Yoo, hastalık bize adadan geçiyor, bir yanlışın var.Tükürükten aklıma geldi. Parayı tahsis etmek için gittiğimiz adamdan bize tüberküloz geçiyordu. Aslında oyuna minik bir RPG öğesi eklenerek, ölmememiz sağlanabilirdiO adamı dövmeden parayı isteyebilir ve yolumuza devam edebilirdik. Çünkü diğerlerine şiddet uygulama seçeneği bize bırakılıyordu. Tüberküloz kaptığımız sahnede ise bize seçenek bırakmadan adamı dövmek zorunda kalıyorduk. Finali etkileyen küçük bir dokunuş olmuş olurdu. Sergilediğimiz kötü davranışa göre tüberküloz olup ölürdük. Veya adama dokunmadan iyi yaklaşımdan ötürü sonda ölmemiş olurduk Benim de aklıma hep bu takılır. Çünkü Arthur'un ölümü en azından dimdik ayakta çatışarak olmalıydı. Adamın tekinin tükürüğüne kurban gittik.
Yoo, hastalık bize adadan geçiyor, bir yanlışın var.
Eğer benim gibi oyunda her birkaç dakikada bir Arthur'un istatistiklerine bakarsan görürsün.
Sadece adamı dövdükten sonra hastalık azıyor ama adadan dönüşte de istatistik ekranında hasta olduğun ve canının ve diğer istatistiklerinin daha çabuk azalacağı yazıyor.
Ya da adamdan daha fazla da geçmiş olabilir tam emin değilim.
Ne alaka(?)Çünkü boğuluyoruz o yüzden tüberkuloz boğulmaktan geçen bir hastalık değil...
"Tüberküloz hastalığı, solunum yoluyla bulaşır. Hasta kişilerin öksürmesi, hapşırması, konuşması ile solunum yolu salgıları damlacık şeklinde havaya atılır. İçinde tüberküloz basilinin (mikrobunun) de bulunduğu bu damlacıkların solunması ile sağlıklı bireyler infekte olur."Yoo, hastalık bize adadan geçiyor, bir yanlışın var.
Eğer benim gibi oyunda her bir kaç dakikada bir Arthur'un istatistiklerine bakarsan görürsün.
Sadece adamı dövdükten sonra hastalık azıyor ama adadan dönüşte de istatistik ekranında hasta olduğun ve canının ve diğer istatistiklerinin daha çabuk azalacağı yazıyor.
Ya da adamdan daha fazla da geçmiş olabilir tam emin değilim.
Hee, adadan geldiğimizde karaktere negatif etkisi oluyor, anladım."Tüberküloz hastalığı, solunum yoluyla bulaşır. Hasta kişilerin öksürmesi, hapşırması, konuşması ile solunum yolu salgıları damlacık şeklinde havaya atılır. İçinde tüberküloz basilinin (mikrobunun) de bulunduğu bu damlacıkların solunması ile sağlıklı bireyler infekte olur."
Senin yanlışın varDaha oyunun başında tahsilat yapmaya gittiğimiz adamdan bize bulaşıyor. Hastalığını öksürerek bize bulaştırıyor. Hatta suratımıza bilerek öksürüyor. Chapter ilerledikçe de hastalığımızın etkisi artıyor. Ada mada ile alakası yok. Ada ile alakasını hiç kuramadım zaten. Niye adadan bulaşsın?
Ben de ilk canın dead eye ın azalma etkisini falan ada görevinden sonra gördüğüm için kafam karıştı."Tüberküloz hastalığı, solunum yoluyla bulaşır. Hasta kişilerin öksürmesi, hapşırması, konuşması ile solunum yolu salgıları damlacık şeklinde havaya atılır. İçinde tüberküloz basilinin (mikrobunun) de bulunduğu bu damlacıkların solunması ile sağlıklı bireyler infekte olur."
Senin yanlışın varDaha oyunun başında tahsilat yapmaya gittiğimiz adamdan bize bulaşıyor. Hastalığını öksürerek bize bulaştırıyor. Hatta suratımıza bilerek öksürüyor. Chapter ilerledikçe de hastalığımızın etkisi artıyor. Ada mada ile alakası yok. Ada ile alakasını hiç kuramadım zaten. Niye adadan bulaşsın?
Yani chapter 5 de kapmadık hastalık yavaş yavaş ilerliyor.Ne alaka(?)
Hayır Arthur zaten Sister la konuşmasında hastalığı bir adamdan bir kaç dolar için kaptığını söylemişti birde yan görev miydi ana görev miydi hatırlamıyorum ama hastalığı kaptığımız adamın ailesiyle görüşebiliyorduk, bana göre oyunun en iyi görevlerinden biriydi.Yoo, hastalık bize adadan geçiyor, bir yanlışın var.
Eğer benim gibi oyunda her bir kaç dakikada bir Arthur'un istatistiklerine bakarsan görürsün.
Sadece adamı dövdükten sonra hastalık azıyor ama adadan dönüşte de istatistik ekranında hasta olduğun ve canının ve diğer istatistiklerinin daha çabuk azalacağı yazıyor.
Ya da adamdan daha fazla da geçmiş olabilir tam emin değilim.
2 de kaptık zaten kaptıktan sonra Arthur ara ara öksürüyor.Yani chapter 5 de kapmadık hastalık yavaş yavaş ilerliyor.
Hocam ilk oyunu da oynamalısınız Dutch inanılmaz bir değişim geçiriyor ve çok dokunaklı sahneleri de var.Micah kısmı oyun başından beri çok tahmin edilebilir duruyordu. Bir yerde kesin ihanet edecek bu şerefsiz diyordum sürekli. Abigail'e asılmaları, herkese kötü davranmasi, sadistliği, son kamp yerindeki köpeği muhtemelen öldürmüş olması falan her şeyiyle pislik akıyor her yerinden. Oyunun daha ilk dakikalarında kurtardığımız kadın Sadie Adler'a Dutch ve Arthur olmasa muhtemelen tecavüz edecekti. Konuşması bile çok alaycı ve rahatsız edici. Arthur'un eliyle öldürmeyi çok isterdim.
Dutch'ın bu kötü değişiminde şüphesiz onu kötü yola yönlendiren, sürekli aklına giren Micah'tı ve Dutch'ı dizginleyen, onun kardeşi gibi olan da Hosea idi. Hosea öldükten sonra keskin bir değişim geçirdi Dutch. Oyun bittikten sonra teorilere daldım. Acaba Hosea'nın yakalanmasında Micah'in bir parmağı var mıydı veya O'Driscollerin bizi yakalamasında. Nihayetinde koca çeteyi felakete sürükleyen farenin teki olan Micah oldu. Micahin ihaneti tahmin edilebilir olsa da ben sindire sindire yavaşça olan bu karakter değişimlerini çok beğendim. Ben ilk oyunu oynamamıştım ve hikayeyi bilmiyordum. Başta Dutch'ı ne kadar sevmiştim ve zamanla Arthur gibi eylemlerini ben de sorgulamaya başladım. Harika bir deneyimdi. Harcadığım her bir liraya değdi.
Hee hatırladım o yan görevi adamın ailesiyle görüştüğümüz görevi hatırladım şimdi.Hayır Arthur zaten Sister la konuşmasında hastalığı bir adamdan bir kaç dolar için kaptığını söylemişti birde yan görev miydi ana görev miydi hatırlamıyorum ama hastalığı kaptığımız adamın ailesiyle görüşebiliyorduk, bana göre oyunun en iyi görevlerinden biriydi.
2 de kaptık zaten kaptıktan sonra Arthur ara ara öksürüyor.
Hocam ilk oyunu da oynamalısınız Dutch inanılmaz bir değişim geçiriyor ve çok dokunaklı sahneleri de var.
Yani bencede zaten oyununda adındada bulunan "redemption"(kefaret) kelimesinden az buçuk arthur morgan ın neden bunları yaşadığı belli oluyor. Arthur'un bellirli bir yan görev zincirini tamamladıktan sonra tren istasyonunda rahibe ile konuştuğu sekansta (aslında bi ana görev teğmen ı kaçırdığımız görev) arthur rahibe ye hayatına dair bazı detaylardan bahsediyor. Mesela bi karısı ve çocuğu olduğu ama onlarla yeteri kadar ilgilenmeyince en son son 5 dolar için öldürüldüklerinden falan bahseder. En başında zaten 14 yaşında çeteye katıldığından beri bi çok insanı öldüren, bi çok yeri soyan bir kanun kaçağı arthur morgan. Yani çok fazla günahı olan ve oyun boyu bu günahlarının kefaretini ödeyen birinin hikayesi red dead redemption 2. Bunun en başında vereme yakalanması geliyor. Sonra dutch la fikir ayrılığına düşmeye başlaması bunun sonucunda sevdiği biçok insanı kaybetmesi, oyunun sonunda haketmediği bi noktada haketmediği bir şekilde ölmesi... bunların hepsi geçmişte yaptıklarının ona geri yansıması. Tabi oyunda yüksek onurlu olduğunuzda arthur (özellıkle vereme yakalandıktan sonra) biçok kişiye yardım eder biçok hayat kurtarır. Bunun sonucundada her ne kadar o noktada ölsede gün doğumuna bakarak ve en azından jhon gibi birilerinin kurtulduğunu bilerek ölür. Aynı zamanda mezarıni ziyaret ederseniz yaptığı iyilikler sonucu etrafının çiçeklere çevrili olduğunu ve mezardaki yazının arthur un iyi tarafını özetler nitelikte olduğunu görebilirsiniz. EVET EVET BIRAZ UZUN OLDU.Yok aslında tam olarak öyle değil. Daha çok bu dünyada ettiğini bulursuna getirdiler biraz. Dediğim gibi adamı döverken bu hastalığı kapıyoruz. Hasta bir adamı dövecek kadar kötülük sergileyince, ölüm de o masum adamın (tükürüğünden!) elinden olmuş oluyor