Ek olarak, tabii ki Nazım'dan;
Düşmesin bizimle yola, evinde ağlayanların gözyaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar.
Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar...
İşte, şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!
Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini, şu güneşten düşen ateşe fırlat,
yüreğini yüreklerimizin yanına at!
Akın var! Güneşe akın! Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın!