Merhaba. Tam tersi bence, aslında hayatın kendisi değil ama gördüğümüz tüm derin rüyalar (RAM) (kurgulanmış, içinde bizim de olduğumuz) bir videonun gösterilmesi olayıdır, beyin o günkü yorgunluk seviyesine göre, bu videoda verebileceği çözünürlüğü buna göre ayarlarak gözümüzün önünden tam RAM uykusundayken geçiriyor. Düşük çözünürlüklü olanlarını yüksek çözünürlüklü olan videolara göre uyanır uyanmaz bu nedenle o anda kolay olarak tam gözümüzün önüne getiremiyoruz. Buna dayanılarak bilim-kurgu filmi olan Matrix 1-2-3 de uzay gemisinde, özel bir mekanda geçen bir hayatla yapay zekalı/bilgisayarların arayüzüyle içine girilen sanal bir (süper) hayatın sınırlarını da buradan ayırıp çizmek gerekir. Makina ve yapay zeka arayüzüyle (tadilatlı insan-makina arayüzü) girileni sanal (aslında var olmayanı) uzay gemisinde Triniti ve Neo'nun birlikte geçen hayatı ise daha gerçek olmak zorundaymış gibi de görünüyor, tersini düşündüğümüzde sanki mantığa, felsefeye ve tüm alışılmışlıklara çok aykırı bir durum ortaya çıkmış da oluyor, örneğin.Önce de-va-ju görülmesi ve sonra olması olayı da çok ilginçmiş, de-va-ju'yu sadece sinema filminde gerçekleşen olay olarak biliyordum. Kolay gelsin.