunun gelecek etkileri ne oldu?
iPhone 3G ilk olarak iPhone OS 2.0 ile piyasaya sürüldü. Bu sürümde ilk nesil iPhone ile aralarında neredeyse hiçbir performans farkı yoktu. İkisi de aslında olması gerektiği gibi hızlı çalışıyorlardı 2008 standartları için. Birçok arayüzü kasan basmatik akıllı telefondan fersah fersah önde bir deneyim sunuyorlardı. 1 sene sonra (2009) iPhone 3GS ile beraber iPhone OS 3.0 tanıtıldı. İşte iPhone 3G'nin bahtsızlığı tam olarak bu noktada başladı. Düşünün bir telefon satın alıyorsunuz ve sadece 1 sene sonra çıkan yeni model çok büyük performans iyileştirmeleri ile geliyor. 3GS ile beraber iPhone tarihinde ki ilk büyük performans sıçraması yaşandı. Hatta 6S çıkana kadar 3GS bu alanda ki liderliğini korudu.
iPhone 3GS ile beraber 128 MB olan RAM 256 MB oldu, 410 MHz Samsung üretimi rısc çipset yerine, yine Samsung üretimi 600 MHz ARM-Cortex A8 çipsete geçildi. Bu o dönem için çok büyük bir sıçramaydı. iPhone 3GS 2009 yılında tam manasıyla performans anlamında rakipsiz bir cihazdı. İşte 3GS ile gelen bu geliştirmeler selefi 3G'nin bir anda tarihi esere dönüşmesine sebep olacak olaylar zincirini başlattı.
>iOS 4'ün çıkışı ve iPhone 3G'nin ölümü<
iPhone 3GS'in sunduğu geliştirmeler şüphesiz Apple'ın 2010 yılında çıkartacağı ve IPhone'un günümüzde ki imajını şeklini oluşturacak iPhone 4 için bir hazırlık aşamasıydı. 2010 yılında iPhone 4 ile beraber iOS 4'te tanıtıldı. iOS 4'ün en önemli özelliği IPhone'un çıkışından beridir eleştirilen multitasking özelliğini getirmesiydi. Tuşlu symbian cihazlarda bile multitasking yapılabiliyorken Apple bunu ancak 2010 yılında ekleyebildi cihazlarına. Ama durun. Hangi cihazlarına?
iPhone 4'ün içinde 512 MB RAM vardı. Böyle bir RAM miktarı günümüz için komik olsa da 2010 yılında büyük bir miktardı. iPhone 3GS ise yarısı kadar yani 256 MB RAM'e sahipti. iOS 4 multitasking özelliği için minimum 256 MB RAM istiyordu. Ve konumuzun ana kahramanı iPhone 3G ise 128 MB RAM ile bir köşede ağlıyordu maalesef.
Sadece bu da değil. Daha önce IPhone'un hiçbir şekilde ana ekranına duvar kâğıdı koyamıyordunuz. iOS 4 çıkana kadar telefonunuzu siyah bir arka planla kullanmak zorundaydınız. Sadece kilit ekranına duvar kâğıdı konulabilen karanlık dönemler... iOS 4 ile duvar kâğıdı özelliği tanıtıldı. Ve bu özellik performansı düşürdüğü gerekçesiyle yine ve yine iPhone 3G'ye verilmedi. Yetmedi mi? Performans gerekçesiyle vermedikleri özelliklere rağmen iPhone 3G adeta bir S3 mini gibi belki de daha kötü bir performans sergilemeye başladı. Kullanılamaz hale geldi. Yani telefonunuza iOS 4 yüklediğiniz andan itibaren artık o bir ölü statüsünde. Büyük ihtimalle birisini aramak istediğinizde telefonunuz donacak ve ne kadar çabalasanız da kendine gelemeyecek bir süre. Ki iOS 4 sonrası iPhone 3G bir daha güncelleme almadı ve tarihin tozlu raflarına kaldırıldı.
Peki iPhone 3G için neden başlıkta da yazdığım gibi bahtsız diyorum her seferinde? Kısaca bahsetmek ve özetlemek gerekirse; hiçbir donanım geliştirmesi olmadan çıkması, 2010 yılında sadece 2 yaşında olmasına rağmen yazılım güncellemeleriyle kullanılamaz bir hale gelmesi bu telefonu en bahtsız ve en başarısız iPhone modeli yapıyor. Bakın modelleri de demiyorum. Direkt model diyorum.
Günümüz de 2 yaşında bir IPhone'un kasması Fenerbahçe'nin şampiyon olması kadar uzak bir ihtimalken (ironi efenim hemen kızmayın öhöm) o dönemler böyle şeyler olabiliyordu.
dipnot: Sabrınızı sınamak, ermek mi istiyorsunuz? O zaman ne duruyorsunuz? Haydi şimdi hemen bir iPhone 3G satın alın.
Son düzenleyen: Moderatör: