Kesinlikle katılıyorum. İnsan zevki için yaşar, yaşamalı bence. Zevkler, hazlar bireysel anlamda insanı ileri götürür. "acı insanı geliştirir" bu görüşü şiddetle reddediyorum. Bu dünyadayız, varız ve mutlu olmalıyız. Ben arkadaşlarımla gülüp eğlenirken hiç de sahte olduğumu düşünmüyorum. Çatlarcasına güldüğüm zamanlarda nasıl bir sahtelik içinde oluyorum? Ben konu sahibini eleştirmiyorum, saygım sonsuz görüşüne ama asla katılmıyorum. Bu dünyanın başına gelmiş olan en lanet şey savaş ve acıdır. İnsanlar refah düzeyleri arttıkça bilime, felsefeye, literatüre katkıda bulunurlar. Son olarak insan haz için yaşar/yaşamalı diyerek sözlerimi noktalıyorum.
Bana göre bomboş bir düşünce bu. Bir noktada haklılık payı var gibi diyordum ama sonuca baktığımda mantıksız geliyor bana.
İyice matrix e döndü bu birazdan kırmızı hap mı mavi hap mı diye de sorarsınız neyse dediklerinize pek katılmıyorum ama olsun iyi günler.
Acı ile bir şeyler başarmak sadece GYM'de olur. Gerisi boş. Gayet mutlu ve neşeli bir şekilde de istediklerimi başarabilirim. Acı belli başlı dönemlerde olmalı. Süreklilik olmamalı.Yahu çok merak ettim sizin düşünceniz nedir? Hayalinizde hiçbir şeye acısız ulaşamayacaksınız. Bunu kafanızdaki her nörona kazımanızı öneririm. Herkes hayal kuruyor ama bunu yapabilen insan sayısı çok çok az.
Etnik kökenden dolayı, yabancı bir ülkede ilgi görmeyince hemen eleştirme hissi. Be adam gel o zaman Türkiye'ye madem orası sahte. İlgi görmüyorsun, saygı gösterilmiyorsun diye bu kadar mı kendini soyutlayarak tepeden bakacaksın, eleştireceksin, gel babam o zaman Türkiye'ye.
Acı hayatın en temelinde var. Size sorum şu:Acı ile bir şeyler başarmak sadece GYM'de olur. Gerisi boş. Gayet mutlu ve neşeli bir şekilde de istediklerimi başarabilirim. Acı belli başlı dönemlerde olmalı. Süreklilik olmamalı.
Aslında tam olarakta o gibi, birçok insan yurt dışı ülkesine gitti mi yalnız kalıyor, topluma dışarıdan tepeden bakmaya çalışmakta bir nevi aşağılık kompleksi yaratıyor. İlgi görülmemesinin sebebi, tam olarak farklı renk, farklı ırk, tipin oraya göre çok aşağıda kalması. Askerliği nerede yaptın, kaç yaşındasın? Önce gel bir kendin gör yaşamaya çalış Orta Doğu'da, Afganistan'da, Hindistan'da.Konuyu açtığımdan beridir bekliyordum, şöyle bir cevap. Geleceğim zaten, merak etmeyin. Ben Türkiye'de de aynı düşüncede olacağım ve zaten daha önce de olduğum için az arkadaşım var. İlgi çekmekten bahsetmişsiniz, ilgi çekmek istesem böyle bir düşünce de olmazdım zaten. Zaten siz de onlar gibi olmasanız beni bu kadar eleştirmezdiniz. Okuduğunuzu da anlamada zayıfsınız, ben kimse bana saygı ve ilgi göstermiyor demedim. İlgi istiyorsam isteyeceğim insanlar ve konular farklı olur. Buraya geldiğimden beri tek arkadaşım oldu, o çocuk da Afgan'lı. Çünkü onun geldiği yerde de acı ve ızdırap var. Bu yüzden kendisi kısmen de olsa gerçeğin farkında.
Aslında tam olarak da o gibi, birçok insan yurt dışı ülkesine gitti mi yalnız kalıyor, topluma dışarıdan tepeden bakmaya çalışmakta bir nevi aşağılık kompleksi yaratıyor. İlgi görülmemesinin sebebi, tam olarak farklı renk, farklı ırk, tipin oraya göre çok aşağıda kalması. Askerliği nerede yaptın, kaç yaşındasın da böyle laflar ediyorsun. Önce gel bir kendin gör yaşamaya çalış orta doğu'da, Afganistan'da, Hindistan'da.
Sen soruya cevap versene yaş kaç, askerliği nerede yaptın. Sen herhalde bu Orta Doğuyu, insanlar kurşun yiyor sonra da ölüyor, bundan ibaret zannediyorsun.Yazdıklarımı okuyor musunuz? Yoksa ciddi anlamda bir problem mi var? İlgi görmek istersem başka konularda ve başka insanlardan isterim. Ayrıca rengim, tipimin buraya uyup uymaması da umurumda değil. Ben orta doğu da yaşamın zorluğunu sonuna kadar kabul ettim ama bu zorluğun arkasındaki acı insanları çok güçlendiriyor. Bunu asla inkâr edemezsiniz. Türkiye de inanılmaz derecede potansiyelli insanlar var. Bunun farkında değilseniz size daha yazacak hiçbir şeyim yok. Her yerde var ama acının olduğu yerde çok daha fazla. Ayrıca insanlara yukarıdan bakmaktan bahsetmişsiniz hangi cümlede yukarıdan baktığımı belirtirseniz sevinirim. Ben hatta eleştiri bile yapmıyorum, çünkü gerçekler bunlar. Bir şeyi görmek için illa orada yaşanması gerektiğini mi düşünüyorsunuz? Haberiniz olsun 21. yüzyıldayız. Ve son olarak yalnız değilim ama yalnız olmayı aynı zamanda da tercih ediyorum.
Hayatı asgari şartlarla yaşayıp, bir günümüzün bile huzurlu geçmemesi gerektiğini savunuyorsun yani? Sana ne insanların ne kullandığından, ne giydiğinden, ne yaptığından, sana batan ne? Lüks yaşantıları görmekten o kadar nefret ediyorsan sonraki yılbaşı kutlamasında bir orta doğu ülkesine gidersin. Hayatımda okuduğum en boş yazıydı, boş boş kafa ütülemekten başka bir şey yapmıyorsun.Merhaba,
Yılbaşı gecesi Viyana'da şehir merkezinde yılbaşı kutlamalarında bulundum. Şahsen bu tür yerlerde bulunmayı sevmem ancak insanları analiz etmeyi seviyorum. Sahte gülmeler, sahte eğlenceler, sahte kusmalar, sahte insanlar... İnsanlığın gelişim sürecine baktığımızda, savaş ve acının olduğu her zaman teknoloji, bilim ve bunların babası olan matematikte de olağandışı bir gelişim söz konusu oluyor. Günümüzde de orta doğu da savaş ve ızdırap var ama bu ızdırabın arkasında inanılmaz bir potansiyel yatıyor. Bunun en iyi örneği son yıllarda mühendis, bilim insanları, sanatçılar vb topluma büyük katkısı olan insanların büyük bir kısmı orta doğudan çıkıyor. Özellikle İran ve Türkiye de dünyayı değiştirebilecek potansiyelde insanlar var. Çünkü acı ve ızdırap tek gerçek doğruya götürüyor bizi. İnsanın kendisini bulmasını sağlıyor. Mesela şu an viyana da ki bir okula gidiyorum. Buradaki gençlik inanılmaz derece de sahte. Marka kıyafetler, lüks ve şatafata olan ilgi, alkol, uyuşturucu... Gerçekten berbat. Onlar gerçeği bulamıyorlar çünkü acıdan, kendi düşüncelerinden kaçıyorlar ve basit zevkler ile kendilerini kandırıyorlar. Tabii ki hepsi değil ama birçoğu öyle. Hepsinin gerçek ile yüzleşmesi gerekiyor. Elbet Türkiye'de de durumlar düzelecek ve cevherler gözükmeye başlayacak. Yazıyı kısaca özetlememiz gerekirse, dünya da savaş, acı ve ızdırap hep olacak ve olmalı da. Hayatta gerçekçi olacaksak, acıyı hayatın tam ortasına koymalıyız. Mutlu olmanın yolu bile acıdan geçiyor...
Hayatı asgari şartlarla yaşayıp, bir günümüzün bile huzurlu geçmemesi gerektiğini savunuyorsun yani? Sana ne insanların ne kullandığından, ne giydiğinden, ne yaptığından, sana batan ne? Lüks yaşantıları görmekten o kadar nefret ediyorsan sonraki yılbaşı kutlamasında bir orta doğu ülkesine gidersin. Hayatımda okuduğum en boş yazıydı, boş boş kafa ütülemekten başka bir şey yapmıyorsun.
Senin gibi entel değiliz, kusura bakma. Kendimizi ilgilendirmeyen konulara burnumuzu sokmadığımız için, böyle boş boş şeylerin derdine düşmüyoruz. Sana sahte hayat tespitinde başarılar dilerim, çok iyi gidiyorsun.Artık cevap vermeyeceğim. Hayatımda bu kadar okuduğunu anlamayan insan görmedim. Asgari şartlardan, yılbaşı kutlamasına kadar... Yazık gerçekten, acıyorum size...