- Katılım
- 31 Ağustos 2014
- Mesajlar
- 3.483
- Makaleler
- 23
- Çözümler
- 6
Hic anlamadim ama yine yeniden cok begendim.
Iyi Dinlenceler
Sonradan gelen Edit: Su yorumu da cok begendim...
Mikail Aslan & Erkan Oğur - Adirê Zerrê Ma
- Konuyu başlatan Neşeli Enginar
- Başlangıç Tarihi
- Mesaj 1
- Görüntüleme 1.967
Hic anlamadim ama yine yeniden cok begendim.
Iyi Dinlenceler
Sonradan gelen Edit: Su yorumu da cok begendim...
AhmedArif
Hectopat
- Katılım
- 20 Ekim 2016
- Mesajlar
- 182
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Gayet güzel söylemiş. Ben Kürtçe bildiğim için anladım ama anlamayan arkadaşlar için hikayesini (sözlerini) bir arkadaş yorumlarda çevirmiş buyrun:
“Hayıg, Kanoğlu (Kanu) köyüne vardığında köyün aşağısında, Munzur Irmağı’nın hemen kıyısında bir kalabalık gördü. Gözleri kalabalığın içinde Budala Derviş’e ve kır atına ilişti. Budala, atına binmek istiyor fakat atı kaçıyordu. Öfkeliydi. Hayıg sordu: “Budala Derviş, atın neden senden kaçıyor, bir de bu kalabalık da neyin nesi?” “Hiç sorma” dedi Budala Derviş, “biz topraklarımızı sattıktan sonra nehrimizin önünü tutup onu boğdular, taziyesini veriyoruz. Atım bu yüzden öfkeli.” Hayıg nehre baktı, yılanlar çıyanlar karayı kaplayan sudan kaçıyordu, ağaçlar suyun altında kalmış, çöpler ağaçların zirvesine kadar yükselmişti! Oradan uzaklaştı, bir süre sonra Gola Çetu Ziyareti’ne vardı, ziyaretin üzerindeki mumlar sönmüştü. Gola Çetu sordu; “Munzur’un sesini duyamıyorum artık, ırmağımıza ne oldu?”
“Hayıg, Kanoğlu (Kanu) köyüne vardığında köyün aşağısında, Munzur Irmağı’nın hemen kıyısında bir kalabalık gördü. Gözleri kalabalığın içinde Budala Derviş’e ve kır atına ilişti. Budala, atına binmek istiyor fakat atı kaçıyordu. Öfkeliydi. Hayıg sordu: “Budala Derviş, atın neden senden kaçıyor, bir de bu kalabalık da neyin nesi?” “Hiç sorma” dedi Budala Derviş, “biz topraklarımızı sattıktan sonra nehrimizin önünü tutup onu boğdular, taziyesini veriyoruz. Atım bu yüzden öfkeli.” Hayıg nehre baktı, yılanlar çıyanlar karayı kaplayan sudan kaçıyordu, ağaçlar suyun altında kalmış, çöpler ağaçların zirvesine kadar yükselmişti! Oradan uzaklaştı, bir süre sonra Gola Çetu Ziyareti’ne vardı, ziyaretin üzerindeki mumlar sönmüştü. Gola Çetu sordu; “Munzur’un sesini duyamıyorum artık, ırmağımıza ne oldu?”
