Eksiğiyle, yanlışıyla bildiklerimi anlatayım. Kod dediğimiz şey yani software, bir işlemciye veya mikroişlemciye neyi yapması gerektiğini söylemektir. Bu ise üzerindeki transistörlerde voltaj var veya yok, 0 veya 1, true veya false mantığı ile mümkün. Çünkü bütün bilgisayarlar kısaca işlemciler binary(ikilik) sayı tabanında çalışır. İlk başlarda insanlar belli yöntemlerle yaptı. Bir dönem veri aktarımı Punched Card dediğimiz delikli kartlara delikler açılarak 0 veya 1 olduğu makinelere anlatıldı. Zaten ilk bilgisayarın yapılmasıyla da ilk programlama dili açığa çıktı diyebiliriz. Çünkü bilgisayara ne yapacağını söylemek için bir yöntem kullanmak zorundayız buna da ilk dil diyebiliriz. Zaman ile makine dilini daha insanların anlayabileceği şekillere çevirirken farklı şekilde dil aileleri şekillenmeye başladı. Yeni oluşan diller insan diline yakınlaştıkça yani makine dilinden uzaklaştıkça teoride performans olarak düştü fakat ulaşılabilirliği ve öğrenilebilirliği arttı. O yüzden Low-level dediğimiz yüksek performanslı(C, C++) dillerin sektörde kıymeti biraz daha yüksek. Driver, hardware, multimedya, uzay sanayii gibi alanlarda performans ve düşük hata payı olması çok önemli olduğu için bu diller daha çok tercih ediliyor.
Dediğim gibi eksiğiyle yanlışıyla bildiğim kadarını anlatmaya çalıştım. Umarım faydalı olmuştur.