Bir roman yazıyorum.
Daha önceki romanım 55 sayfaydı ve sadece tek ana karakterlere odaklanmıştım. Yeni romanımın hem daha uzun hem de daha akıcı olması için, bu sefer tüm karakterleri isimleriyle beraber detaylıca işliyorum.
Şu an ilk bölümün ortasındayım ve şimdiden 20 sayfa oldu. Yapay zeka kullanmıyorum; sadece yer ve zaman gibi konularda araştırma yapmama yardım ediyor.
Romanımı yazarken nelere dikkat etmeliyim ve can alıcı kısımları nasıl daha çarpıcı yazabilirim?
Taslak halindeki giriş bölümümü aşağıya ekliyorum.
Son nefesini verdiğinde, artık dünya çok farklı bir yer olacaktı. Ardında bıraktığı bu dünyayı bizzat o değiştirmişti.
Yerde, kanlar içinde uzanmış bir şekilde, vücudundan sızan sıcaklığın yitip gidişini hissederken, sessizce sonunu beklediği o anlarda... Tam karşısında, bir çift göz ansızın belirdi.
Bu gözler, yalnızca hıçkırıkların sesiyle doluydu. Hüngür hüngür ağlayan bir çift gözdü bu... Kayıp ve kederle yoğrulmuş, derin bir acının yansımasıydı.
Görmek istediği tek şey, o an tam karşısındaydı. Her zerresini sevdiği o kişi, onun son anlarında, hemen yanı başında bulunuyordu. Başını, o kişinin sıcak ve tanıdık dizlerinin üzerine yaslamıştı. Ömrü boyunca o huzurlu yerden asla ayrılmak istemiyordu.
Fakat bu dileğinin gerçekleşmeyeceğini, vücudundan hızla boşalan her damla kandan, etrafındaki seslerin yavaşça uğultuya dönüşmesinden ve hiç gözlerini ayıramadığı o yüze bakarken görüşünün adım adım bulanıklaşmasından acı bir kesinlikle anlayabiliyordu.
Bu kısa an, tüm bir hayatına bedeldi. Paranın bile satın alamayacağı, paha biçilmez bir veda anıydı bu. Kızın gözlerinden sağanak gibi boşanan her bir gözyaşı, onu ne denli büyük bir aşkla sevdiğinin canlı kanıtıydı adeta. Ve evet, o gözyaşı seli bir an bile durmuyordu.
Kız, sürekli aynı aciz cümleleri tekrarlıyordu: "Gitme... benimle kal. Daha yapacağımız, göreceğimiz çok şey var. Bana bunu yapma!"
Adam, ona sözcüklerle cevap bile veremiyordu. Yalnızca bakışlarıyla konuşuyordu. Birkaç dakika sonra tamamen kapanacak olan gözleri, sonsuz bir aşkla parlıyordu sanki.
Zayıf bir tebessüm belirdi yüzünde. Kanlı elini yavaşça, büyük bir çabayla, kızın başına doğru kaldırdı. Başparmağıyla, kızın dur durak bilmeyen gözyaşlarını nazikçe silmeye çalıştı.
Acılar içinde kıvranarak, ağır aksak şu cümleyi kurabildi:
"S-sen bu dünyaya gelmiş olan en b-büyük mirassın. S-seni tüm evrenlerde, şu an akan gözyaşın k-kadar seviyorum ve daima seveceğim. Özür dilerim bebeğim."
Bu aşk dolu sözlerinin hemen ardından, elinde gizlemiş olduğu şırıngayı, kızın boyun damarına hızla enjekte etti. Saniyeler içinde, uykuya dalmışçasına, kız hızla adamın üzerine yığıldı.
Adam, son nefesini hayatının aşkıyla kucak kucağa vermek üzere, son bir defa gökyüzüne baktı. Derin bir nefes aldı, gözlerini kapattı ve tüm varlığını oracıkta, huzurla bıraktı.