Kozmolojik Delil

Yok bunlar ortaçağda yaşayacaklardı gayrimüslim iken Emeviler baskın yapacaktı eşlerini cariye yapacaklardı bir de yetmezmiş gibi dine davet edeceklerdi o zaman da bakalım savunabilirler miydi dini?
 
Tek bir kanıtı yok dediklerinin, ben kanıt sunuyorum o makaleler gerçek değil evrim palavralari diyor, kendisi ise en ufak bir kanıt niteliğinde bir belge sunmuyor. Kendi dinlerini de bilmiyor bunlar.

Makale atiyorum, makale gerçekliği yok sen kendin yaz diyor. Ne diyeceğimi bilemiyorum gerçek ne ise ben de makalenin aynısını yazacağım zaten kendi kafama göre yorumlayacağım bir durum değil ki.

Kendi mantıkları bu dediğim şeyleri kabul etmekte zorlaniyor, kendi mantığınız böyle diyor diye kitap böyle demiyor maalesef.
 
Mantık kurabiliriz fakat burada ki esas nokta insanoğlu'nun kurduğu mantığın ne kadar engin olabileceği değil mi? Günümüzde gözümüzün önünde olan bilimsel bir gerçekliği dahi belki de seneler sonra bulacağız, Tanrı'nın var olduğunu ve herşeyin onun yarattığını düşünürsek bizim gibi daha evrende yeni oluşmuş varlıkların Tanrı'nın gerçekliğini gerçekten kurduğumuz mantık ile anlamamız mümkün mü ?
 
@Hasan Burak Aydogan Tanrı olgusunun olduğunun söyleyenlerin en büyük kaynağı ne, kutsal kitap dedikleri şeyler. Kutsal kitapları anlayarak, tarafsız şekilde okursaniz gereken cevabı bulacağınıza eminim. Semavi dinler ortaya çıkmadan önce de hemen hemen çoğu bölgede Tanrı kavramı vardi. Bu kavramin ortaya çıkışı Islam, Yahudilik, Hristiyanlik ile başlamadı, bu dinlerin tarihi 10 bin yıllık sadece.
 
Kaynağı'nın inanç olduğunu düşünüyorum, bunu sadece din olarak düşünmemek gerekli. İnsanlar kavrayamadıkları bir şeylere anlam yüklerler ve bizim konumuzda ise bu Yaratıcı oluyor. "tarafsız şekilde okursaniz gereken cevabı bulacağınıza eminim " bu yazınız ile neyi söylemek istediniz?
 
İnsanlar kavrayamadıkları bir şeylere anlam yüklerler ve bizim konumuzda ise bu Yaratıcı oluyor.
Tanrı kavramı buradan geliyor zaten.

Kutsal kitapları okursaniz bilimle çelişmediğini görürsünüz, fazlasıyla çelişki dolu ayetler. Bunları bir yaratıcının yazmadığını anlarsınız.
 
Tanrı kavramı buradan geliyor zaten.

Kutsal kitapları okursaniz bilimle çelişmediğini görürsünüz, fazlasıyla çelişki dolu ayetler. Bunları bir yaratıcının yazmadığını anlarsınız.
Örnek verebilir misin?
 
@Nullo Ilk insan, insanin oluşumu, evren ve dünyanın yaratılma süreci hiçbir şekilde bilimle çelişmez. Ikisi apayrı dünyalar.

İlk insan Adem ve Havva değil, İbrani dinlerin tarihi 7-10 bin arasidir. Ilk homo türü 2.5 milyon yıl önce ortaya çıktı, şimdiki Homo Sapiens türü ise 200 bin yıldır var.

Üç büyük din insanin çamurdan yaratıldığını söyler, yalnız bu da doğru değil. Insan da diğer tüm canlilarda aminoasitlerden evrimleşerek buraya kadar geldi. Aminoasitlerde hücrelerden oluşur, hücrelerde atomlardan oluşur.

Tevrat ve Kuran, dünyanın 2, evrenin ise 4 günde yaratıldığını söyler, Kuran bu söylemi Tevrat'tan kopyalamıştır. Ikisi de mantık dışı söylemler. Dinciler bu gün kavramı çarpıtıp orada söylediği gün değil aşama, yıl, asır gibi tabirlerle yalanlamaya çalışırlar ancak nafile yalan söylüyorlar.
 
Ilk homo türü 2.5 milyon yıl önce ortaya çıktı, şimdiki Homo Sapiens türü ise 200 bin yıldır var.

Bu bir yasa mı, teori mi, varsayım mı?
 
@Nullo Halk arasında yaygın olarak kullanılanın aksine "Teori" sözcüğü bilimde ispatlanmamış anlamına gelmez. Tam tersine
uzun süreli, çok açılı, çok disiplinli gözlemler ve incelemeler sonucunda elde edilen verilerin "neden" ve "nasıl" o şekilde olduğunu açıklayabilen bilgi bütünleri anlamına gelir.

Bu teorileri inşa etmek için kanunlardan yola çıkarak hipotezler inşa ederiz; etrafımızda gördüğümüz, birbiriyle ilişkili gibi gözüken olay ve olgular arasındaki ilişkileri sorgularız. Bu sorgulama sürecinde ileri sürülen, sınanmayı bekleyen, bilimsel düşünüşe uygun her sav bir "hipotez"dir. Adı üzerinde, "ön-tez" anlamındadır ve teorilerin inşasında, değişmesinde, geliştirilmesinde, yanlışlanmasında kullanılırlar.

Dolayısıyla hiçbir hipotez ispatlanınca teori, teori daha da ispatlanınca kanun olmaz. Önce etrafımızda kendini tekrar eden olaylar ve olgular, yani kanunlar tespit edilir. Bu kanunların birbirleriyle ilişkileri sorgulanarak hipotezler kurulur ve bu hipotezlerden doğrulananlar (veya tekrarlanan testleri her seferinde başarıyla geçenler) arasında bağlantılar kurularak bu kanunları izah eden açıklamalar geliştirilir, bunlar da teoriler olur.

Teoriler açıklama gücü, kapsam, içerik, test edilebilirlik gibi birçok açıdan kanunlardan üstündürler. Öyle ki bazı kaynaklar kanunları, teorilerin kısa ve dar bir özeti olarak nitelerler.

Kanunlar, Teorilerden üstün değildir. Bu dediklerimde varsayım değil kanıtlanmış, ispatlanmış bir şeydir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…