Osmanlı Devleti kim tarafından kurulmuştur?

painkiller dedi:

Biraz konu dışı gibi olacak ama sanki çok eskiden anlatılırken bana Ertuğrul Gazi'nin kurduğu ve gördüğü rüyadan dolayı küçük oğlu olan Osman Gazi'nin ismini verip onu padişah olarak tayin ettiğini dinlemiştim sanki. Yani kurucusu olarak Ertuğrul Gazi kabul edilmesi gerekli değil mi?

Gördüğü rüyayı bilmeyenler için; Osman Gazi, rüyasında göğsünden yükselen ve bütün göğü kaplayan dev bir çınar ağacı görmüş. Bu da güçlü bir devlet olarak yorumlanmıştır. Hatta Osmanlı'nın simgesinin çınar olma sebebi de bu olduğunu anlatmıştı.

Genişletmek için tıkla...

Evet anlatılanlara göre Osman Bey o olayı rüyasında görmüştür. Seyh'in kızını istemeye gitti vakit o gece bunu görüyor ve sabah perişan bir halde Seyh'in yanına gidiyor ve Seyh haliyle Osman Bey'İ bu kadar halsiz olduğunu görünce durumu soruyor ve bunun üzerine Osman Bey'in ilerde büyük bir devlet kuracağına inanıp kızını Osman Bey'e veriyor.

İmparator Neron kurmuştur.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Üçüncü taraf çerezlerini kabul et

painkiller dedi:

Osman Gazi, rüyasında göğsünden yükselen ve bütün göğü kaplayan dev bir çınar ağacı görmüş. Bu da güçlü bir devlet olarak yorumlanmıştır. Hatta Osmanlı'nın simgesinin çınar olma sebebi de bu olduğunu anlatmıştı.

Yani kurucusu olarak Ertuğrul Gazi kabul edilmesi gerekli değil mi?

Genişletmek için tıkla...

Abi, dikkat ettin mi, bilmiyorum ama Halil İnalcık kendi kitaplarında, bazı noktalarda altını çizerek çok eski tarihçilerimizin çoğu zaman rivayetleri bilimsel metot uygulamadan dümdüz şekilde aldığını ve ortaya uyduruk bir resmi tarih çıktığını, tarihe çok güvenmememiz gerektiğini söylüyor.

Bu bahsi geçen rüya meselesi de resmi tarihimizde bulunuyordur ancak hocamıza göre temelsiz bir yalandır. Ayriyeten eserlerinde Ertuğrul Gazi'nin aşiret kurması beylik kurmak olarak yorumlandığı için böyle bir hataya düştüğümüzü belirtir.

Halil İnalcık'ın çalışmalarında, Osman Bey'in 1288'de Bizans Tekfuru'nun elindeki Karacahisar Kalesi'ni fethettiğini, insanımızın bunu Osmanlı Beyliği'nin kuruluşu olarak yorumladığını nakleder. Yine Osman Gazi'nin 1299 yılında Eskişehir'den Bilecik'e kadar büyükçe bir bölgeyi fethetmesi de kuruluş tarihi olarak yorumlanır ancak sağlam kaynağı yoktur. Pek fazla teyit ve tenkit edilemeyeceğini söyler. Bu problemin kaynağı da (özellikle geçmişte) her şeyin sorgulanmadan doğruca kabul edilmesinden ve yayılmasından kaynaklıdır. Sonuç itibarıyla bu tarihlerden sonra Osman Gazi'nin 1302 yılında Bizans koşununa karşı elde ettiği kazanım neticesinde 1242-1310 yılları arasında yaşamış Pahimeris adlı esaslı bir tarihçiyi de kaynak alarak 27 Temmuz 1302 tarihinde, Osman Gazi tarafından kurulduğunu belirtir.

Özetleyecek olursak; Halil İnalcık'tan anladığım kadarıyla belgelere bakınca 1288 ya da 1299 denilebilir ancak bununla pek fazla bir şeyin konuşulacağı, arkasında bir dayanağının olmadığını, daha doğru ve bilimsel bir araştırma ile esas belgelere bakınca 1302 yılında kurulduğuna ulaşabileceğimizi belirtebilirim.

Bunlar bir de Osmanlı ile övünür.

Geçmişini bilmeyen kişilerin geleceği

@AsjasFıdas1000 doğrudur dostum. Sonuçta yazılı bir metin olsa bile kim yazdı ne amaçla yazdı kanıtlanamaz. Ayrıca eski çağlar efsaneleri sever. Gerçi şimdi bile bazıları buna benzer şeyler söyleyebiliyor. Kanıtlanamaz hikayeler bunlar. Güvenilirliği kişiye kalmış sadece.

painkiller dedi:

@AsjasFıdas1000 doğrudur dostum. Sonuçta yazılı bir metin olsa bile kim yazdı ne amaçla yazdı kanıtlanamaz. Ayrıca eski çağlar efsaneleri sever. Gerçi şimdi bile bazıları buna benzer şeyler söyleyebiliyor. Kanıtlanamaz hikayeler bunlar. Güvenilirliği kişiye kalmış sadece.

Genişletmek için tıkla...

Katılıyorum. Eskiler gerçekten de efsaneleri çok seviyor, ki bu hadise günümüze kadar ulaşıp her insanımıza, bilhassa da çocuklara tesir etmiş.

Halil İnalcık bu konuda güzel bir açıklama yapıyor.

"Eski tarihçilerimiz birisinin naklettiği rivayeti aynen alır kitabına koyar. Bu sahte bir rivayet midir, yanlışlıklar var mı diye sorgulamadan, aynen kaynağının söylediği gibi alır. Bunun asıl bir sebebi 'Müslüman yalan söylemez' inancı olabilir. Halbuki tarihî bir olay ve kişi hakkında söylenen rivayeti tarihçi kullanırken bunu süzgeçten geçirmek zorundadır. Buna 'text-kritik' metodu denir. Bir misal vereyim. Sözde Osman'a rüyasında dünya hâkimiyeti müjdelenmiş. Bunu Şeyh Edebali yorumlamış. Bunu modern bir tarihçi kabul edebilir mi? 15. yüzyılda Âşıkpaşazâde'de Neşri bunu gerçek gibi kaydederler. Kaynaklarımız bunun gibi hurafeler içerir."

@AsjasFıdas1000 geçen başka bir konuda bahsettiğim felsefe dersi konusu vardı bu onun gibi bir şey. Madagaskar’da bir ağaç devrildi desem sence devrilmiş midir? Belki evet belki hayır. Çünkü ben orada değildim değil mi? Bu, bu kadar gri bir konu.

Abi Fatih Sultan Selim kim bana birisi bunu açıklasın.

Osmanlı Devleti, Rahmetli Erbakan'ın projesiydi ama 28 şubatta önünü kestiler. Tabii ki de onun izinden giden, Avrupa'ya kan kusturan, Trump'ı tokatlayan, Merkel'i ağlatan adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan kurdu. (kamuda işe gireceğim, çaktırmayın )