Hayatıma odaklanmak istiyorum

Hayat bunları düşünmek için oldukça kısa en azından ben böyle düşünüyorum. Hayatımı planlamaktan hoşlanmam her şeyin anlık yaşanmasını isterim ve aynı şekilde her günü hayatımın son günüymüş gibi yaşarım. Ülke karışına karışına negatiflikle dolu olsa bile eğlencene bak ve hayallerini yüksek tut ve vaz geçme. İnsanlar ve hatta ailen senin hayallerini köreltmeye çalışabilir bundan üç sene önce hayalimi anlattığımda dalga geçip dışlayan insanlar şu an yaşadığım hayatı izliyor ve yanımda olmak istiyor. Yalnızlık gibi şeyler aslına bakılırsa Türkiye gibi karmaşık toplum yapısında çok yararlı bir şey. Bir insanın kendisini toplumdan soyutlaması insanlardan uzun süreli olarak zarar görmesi nedeniyle olur ya da Türkiye gibi baskıcı toplumlarda baskılanmak istemeyen birey içine kapanır ve bu mantıklıdır. Öldükten sonraki on yılın ardından kimsenin seni anmayacağı, cenazenden sonra akşamında annenin tekrardan kimi dürttüğü belli olmayan Türk dizisi izleyeceği bir Dünya için fazla düşünceye gerek yok. Eğer inançlı bir bireyseniz inancınızın emrettiği şeyleri yerine getirerek inancınızdaki diğer yaşamda kendinize yer edinin ve Dünya yaşamında eğlenmeye bakın.
 
Çok doğrusunuz. Bir zamanlar kendimi geliştirmeye adamıştım kendimi ama... Tatmin olamıyorum. Sevmek istiyorum, güvenmek istiyorum. Kibir, nefret, kaos... Artık duymak istemiyorum, bunun için de şeytanın elini sıkamam tabi ki de.

Neden? Neden arka planda kalmak istedikçe üzerime geliyorlar? Neden? Embesil bir neslin kurduğu hiyerarşi... Kaçtıkça daha çok üzerime geliyorlar. Nefes aldırtmak istemiyorlar.
 
Hocam siz kaç yaşındasınız ve tam olarak üzerinize gelme olayı nedir? Belki biraz daha konunun içini görebilirsek daha çok fikir üretebiliriz.
 
İnsanlar kendilerinin ulaşamadığı şeye başkası ulaşsın istemezler, kendileri çıkamıyorsa seni de tutup aşağı çekmek isterler. Dost, arkadaş seçimi yaparken çok dikkatli olmak gerek. Önemli olan sayı değil kalitedir. Şuan ki popüler kültür insanlara yanlış hedefler gösteriyor. Onlara uyum sağlamak zorunda değilsin sayılarının çokluğu doğru yaptıklarının anlamana gelmez. Araçlar hedef haline gelmiş. Büyük adımlar atmak yerine küçük ve sağlam adımlar atarak ilerlemek gerek. Bardak metaforunu duymuşsundur belki, bir bardağı eline alıp elini havaya kaldırırsan bu sana zorluk vermez, ama elini havada tutmaya çalıştıkça kolun ağrımaya başlar, halbuki bardağın ağırlığı aynı. Demek istediğim bir şeyin üzerinde ne kadar durursan seni o kadar çok etkiler.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…