Fire Viking Warrior
Zeptopat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Kas gücüne gitsinler. Sanayiye gitsinler. Zekiler yönetsin geri kalanlar ise kas gücüne gitsin. Zamanla zaten nüfus değişime uğrayacak. Bu sayede uzun vadeli bir kalkınma olacak.
Bu zamanda artık biraz zor. Mecbur yönetenler olacak. Platonun dediği gibi;Emekçi hep en altta ve burjuvaları sırtlanan kısım olur genelde de hep ezilirler
Zamanla eleme olacak."Zeki" insanların egemen olduğu ya da ön planda olduğu bir toplumda, arka planda kalan "zeki olmayan" insanlara ne olacak?
Dışlanacağını kim söyledi?Veya bu topluluk, baskın topluluk yüzünden dışlandığında çok mu iyi olacak?
Üniversite sayısı çok olursa enflasyon olur.100 mimar gerekli iken 10.000 mimar çıkar. Bu da ortamı berbat hale getirir. Bir arkadaşımın dediği gibi;Konuyu açan kişi kendisiyle de çelişmekte. "Toplumun elit olması gerek değil mi?" şeklinde bir soru soruyor ama üniversite sayısının da az olması gerektiğini söylüyor. Bu durumu ülkenin kötü yönetimine değil de insanların zekasına bağlaması da ayrı bir durum
Yönetim daha iyi olacak. İnsanlar bazı ilkeler ve dinler üzerinden kandırılmaz en azından.Sizce her şey çok mu iyi olacak?
Ben emekçi yönetsin demiyorum ancak emekçinin değerini bilen bir sistem gerekli yoksa emekçilerin hakkını alamaması demek dünyanın sonu demektir çünkü çiftçi olmaz ise okumuş adam ekin ekmeyi bilmez belki toprağa bile dokunmamıştır mecbur kalsa bile yapmak istemez. Yani kısaca benim karşı olduğum düzen bu.Bu zamanda artık biraz zor. Mecbur yönetenler olacak. Platonun dediği gibi;
"Platon, "Devlet" adlı eserinde ideal devletin nasıl olacağını belirtmiştir. Bu devlette insanlar üç sınıfa bölünmüştür; Çalışanlar (işçiler, çiftçiler, zanaatkarlar), bekçiler (askerler) ve yöneticiler. İşçi sınıfı çalışıp üretimde bulunarak devletin maddi ihtiyaçlarını karşılar. Bekçiler sınıfı toplum içinde güvenliği ve dışarıya karşı devletin varlığını savunur. Yöneticiler sınıfı ise devleti yönetir."
En mantıklı sistem bu. Emekçi diye yönetmesini bekleyemezsin. Yönetenler zeki olmalı. Emekçi zekiyse zaten yönetici olur.
Düzenlenebilir ama eşitlik sağlanamaz. Mecbur ezilen olacak. Bu yönetim sınıfında da olabilir işçi sınıfında da. Sürekli birisini birisi yönetir. En üstteki ise kendini yönetir. İşte bizim sağlamamız gereken nokta o. En üstteki kimse o da denetlenecek. Dönüşümlü bir sistem olacak.Ben emekçi yönetsin demiyorum ancak emekçinin değerini bilen bir sistem gerekli yoksa emekçilerin hakkını alamaması demek dünyanın sonu demektir çünkü çiftçi olmaz ise okumuş adam ekin ekmeyi bilmez belki toprağa bile dokunmamıştır mecbur kalsa bile yapmak istemez. Yani kısaca benim karşı olduğum düzen bu.
bknz:
Eki Görüntüle 1113309
Eki Görüntüle 1113310
Eki Görüntüle 1113311
Karşı çıktığım şey görsellerde de gördüğünüz şeydir yoksa herkes yönetici olamaz.
Eşitlik değil kapitalist düzende zaten eşitlik imkansız eşitlik kelimesi kapitalizmde yok bile ama işçi insanların en azından kaliteli bir yaşam sürmesi ne bileyim işte ülkemizden örnekler işçi bir insanın çocuğu eğitim alabilsin, eve et girsin, işçi mütevazi de olsa bir tatil yapabilsin vs. örnekler çoğaltılabilir ancak en azından Türkiye'de böyle bir durum yok işçiler en çok iş yapan ve en çok ezilen kısımdalar belki evlerine 12 ayın 1'in de et girer oda şuanda da içinde bulunduğumuz kurban bayramı veya işçilerin tatil yapma hakkı bile 1 hafta izin alabiliyorlar 1 yılda. Kısacası bir insan işçi bile olsa temel ihtiyaçları ve sosyal aktivite, hobi vs.' ye zaman ayırabildiği gün ülkemiz çok gelişir yoksa kapitalistlik adı altında işçiyi ezip, haksız kazanç elde edilerek yolsuzluk yapılarak sadece yöneticilerin ve yandaşların cebine para girmeye başladığı anda ülke hızla gerilemeye başlar ve sonunda parçalanmaya mahkum kalır.Düzenlenebilir ama eşitlik sağlanamaz. Mecbur ezilen olacak. Bu yönetim sınıfında da olabilir işçi sınıfında da. Sürekli birisini birisi yönetir. En üstteki ise kendini yönetir. İşte bizim sağlamamız gereken nokta o. En üstteki kimse o da denetlenecek. Dönüşümlü bir sistem olacak.
Dostum beni sakın yanlış anlama, bu diyeceğim şey hakaret amacı gütmüyor. Ama eleme olacaksa senin elenmemen elde değil bence. İnsanlar dışlanmaktan, kötü koşullar altında ezilmekten bıkmışken bu dediğin şeyler senin veya bu şekilde düşünen insanların elenmemesini sağlar mı gerçekten?Zamanla eleme olacak.
Neden dışlanma durumu olmasın ki? Senin dediğin gibi bu sistemde bir "seçicilik" meydana gelecek, dolayısıyla da dışlanma olmaması kaçınılmaz olacaktır. Alakasız olacak ama SSCB'nin son zamanlarında da belli başlı insanlar KP üyesi olarak seçiliyordu ve toplumdan da maalesef dışlanıyordu. Sonuçta ne oldu? Gorbaçev adlı bir adam geldi ve bütün ülkenin dağılmasına sebep oldu.Dışlanacağını kim söyledi?
Bu tamamen mantık dışı bir yaklaşım. ABD'de bir sürü üniversite var. Bunlar her ne kadar paralı olursa olsun sayıları ve topluma olan katkıları bir hayli fazla. Bu dediğin şey Türkiye için de geçerli ve tamamen yanlış. Yanlış olan şey üniversite sayısı değil, o üniversitelerdeki eğitim anlayışı.Üniversite sayısı çok olursa enflasyon olur.100 mimar gerekli iken 10.000 mimar çıkar. Bu da ortamı berbat hale getirir. Bir arkadaşımın dediği gibi;
"Yazılımda sadece for yazan kişiler üniversiteden mezun oluyor."
Beni sakın yanlış anlama, dinleri veya belli kuralları övmek için yazmıyorum. Ancak dinler olmasaydı dünyanın gelişeceğini düşünmek yanlış olurdu. Bunun en büyük örneği, Avrupa'daki reform ve Protestanlık hareketi. Sırf bu hareket sayesinde dünyada, özellikle de Avrupa'da, muhteşem bir ilerleme kat edildi. Tabi bu süreç sonunda dinler yüzünden olumsuz durumlar da yaşandı.Yönetim daha iyi olacak. İnsanlar bazı ilkeler ve dinler üzerinden kandırılmaz en azından.
Evet bence de çok saçma, bence Üniversite okunacak ise en az ilk 100 bin e girilmeli onun dışındaki üniversiteler tıraştan zaman kaybı hatta 100 bin bile bazen çok olabilir 50-70 bin arası kafi.Üniversitelerin bu kadar çok olması eğitim düzeyinin artması bakımından güzel olsa bile hiç ders çalışmamış birinin bile 2 yıllık üniversite okuyup "ben masabaşı iş yapacağım, gücümü kullanmam çünkü üniversite mezunuyum" demesi çok kötü bir şey.
Öyle bir sistem yok. Evet tatil gibi hak koşullar sağlanabilir ama yine de bazı sınıflar bazılarının üstünde yaşayacak.Eşitlik değil kapitalist düzende zaten eşitlik imkansız eşitlik kelimesi kapitalizmde yok bile ama işçi insanların en azından kaliteli bir yaşam sürmesi ne bileyim işte ülkemizden örnekler işçi bir insanın çocuğu eğitim alabilsin, eve et girsin, işçi mütevazi de olsa bir tatil yapabilsin vs. örnekler çoğaltılabilir ancak en azından Türkiye'de böyle bir durum yok işçiler en çok iş yapan ve en çok ezilen kısımdalar belki evlerine 12 ayın 1'in de et girer oda şuanda da içinde bulunduğumuz kurban bayramı veya işçilerin tatil yapma hakkı bile 1 hafta izin alabiliyorlar 1 yılda.
İşte o kapitalist düzen ile alakalı değil. Yönetimin kötü olması ile alakalı. Her sınıfı kendi içi ve kendi dışı denetleme yaparsa o zaman sorun çözülür. İşçiyi göğe çıkartmaya gerek yok ya da yöneticiyi denetimsiz bırakmaya da gerek yok.haksız kazanç elde edilerek yolsuzluk yapılarak sadece yöneticilerin ve yandaşların cebine para girmeye başladığı anda