Daha fazla
- Sistem Özellikleri
- Anakart: ECS H81H3-M7
İşlemci: Intel Core i7 4790
HDD: Western Digital WD10EZEX 1 TB 7200 RPM
RAM: Crucial CT102446BA160B.C16FER 1x8GB DDR3 1600MHZ
Kasa: Casper NSH.4790-8T75A-W (CD.VTI4790A) Hazır kasa.
Ekran kartı: Galaxy GT730
PSU: Casper Fsp250-50hmn
Monitör: AOC G2868PQU 28" 4K 3840×2160 1 MS 60 Hz TN panel
UPS: Tunçmatik TSK5208
Mouse: Casper B309
Klavye: Casper K1500
Akım korumalı priz: Monster MPEXP100U
Yazıcı: Epson L4160
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Espiri mühendisi
- 1873-1936 arası yaşamıştır.
- Sırat-ı Müstakim ve Sebolürreşat dergilerini çıkarmıştır.
- Türk milletinin bağımsızlığını simgeleyen İstiklal Marşı'nı yazmıştır.
- Şiirlerinde içinde yaşadığı toplumla ilgili siyasi ve sosyal konuları işlemiştir.
- Kurtuluş Savaşı günlerinde Anadolu'yu dolaşarak şiir, yazı, konuşma ve vaazlarıyla Milli Mücadele'ye destek vermiştir.
- Şiirde hayali değil gerçeği esas almış, gözlemlerini dönemine göre yalın bir dille yansıtmıştır.
- Dizeleri yer yer kırarak şiiri düzyazıya yaklaştırmış, manzum hikayeler yazmıştır.
- Manzumelerinde halkın yaşayış tarzını ve değerlerini aktarmıştır.
- Manzumelerini didaktik tarzda öğüt verici nitelikte kaleme almıştır.
- Ağırlıklı olarak mesnevi ve serbest müstezat nazım biçimlerini tercih etmiştir.
- Halkın konuşmalarını şiirde diyaloglar şeklinde vermeyi başarmıştır.
- İslamcılık düşüncesine bağlı kalmıştır.
- Bütün şiirlerini yedi bölümden oluşan Safahat adlı kitabında toplamıştır.
- Edebiyatımızda en önemlivbölümü Asım'dır. Asım Türk gençliğini temsil etmiş, gençliğe öğüt vermiş.
- Çanakkale Şehitlerine şiiri edebiyatımızda önemli yer tutmaktadır.
- Safahat
- Süleymaniye Kürsüsünde
- Hakkın Beşleri
- Fatih Kürsüsünde
- Hatıralar
- Asım
- Gölgeler
- Bülbül
- Küfe
- Mahalle Kahvesi
- Kocakan ile Ömer
- Cenk Şarkısı
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı! "
Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "bu: bir Avrupalı! "
Dedirir -yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın.
"Açız! Açız!" diye feryâd eden çocuklarının,
Karıştırıp duruyorken pişen nevâlesini;
Çıkardı yuttuğu yaşlarda çırpınan sesini:
-Durunda yavrularım, işte şimdicek pişecek...
Fakat ne hâl ise bir türlü pişmiyordu yemek!
"Açız! Açız!" diye feryâd eden çocuklarının,
Karıştırıp duruyorken pişen nevâlesini;
Çıkardı yuttuğu yaşlarda çırpınan sesini:
-Durunda yavrularım, işte şimdicek pişecek...
Fakat ne hâl ise bir türlü pişmiyordu yemek!