DH'de açmış olduğun konuyu inceledim de gerçekten de bu yaştaki birinin bu kadar şey yaşaması insana çok zor bir durumda bırakır. İlk merak ettiğim şey liseye geçtiğinde arkadaşlarının senin hakkında düşündükleri nasıldı? Benim de seninki gibi bir duruma benzer bir durumum var lakin işler o kadar ileriye gitmedi.
Yani sadece kendim hakkımda biraz düşüncelerim değişikti. Onun dışındaki yaşantım hep normal oldu. Bu yüzden seni anlayabiliyorum yani işin içinden geçtim. Öncelikle şunu söyleyeyim babanın kaç kere evlenmesi veya onun ne yaptığı ailenin ne yaptığı seni ilgilendirmemeli. Ancak ülkemizde böyle bir durumun aksinin gerçekleşmesi çok zor malesef. Yani adam bir sürü halt yiyor diye çocuğununda öyle olduğu sanınılmamalı. Aynı şekilde adam iyi işler yapıyorsa da çocuğun çok iyi biri olduğu sanınılmamalı. Çünkü tersi olabilir ama insanlar böyle düşünmezler.
Bu konuda senin yapabileceğin bir şey yok o yüzden en azından bu konuda kendini suçlu olarak görme. İleride de planını yaparken babam böyle veya ailem böyle şöyle diyerek kararlarını verme. İleride de baban bir şey dediğinde sen dediğini yapma. Gerçekten bu kadar sorumsuz bir adamı ilk kez gördüm hayatımda. İkincisi ise annen hakkında bir yorum veya öneri yapacağım. Orada seni hizmetçi gibi kullandığını söylemişsin. Bu ne kadar doğru-yanlış tartışılır. Lakin şunu diyeyim, her ne kadar öyle yapıyorsa da belki o da yaşadığı bu hayata olumsuz bakıyor olabilir.
Yani kocası bilmem kaç kere evlenip boşanmış, bir sürü işe koşması evi idare etmesi gerekiyor. Faturaları ödemesi, işe gitmesi, yemek yapması filan gerekiyor. Bu durumda o da yorgun düşebilir. Bu konuda senin ona biraz daha fazla destek olman gerekir. Odanı düzenli tutman veya temizliğe yardım etmen, arada sırada ondan öğrendiğin yemekleri yapman, kahvaltıyı kendin hazırlaman gibi ufak tefek ev işlerini öğrenerek hem üniversite hayatında öğrenci evinde kendi ihtiyaçlarını karşılamayı öğrenirsin hem de evde annene yardımcı olursun.
Arkadaşlarının senin hakkındaki yorumlarına gelirsek de sana değer vermeyen arkadaşına sen de değer verme. Ne olur ki! Bir sürü salak arkadaş, aslında onlar sana salak olduğun için değil kendileri salak olduğu için böyle söylerler. Manevi duygusu olmayan şımarık çocuklardır onlar. Facebook veya Twitter gibi yerlerden silebilirsin onları.
Hayal kurma konusunda şöyle yardımcı olabilirim belki: Ben de hayal kurarım ama çok sıklıkta değil. Daha çok üniversitede ne yapacağımı kararlaştırmak için önümde hangi derslere çalışayım, nasıl yapayım diye çok düşünürüm belki de bu hayal kurmaya girmez. Eğer hayal kuracaksan bu hayaller sağlam olsun. İnsan hayalsiz veya hayalden çok hedefsiz, amaçsız yaşayamaz. Yaşar ama boş yaşar ve ömrünün sonuna gelince ne yaptım diye düşünür ama hiçbir şey gelmez aklına çünkü bir şey yapmamış boş yaşamıştır hayatını. Yani hayalini kurarken hedeflerini oluştur, amacını ve felsefeni geliştir. Bu felsefe özgün bir felsefe yanında diğer insanların geçmişteki felsefeleriyle birleşik de olabilir. Yani ünlü bilim insanlarının, sanatçıların felsefesi vardır. Onların sözlerinden, anlam çıkarmaya çalış. Hayatta ne yaptıklarına niçin onunla ilgilendiklerini araştır.
Göreceksin ki onlar başından beri bir amaç oluşturmuş ve ona göre hedeflerini kurup, o noktalara adım adım ulaşmışlar ve hayat ile bağlarını koparmadan bir eser bırakmışlar arkalarında. Yani amacın, hedefin olsun. Yalnız olacaksa sağlam ve gerçekçi bir hedef olsun. İmkansız hedefler, hayaller kurarsan temelini atamadan elenirsin. Gene arkadaş konusuna gelirsek. Okulda, sınıfında belki yoktur, bir kaç kişi vardır belki ortak bir konuda ilginiz olan birisi. Onlarla yakınlaşmayı seçebilirsin. Veyahutta sınıfta durup benim gibi ders aralarında kitap okuyarak, test çözerek kenarda vakit geçirebilirsin. Bu gerçekten de fevkalade sıkıcı olmakla beraber kimse seni rahatsız etmediği için rahattır.
Ama sen yalnızlığı istemiyorsan elbette ki zaman içerisinde arkadaş edinirsin. Bu konuda aslında fazla tecrübem yok söylediğim gibi sınıfta yakın arkadaşım yok ama bana saygı duymayan arkadaşım yoktur. Kendi düzenini kurmaya yavaş yavaş başla derim. Önündeki üniversite sınavın için kendine üniversite bölüm seç ve o bölüm hangi puan türündeyse o derslere yoğunluk vererek çalış. Aslında yazacağım bunun 3-4 katı ama fazla yazmak istemiyorum daha doğrusu bakalım sen nasıl değerlendireceksin. Belki saçmalamışımdır. Bu arada o psikoloğa git kesinlikle. Arkadaşların dediği gibi düşüncelerine ilaç ver zaman içinde iyileşsinler. Kendinle barışık olursan insanlarda seninle barışık olur.
Şu motive kelimesi çok saçma bence insanın içindeki duyguların yapacaklarına yeterse motivedir ödüllendirmektir bunlar boş diyebilirim. O psikoloğa git. Annene de bakma. Çok saçma görürler şımardı bu aralar derler ama aslında onların cehaletindendir dedikleri. Bunları da sözlü olarak dile getirme ona
Eski oldukları için onlar fazla bu durumları yaşamamışlardır bu yüzden bilemezler bu durumda olan birisi ne hisseder, ona nasıl yaklaşılır, davranılır bilmezler. Kendine iyi bak.