İnsanlar içinde bulundukları savunma içgüdüsü ile hareket ettiklerinden dolayı onları engelleyen karanlığa karşı tedirgin, mesafeli yaklaşmakta ya da korkmaktadır. İnsanlar doğası gereği gece uyuyup gündüz yaşamına devam eden canlılardır. Yani insanlar karanlıktan çok gün ışığına maruz kalırlar.
İnsanoğlu yapısı gereği bilinmezden korkar bence. Göremediğimiz bilemediğimiz şeylerden korkarız. Kendimizi güvende hissetmeyiz. Ben böyle düşünüyorum.
Günümüzde birçok insan, karanlıktan korkmuyorum kardeşim, korkulacak ne var dese bile çoğu, hatta neredeyse hepsi yalan söylüyor. İnsan doğası gereği bilinmezlikten korkar, mesela ne zaman olacağını bilmediğimiz Büyük İstanbul Depremi gibi. Karanlık, görüşü engellediği için önünüze ne çıkacağını bilemezsiniz. Bir şey çıkmayacağını bilseniz bile beyniniz size bir yandan korkmanızla ilgili mesajlar gönderir. Aklınıza korkunç yüzler, korkunç anlar gelebilir. Ayrıca karanlığı aydınlıktan çok daha az gördüğümüz için (normal bir insan gibi geceleri uyuyup gündüzleri uyandığınızı farz edersek) bu bilinmezliğe bilinmezlik katar. Ama sadece karanlık değil yalnızlık korkusu da bu korkuyu destekler.
Karanlıktan korkmuyorsunuz, bilinmezlikten korkuyorsunuz. Duyularınızın birçoğu işlevsiz hale geldiği için iç güdüsel olarak kendinizi çıplak yani korumasız hissediyorsunuz.