Yakın zamana kadar vizesiz olduğu için Meksika'ya giden, oradan da filmleri aratmayacak maceralarla ABD'ye geçerek Kanada'ya ulaşan çok sayıda Türk vatandaşının öyküsünü duymuşsunuzdur. Bu güzergâh artık hayli sıkıntılı. Şimdilerde Trump'ın katı göçmen kuralları nedeniyle ABD'de sığınma umuduyla bulunanlar Kanada'ya kaçak yollarla geçmenin peşinde. Kanada'da da göçmenler açısından umutlu bir tablo yok. En azından eskisi kadar kolay bir süreç yok. AB başta olmak üzere pek çok ülkede göçmen başvurularında
Türkiye'nin Suriye, Afganistan ve İran ile ilk sıraları paylaştığını da unutmayalım. Kanada'da her ülkede olduğu gibi göçmen başvurularındaki en önemli belge dışişleri bakanlığının hazırladığı o ülkeye ait bilgilerin olduğu “
ülke” raporu. Kanada'ya göçmenlik başvurularında kararı verecek hâkim için gerekli olan, anlatılan öykünün dışişleri bakanlığının raporuna uygun olmasıdır, Mesela Kürt, Alevi olmak çok eskiden beri Kanada için
“baskı altındaki kimlik” kaydı ile geçerli bir nedendi. Buna Fetullah Gülen cemaati mensubiyeti de 15 Temmuz sonrası eklenmiş. En dramatik olanı ise en son, dışişleri raporu ile de kabul edilen ve kriter halini alan CHP üyeliği. CHP üyesiyseniz, mitinglerine katıldıysanız ve bir de gözaltına alındıysanız, bu arada da polis şiddetine de uğradıysanız ve bunları bir biçimde belgelediyseniz göçmenlik için yolunuz açık demektir. Dışişleri raporu da bunu destekliyor. Bu hakikaten çok dramatik bir tablo. Ülkenin kurucu partisine
Üyelik göçmen olarak kabul edilebilir bir kriter artık Hem Kanada Dışişleri'nin raporuna hem de örnek mahkeme kararlarına göre...