Hocam, öfke hiçbir zaman benzini dolmayan bir araba gibidir. Yakıt olabileceği her şeyi tüketmeye, zarar vermeye çalışır. O yerden ayrılabilirseniz ayrılın. Soruyu yada kitabı gözünüzün görmeyeceği bir yere koyabiliyorsanız koyun. İçinizdeki hararet soğuyana kadar hiçbir şey düşünmeyin hocam kafanızı boşaltın. Sonra durumu analiz edin hocam durumu. Olaylara subjektif bakmak yerine objektif bakın. "Şunu yapmam gerçekten gerekli miydi bu yapmasam iyi mi olacaktı, üçüncü bir şahıs bu durumda ne yapardı" gibi kafa patlatmalardan bahsediyorum. Bunu gerekirse 10 kere gerekirse 100 kere yapın ama yine de yapın. Sorgulayın.
Kardeşiniz için sınır koyma tekniği uygulayabilirsiniz hocam. Sizin rahatsız olduğunuz şekilde konuştuğu zaman konuşmayı net ve duygusal olmayan şekilde bitirin hocam. Normalde tepki verdiğiniz davranışlara, sözlere karşı tepkisiz kalın. Sizin hoşlanmadığınız bir hareketi yaptığında bundan hoşlanmadığınızı söyleyin ve yukarıdaki adimları tekrar yapın.
Şunu bilinki hocam öfke hiçbir zaman hiçbir şeyin çaresi olmamıştır, olmayacaktır da.
Biraz uzun yazdım sizi sıkmak da istemedim ama düşüncelerimi az kelimelerle öz yazamıyorum maalesef. Kusurumu mağrur görün.