Din tarafından bakarsak rabbim adem a.s. yaratmış ve Adem A.s. yalnız kaldığı için ona bir eş vermiş. Belki başka bilmediğimiz rabbimin bildiği bir sebebi vardır. Belki egemen olması gerekiyor ama bu egemenliği bir kadını istismar anlamında kullanamaz.Arkadaşlar, neden sürekli toplumlarda çoğunlukla erkekler egemen; kadın yöneticiler neden azınlıkta? Neden çoğunlukla önemli işleri erkekler yapıyor? Kadınlar da birçok işi iyi yapıyorlar ama erkekler kadar egemen değil.
Duygusal erkek yoktur diye bir kelime kullanmadım. Sadece yaratılış gereği kadınlar daha duygusaldır. En azından 17 yıllık hayatım boyunca böyle gördüm. Benim fikrim bu yönde.Bana kalırsa şahsi düşüncem bu sorunun cevabı hiç bir zaman kadın ve erkek eşit olmadı. Ancak Denk denebilir. Belli konularda kadınlar üstünlük koyarken belli konularda erkekler daha üstündür. İnsanoğlunun kabul etmediği gerçeklikten biri de kadın veya erkeğin olmadığı bir dünyanın olamaz olmasıdır. Eğer kadın ve erkek eşit olsaydı en basitinden spor müsabakalarında takımlar kadın ve erkek takımları olarak ayrılmazdı. Kadınlar daha duygusaldır lafına da katılmıyorum. Duygusallık insan da insana cinsiyet fark etmeksizin değişebilir. Her yerde erkekler egemen diye bir şey yok. Kadınların da bariz sayı farkla üstün olduğu alanlar mevcut. Keza Erkeklerin de öyle. Yıl 2022 olacak biz hala maalesef cinsiyet konuları. Siz insanları iyi veya kötü diye yargılayın doğru olan budur. Kadın veya Erkek olarak değil.
Din tarafından bakarsak rabbim adem a. S. Yaratmış ve adem a. S. Yalnız kaldığı için ona bir eş vermiş. Belki başka bilmediğimiz rabbimin bildiği bir sebebi vardır.
Bilmediğin konulara yetersiz falan yazmasan iyi olur. Her kadın bana göre egemen erkeği sever egemenliği nasıl baktığına kullandığına bağlı.Herhangi bir dine inanmayan biri olarak bu sorunun cevabını bir dinin cevap verebileceğini düşünmüyorum çünkü herhangi bir konuda verdiği bilgi sorgulamasız ve çok yetersiz.
Bunun sebebi bizim toplumumuzun ''Erkek Adam Ağlamaz'' gibi saçma düşüncelere sahip olması. Bu sebeple erkeklerin toplumumuzda daha sert ve duygusuz gözükmesi gerektiği gibi saçma bir düşünce var. Bu baskı altında yaşayan emin ol kaç tane insan vardır.Duygusal erkek yoktur diye bir kelime kullanmadım. Sadece yaratılış gereği kadınlar daha duygusaldır. En azından 17 yıllık hayatım boyunca böyle gördüm. Benim fikrim bu yönde.
Evet güzel bir örnek sundunuz. Öncelikle hızlıca bir göz gezdirdim atladığım çok fazla bölüm var burada ama değinmek istediğim bir kaç şey var. Burada ele alınan farklılıklar temel olarak bilişsel (cognitive) ve davranışsal (behavioral) farklılıklar. Yani duygusallığı ele almamışlar fakat şöyle bir kısım ilgimi çekti: "Conversely, a man’s amygdala, associated with the experiencing of emotions and the recollection of such experiences, is bigger than a woman’s". Burada bir erkeğin duygusal yönünün beyinde bulunan amigdala bölümünde kadınlara oranla daha gelişmiş olduğundan bahsediliyor. "Kadınlar daha duygusaldır diyen arkadaşlara kısa bir bilgicik olsun o halde. Ayrıca çalışmanın ilerleyen kısımlarında kadınların duygusal olayları daha iyi hatırlayabilmesinden bahsediliyor. Araştırma deseni ve yöntemi hakkında bilgi edinmedim ama bu çalışmayı bana gönderen arkadaşa ilk kez ciddi anlamda bir şey ortaya koyduğu için teşekkür ediyorum.
İçgüdüsel davranış başka bir şey ama empatiyi ben davranışsal olarak değerlendiririm.Empati kurmanın yada içgüdüsel davranışların da mental ve duygu ile ilgisi yok mu peki?
Yüce Allah ilk insan/Âdem ile eşi/Havva’yı cinsiyet bakımından birini diğerinden üstün kılmadan eşit bir şekilde yaratmış ve her iki cinsin yaratılışının nefs-i vâhide denen aynı öz/cevherden olduğunu bildirmiştir. Buna rağmen müfessirlerin pek çoğu İsrailiyat kaynaklı bazı rivayetleri kullanmak suretiyle ilk insanın eşi/Havva’nın bizzat Âdem’in eğri kaburga kemiğinden yaratıldığını iddia etmişlerdir. Bu inanç İslami gelenekte zamanla oldukça kabul görmüştür. Başta bu rivayetlerde dile getirilen eğrilik olmak üzere erkeklerin fiziki güç gibi bazı farklı yönlerinin üstünlük kriteri sayılması neticesinde kadınlar ikinci sınıf varlıklar olarak algılanmıştır. Bu anlayış zamanla kadınların itibarsızlaştırılmasına ve değer kaybına yol açmıştır. Oysa Yüce Allah sınırlarını kendisinin belirlediği şu kâinat planında erkekler gibi kadınlara da yaratılış özelliklerine göre üstlenmeleri gereken görev ve sorumlulukları yüklemiştir. Bu bağlamda Kur’an-ı Kerim ve sahih sünnette kadınlara en az erkekler kadar değer verildiğini, bir haksızlığa gidilmediğini açıkça görmekteyiz. Bu çalışmada kadına karşı sergilenen ayrımcılığın gerekçeleri üzerinde durularak, Kur’ân’ın ilgili mesajlarının doğru anlaşılmasına katkı sağlamakta ve kadına yönelik itibarsızlaştırma çabalarının ardında dinin değil kültürel birikimin etkili olduğunu ortaya koymak amaçlanmaktadır.Herhangi bir dine inanmayan biri olarak bu sorunun cevabını bir dinin cevap verebileceğini düşünmüyorum çünkü herhangi bir konuda verdiği bilgi sorgulamasız ve çok yetersiz.