Yapılır kanka niye yapılmasın, büyüklerimizin iş görmez buyrukları altında, çağımızda o kadar sonuç odaklı yaşamaya alıştırıldık ki sonuç evlilik olmayacaksa vakit kaybı olarak görüyoruz. Gülüp eğlendiğimiz 3 aya, 5 aya, 1 yıla, 2 yıla, dönüp tekrar gülmek yerine ağladığımız 2 güne kızıyoruz. Pek tabii içinde bulunduğumuz aktivitenin bir sonucu ve bir getirisi olması gerek ama bu el ile tutulur bir şey olmak zorunda değil. Sonuçlara olan merakımız o kadar aşırı düzeylere ulaştı ki son yıllarda hayatın hayal ettiğimiz planlara uyup uymayacağı bile garanti değilken sonucu tahmin etmeye çalışıyoruz. Kıssadan hisse; sonucunda canım yanacak diye uzak tutarsan kendini, hayattan zevk alamazsın çünkü "hikayenin sonunda Romeo ölmeli, Titanik batmalı ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı"