Aklını sorgulamak bir şey, gözlerinden ve kulaklarından şüphe etmek bambaşka bir şey. Ama hepsi bir değil mi? Hislerimiz beynimize giden vasat içerikler. Tabii, onlara bağlıyız. Onlara güveniyoruz. Etrafımızdaki dünyayı doğru bir şekilde resmettiklerine inanıyoruz. Ama ya korkunç gerçek yapamadıklarıysa? Algıladığımız şey biraz bile gerçek dünya değilse, zihnimizin en iyi tahmininden ibaretse? Ya elimizdeki tek şey karmakarışık bir gerçeklik, asla bütününü göremeyeceğimiz bulanık bir resimse?