Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Yani devlet hiçbir şekilde dini yasalara göre yönetilmez. Bir Müslüman, bunu isteyemez. Neden mi isteyemez? Açıklayayım:
Herkesin uzak ve korkunç olarak baktığı şeriat, zaten Kur'an-ı Kerim ayetleridir. Kur'an-ı Kerim'de bir ayeti bile inkar eden, kafir olur, bunu herkes bilir. Misal namaz kılmak. Ayette geçer, farzdır. Bir müslüman namazın olmadığını savunursa dinden çıkmış olur. Çünkü ayeti ezmiş olur. Bu tür ayetler, ayetle sabit olup muhkem ayetlerdir:
"Sana kitabı indiren O’dur. Onun (Kur’an) bir kısım âyetleri muhkemdir, ki bunlar kitabın esasıdır, diğerleri ise müteşâbihtir. Kalplerinde sapma meyli bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) te’vil etmek için ondaki müteşâbihlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun te’vilini ancak Allah bilir; bir de ilimde yüksek pâyeye erişenler. Derler ki: Ona inandık, hepsi rabbimiz katındandır. (Bu inceliği) yalnız aklıselim sahipleri düşünüp anlar." (Ali imran 7)
Aynı şekil, bizim devlet yönetimi olarak bildiğimiz şeriat kanunları da Kur'an-ı Kerim'de ayetler halinde geçer. Yani nasıl ki namaz muhkem ve kesin bir ayetse, şeriat ayetleri de muhkem ayetlerdir. Zaten namaz ayetleri de şeriattır. Muhkem ayetleri inkar etmek, dinden çıkmaya sebep olur. O yüzden günümüzdeki dini anlatan hocalarımız, şeriatı inkar etmenin insanı kafirliğe sürüklediğini anlatırlar, ki haklılar. Bunu hocalar zaten kendi nefsani arzusuyla kafasına göre söylemiyor, asırlardır İslam bu şekilde yönetildiği için, ayet, hadis ve alimlerin sözlerini naklediyorlar.
Şimdi bu noktada içinizden şöyle geçirdiğinize eminim: "İyi de o kanunlar eski zaman için geçerliydi, şimdi devir değişti. Duruma göre kanunlar değişir." Bu düşünce çok yanlıştır. Muhkem ayetler, kıyamete kadar aynı şekil korunur, değiştirilemez. Zaten değiştirilebildiğini iddia eden, yine dinden çıkar. Çünkü muhkem ayetleri ezmiş olur. Dinde duruma göre değişebilen tek hüküm, fıkıh hükümleridir. Onu da herkes yapamaz, alimlerin ve fakihlerin görevidir.
Ayrıca laiklik din özgürlüğüdür diyenler var. Fakat şeriat da zaten din özgürlüğüdür. Şeriatta gayrimüslimlere zorlama yapılmaz. "Dinde zorlama yoktur" ayeti gayrimüslimler için geçerlidir. Ama Müslümana zaten zorlama vardır. Bundan kaçış yoktur. Zaten zorlama olmasaydı, namaz kılmadan da cennete girebilirdik. Ahirette zorlamayı herkes kabul eder, fakat iş dünya hayatı olunca kimse zorlama istemez. Halbuki iki alemi de Allah (c.c) yönetir. Zorlamanın olmaması zaten mantık dışı. Biz Allah'a kulluk etmek için dünyaya geldik. Biz kendi kendimizi yaratmadık.
Kısaca, Müslüman asla laiklik isteyemez. Bunu kafasına göre veya nefsani arzusu istediği için değil, Kur-an-ı Kerim'e tabi olduğu için istemez. Anlattığım şekilde, herkes laikliği savunup kafirlik tehlikesine yaklaştığını bilmiyor, normal ve basit bir şey olarak görülüyor. Ben olsam, sırf nefsim istediği için şeriatı inkar etmezdim. Sonuçta ebedi ahiret, 70 yıllık dünya hayatından daha hayırlıdır.
Ayrıca, çoğunluğun bir konuyu savunması, o şeyi helal veya mubah yapmaz. Çoğunluğun savunduğu görüş, sizi yanıltmasın. Şu ayetleri de ekleyip bitiriyorum:
"İnsanların çoğuna uyan sapıtır." (Enam 116)
"Çoğu inkârcıdır." (İsra 89)
"Çoğu Kur'andan yüz çevirdi. (Fussilet 4)
"Çoğu haktan hoşlanmaz. (Zuhruf 78)
Şu videodan daha fazla teferruat da alabilirsiniz: