Sevgilinin geçmişi hakkında yalanlar söylemesi

Kaisey

Hectopat
Katılım
8 Haziran 2022
Mesajlar
1.116
Çözümler
2
Yaklaşık 2 aylık konuşma ile kendine beni çok bağlamıştı. Nedense kendime verdiğim sözleri unutmuştum, hiçbir kızı bu kadar önemsemeyecektim tam tanımadan. Ama önemsedim, güvendim. Nedense içimdeki his bana ona güvenebileceğimi, geleceğimiz olacağını söylüyordu. Belki de bu hayatın bana bu belirsizliğimi çözüp hiçbir kızı tanımadan hayatının önemli bir kısmına almamayı öğretmeyi amaçladığı bir oyundur.

Her gün konuşuyorduk, Bana özel özel anılarını anlatıyordu. Kimseyle bu kadar fazla konuşmadığını, konuştuysa bile hemen sıkıldığını ama benim ona garip hissettirdiğimi bir şekilde benimle konuşmaktan asla sıkılmadığını söyleyip duruyordu. İlk başlarda kendime verdiğim sözlere bağlıydım, inanmıyordum. Hatta hep sorguluyordum sevgisini, test ediyordum. Sonra nedense, verdiği ilgiden midir bilmiyorum zehirlenmiş gibi hissettim. Kendime verdiğim sözleri unuttum ve nedense onu önemsemem gerektiğini, asla geri plana atmamam gerektiğini ve hayatımın merkezine yaklaştırmam gerektiği kararını aldım. O an artık işleri ciddiye bindirmenin vakti gelmişti.

Ben geçmişi önemseyen bir insanım. Benim yaşamadığım şeyleri yaşayan, ilk hislerimizi beraber paylaşamayacağım bir kadınla olmak nedense pek içime sinmiyor. Kendim yapsam amenna, evet kabul edebilirim ama kendim yapmadığım için onun benimle yaşayacakları şeyler ona eski ilişkilerini hatırlatabilir diye düşünüyorum.

Ona geçmişini sormaya başladım. Bu arada o bana hiç geçmişimi sormuyordu, önemsemiyordu geçmişimi. Sadece ben dile getirince yani "benim geçmişimi neden merak etmiyorsun?" dediğimde soruyordu. Bana geçmişinde hiçbir erkekle öyle şeyler yaşamadığını, hissetmediğini, en fazla el ele tutuştuğunu ve yürüyüş yaptığını söyledi. İlk başlarda inanmadım, çünkü bana tanışmamızda onu hoş görmem için yalan söylüyordu, hatta kendi de itiraf etmişti "senin gözüne girmek için yalanlar savuruyorum" diye. Onu sorguluyordum ve bundan daralıyor gibiydi. Bir şeyler saklıyordu benden.

İçimde ukte de kalsa devam ettim. İyi hoş sohbetlerimize devam ediyorduk. Bazen +18 videolar beğendiğini görüyordum, neden beğendiğini sorduğumda "mizah anlayışımız farklı olabilir, ben komik buluyorum" diye cevaplar veriyordu. Bunu kendisine hiç yakıştırmıyordum çünkü kendisi hem kapalı bir kızdı hem de ailesel olarak dindar bir ailede büyümüştü. Aklımda şüpheler vardı, her gün sorguluyordum, bazen sinirleniyordum çünkü bazı yalanlarını yakalıyordum. Mesela benimle tanışmadan 1 gün önce eski sevgilisiyle konuşmuştu. O sevgilisinden ayrılmasının sebebini de bana onun "ciddi düşünüyorum ve seninle yatmak istiyorum" demesi olduğunu öğrenmiştim. O erkek arkadaşıyla ayrılmasına rağmen konuşmaya devam etmişti. Ayrılmalarının sebebi ise çocuğun onunla yatmak istediğini söylemesiymiş. Onu bile bile nasıl konuşursun deyince "çok pişmanım, o an konuşacak kimsem yoktu ve onunla öylesine konuştum" diyordu. Ciddileşiyordum, sinirleniyordum ve bundan kırıldığını dile getiriyordu.

Sorgulanmaktan kırılıyordu ve bundan beni suçluyordu. Kendi yalanlarını söylemesinin sebebini benim onu sevmemi istediği için söylediğini söyledi. Geçmişimden pişmanım, flörtöz bir yapım vardı ve artık değiştim dedi. Neden bana ilişki başlarında yalan söyledin, yalandan asla hoşlanmadığımı söylediğimi ve hataları olduysa bile beraber geçebileceğimiz ve kabul edebileceğim kadarsa üstesinden gelebilirdik diyordum. Beni kaybetmekten korktuğunu söylüyordu, artık ilişkide şüphelerim vardı. Bir gün, gece telefonda konuşurken bana karşı alttan alttan cinsel istekleri olduğunu söyledi, bunu üstü kapalı söylüyordu ve bana bunu açık şekilde söylerse onu yargılayacağımı, o yüzden çok ileride söyleyeceğini dile getirdi. Cinsel isteklerinden emin olmadığım için biraz bekledim. Sonralarında bana "ben kötü bir kızım", "şöyle düşünüyorum", "utanıyorum söylemekten" demeye başladı. Ona bu hislerinin ne olduğunu anladığımı ve hiçbir erkeğe geçmişte böyle şeyler hissettin mi diye sordum. "Evet hissettim" dedi. Neden, neden bana bunları anlatmadığını sordum tekrar tekrar. Çünkü sakladığı çok şey vardı. Artık dayanamadı ve bana eski erkek arkadaşıyla seviştiğini söyledi.

O mesajını görünce iğrenç hissettim, sanki geçmişinde değil de hemen o an yaptı gibi hissettim. Çünkü bunu daha bana yeni söylüyordu çok kez sormama rağmen. Neden bana bunu şimdi anlattığını sordum, çünkü geçmişte beni kaybedebileceğini, ama artık öyle bir korkusu olmadığını, beni kaybetmeyeceğini söyledi. Söylediklerinden çok emindi. Zaten etrafındaki narsist kişilikleri anlatıp duruyordu ve bazen kendini aşırı fazla övüyordu. O an egoist ve narsist biriyle olduğuma inanamamıştım. İdrak etmek için kendime süre verecektim. Beni aradı ve konuşmaya başladı. Çok sinirliydim, hem yalan söylemesine hem de egoist davranmasına. Ona o seviştiği ilişkisinde ne kadar ilerlediğini sordum, kendisinin bakire olduğunu söylüyordu ama ben buna inanmıyordum. Arkadaşlar, bana her fırsatta "beni sevdiği için" diye bahane üretip yalan söyleyen birine nasıl güvenebilirim? En sonunda tartışmanın ortasında patladım ve ona "ben temiz birisiyim, hiç öyle ilişkiler yaşamadım ve karşımdaki partnerimin de öyle olmasını isterdim." dedim. Bana o an "bana fahişe mi diyorsun? Ne kadar da yobaz bir insansın." diyerek benden ayrıldı.

O an kendimi iğrenç hissettim, bana yalan söylediği için benim sinirli olmam gerekirken tüm suçu üstüme almış gibi hissettim. Tüm yalanları ben söylemişim gibi hissettim. O an sinirden gözlerim doldu ve ona öyle bir şey demek istemediğimi anlatmaya çalıştım da ve zaten de "fahişe" demeye çalışmıyordum. O an anlatmaya çalıştığım şey geçmişte bir şey yaşamamaktı. Ama o buna inanmıyordu ve "insan sevdiğine öyle demez, yobazsın sana nasıl katlanmışım" diyerek beni tersliyordu. Çok fazla özür dilemiştim, her şeyi ben yapmışım gibi. O günün akşamı beni aradı ve 3 saat konuştuk. O konuşmada beni rahatlatmaya çalışıyor gibiydi, ama aynı zamanda beni üzmekten de zevk alıyor gibiydi. Bir anda beni bir daha asla sevmeyeceğini söylüyordu. Onu istediğim zaman arayabileceğimi söylüyordu. Kendini bir sonraki ilişkilerim için bir tecrübe olarak görmemi istiyordu. Bu sözleri beni çok üzüyordu ve bu onun farkındaydı. Acımdan zevk alıyordu. O günün sabahında bana bir daha yazmamasını, eski erkek arkadaşıyla böyle konuşmasının doğru olmadığını söyledim. Cevap olarak bana değer verdiğini ve o yüzden benimle konuşmaya devam ettiğini söyledi. Değerbilmez ve yobaz dedi bana. Artık beni manipüle etmeye çalıştığını anlamıştım. Kendi suçlarını örtbas etmeye çalıştığını anlamıştım. Benimle konuşmaya devam etmesinin sebebinin ilgi bağımlısı olduğunu anlamıştım. Beni arzuları için kullandığını anlamıştım ve ağır konuştum. Onun ne kadar iğrenç insan olduğunu söyledim durdum.

Amacının ne olduğunu sordum. Bana benim geçmişi bu kadar takan bir insanın ancak yobaz olacağını söyledi, aşk böyle şeyleri önemsiyorsa ben aşık olmak istemiyorum dedi. Ben de ona "böyle düşünerek insanlarla ancak eğlenirsin, hayatın boyunca hiç sevilmediğin belli, kıskançlığın ne olduğunu bilmiyorsun" dedim. Bana "annem ve babamın beni sevmemesini bilip beni onunla yargılaman çok acınası, karakterini belli ettin artık" dedi, ve üstüne "sanki ben kucaktan kucağa atladım da sana gelip kıskandın mı? Dedim" diyerek güldü. O iğrenç şakadan sonra artık içimdeki sevgi kine dönüşmeye başlamıştı. Öncelikle annesiyle arasındaki ilişkiye asla öyle bir şey söylemediğimi, sevgililik hayatını bahsettiğimi dile getirdim. Bu açıklamamı dinledi, bana hayatındaki en manipülatif insan olduğumu söyledi. Beni engelledi ve konu kapandı.

Ben bu ilişkide yalan olmasaydı ilerletebileceğimizi düşünüyordum ta ki onun egoist tavırlarına kadar. Ben bu hikayede benim suçumun sadece tartışırken sesimi yükseltmem ve kırıcı sözler kullanmam olduğunu düşünüyorum. Beni yalnızca arzuluyordu gibi hissediyorum, sadece ilgimi beğendi gibi hissediyorum. Kafam çok karışık, Kızın karakterinin nasıl olduğunu hala çözemiyorum. Suçlu taraf gerçekten ben miyim? Bana yalan söyleyerek yalanlarla kurulan bir karaktere ilgi beslememi sağlayıp çekip gitti. Kendimi suçlu hissetmeli miyim? Yalan söyleyen biriyle ilişki gerçekten yürüyebilir miydi? Cevap veren herkese teşekkürler.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Konuyu düzenlerken, onay aşamasında bir nevi tamamını okumuş bulundum. Yalan söyleyen insandan, erkek veya kız, her kim olursa olsun olmaz ve o ilişki yürümez. Takmayıp yolunuza bakmanız gerekiyor.
 
Konuyu düzenlerken, onay aşamasında bir nevi tamamını okumuş bulundum. Yalan söyleyen insandan, erkek veya kız, her kim olursa olsun olmaz ve o ilişki yürümez. Takmayıp yolunuza bakmanız gerekiyor.
Haklısınız, ama ilişkideki ilgisiyle beni büyüledi gibi hissediyorum. Kendimle bu kadar çelişkiye düştüğüm başka bir an hatırlamıyorum. Bu his tarif edilemez. Çok kısa sürelerde içimde hem nefret, hem de özlem duygusu oluşuyor ve kendimi suçluyorum. Zaten istediği de bu, kendimi suçlamamı istiyor. Bunun temelinde de büyük bir çoğunlukla yalan var. Teşekkür ederim.
 
Bos ver asik oldugu insanin gecmisini umursayan kisi yobaz degildir, umursamayan kisi sikintilidir kac bu kizdan. Kimsenin gecmisini gormezden gelmek zorunda degilsiniz. O secimlerini yapmis, onu secip secmemek de sizin kararaniniz yani bos yere kafaya takmayin hakli olan taraf sizsiniz.

Haklısınız, ama ilişkideki ilgisiyle beni büyüledi gibi hissediyorum. Kendimle bu kadar çelişkiye düştüğüm başka bir an hatırlamıyorum. Bu his tarif edilemez. Çok kısa sürelerde içimde hem nefret, hem de özlem duygusu oluşuyor ve kendimi suçluyorum. Zaten istediği de bu, kendimi suçlamamı istiyor. Bunun temelinde de büyük bir çoğunlukla yalan var. Teşekkür ederim.
Bos verin hocam kullanilmislari siz temizlere bakin.
 
Hocam boşverin kızı size hakaret etmiş ayrıca yalan söylemiş bu ilişki yürümezdi zaten maalesef. Zannımca kızdan ayrılmanız doğru bir karar olmuş. Suçlu taraf kesinlikle siz değilsiniz. Kız egosuna yediremeyip size laf söyleyip terk etmiş. Daha olgun kızlara bakın derim.
 
Haklısınız, ama ilişkideki ilgisiyle beni büyüledi gibi hissediyorum. Kendimle bu kadar çelişkiye düştüğüm başka bir an hatırlamıyorum. Bu his tarif edilemez. Çok kısa sürelerde içimde hem nefret, hem de özlem duygusu oluşuyor ve kendimi suçluyorum. Zaten istediği de bu, kendimi suçlamamı istiyor. Bunun temelinde de büyük bir çoğunlukla yalan var. Teşekkür ederim.
Hocam duygunun benzerini bende yaşamıştım. Beni kıskandırıyodu sonra ben uzaklaşınca suçu üstüme falan atıyordu. İyisi için uzaklaşın derim, hayat kaliteniz artsın. Böyle insanlara ilgi vermeye hiçte gerek yok.
 
Okuması biraz uzun sürdü. Neyse de o kızdan bir şey olmaz. Cinsellik düşünen biri size de gelir başka birine sizin haberiniz olmadan, aferdersiniz ama cinsellik ilgili bir şeyler olabilir. Bu yüzden en iyisi kafaya takmamak ama bu da süreç gerektiren bir şey. Sevişme olayı olabilir ama söyleyip söylememesi ona kalmış. Ömrü hayatımda bir kere sevgilim oldu. Erkeklerle benden habersiz grup kurmuş ve haberim oldu. 4 kere şans verdim. Hepsi de kötü gitti. Ren geyiği gibi oldum mübarek. Bundan sonra sevgili yapmayı düşünmüyorum bile.

Sizi üzecek bir olay olmuş. Ama önünüze daha iyi birisi denk gelir. Bağırmakl alakası yok. Sevgiliyi kıskanmak ve hayatını öğrenmek ayıp bir şey değil. Bunca zaman fark etmemeniz sıkıntı olmuş.

Artık dikkat edersiniz bundan sonra. Üzücü bir olay, ancak unutmak lazım.

Benim tavsiyem, uzak durmak artık. Ama geri döner misin bilemem. Undertaker'ın dediği gibi: "Asla asla deme." demek var. Hayatın hiçbir şeyi belli etmez. Hakkınızda hayırlısı ama yeni bir kişi arayışına çıkabilirsiniz. Bakalım ne olacak. Dikkat etmek gerektiğini anlamış oldunuz. Bundan sonra dikkat edin ki sonradan yine güven sarsılması yaşamayın.

Aslında yazacak bir sürü şey var ama iyice derine inmek gerekiyor. Bakire konusunda ise güvenme. Ne olduğu belli olmaz. Lütfen dikkat edin! Daha fazla sıkıntı yaşamayın.
 
Son düzenleme:
Merhaba @Kaisey

Yazdığın paragrafı iki defa okudum ve düşüncelerimi aşağıda belirtiyorum. Umarım yazdıklarımı okuduktan sonra küçücük de olsa yardımcı olabilmişimdir. Umarım kafandaki soru işaretlerini kaldırmada yardımcı olabilmişimdir.
Yaklaşık 2 aylık konuşma ile kendine beni çok bağlamıştı. Nedense kendime verdiğim sözleri unutmuştum, hiçbir kızı bu kadar önemsemeyecektim tam tanımadan. Ama önemsedim, güvendim. Nedense içimdeki his bana ona güvenebileceğimi, geleceğimiz olacağını söylüyordu. Belki de bu hayatın bana bu belirsizliğimi çözüp hiçbir kızı tanımadan hayatının önemli bir kısmına almamayı öğretmeyi amaçladığı bir oyundur.

Her gün konuşuyorduk, Bana özel özel anılarını anlatıyordu. Kimseyle bu kadar fazla konuşmadığını, konuştuysa bile hemen sıkıldığını ama benim ona garip hissettirdiğimi bir şekilde benimle konuşmaktan asla sıkılmadığını söyleyip duruyordu. İlk başlarda kendime verdiğim sözlere bağlıydım, inanmıyordum. Hatta hep sorguluyordum sevgisini, test ediyordum. Sonra nedense, verdiği ilgiden midir bilmiyorum zehirlenmiş gibi hissettim. Kendime verdiğim sözleri unuttum ve nedense onu önemsemem gerektiğini, asla geri plana atmamam gerektiğini ve hayatımın merkezine yaklaştırmam gerektiği kararını aldım. O an artık işleri ciddiye bindirmenin vakti gelmişti.
Kadınlar gerçekten inanılmaz ve muhteşem derecede sinsi varlıklardır. Bunu kendi gözlemlerimle öğrendim ve gördüm. Bu iğrenç ve manipülasyonlarla dolu duyguyu ben de tattım. İğrenmemek, tiksinmemek, öfkeyle dolmamak, nefret etmemek elde değil. O masum ve bebek gibi yüzün, arkadaş canlısı görünümün ardında ince hesaplar ve şeytanca manipülasyonlar saklı. Her hareketlerinde içten içe bencil ve narsist hedefler gizli. Aşağıya bir fotoğraf bırakıyorum, daha iyi anlaşılacaktır.

Screenshot_1.png


Ben geçmişi önemseyen bir insanım. Benim yaşamadığım şeyleri yaşayan, ilk hislerimizi beraber paylaşamayacağım bir kadınla olmak nedense pek içime sinmiyor. Kendim yapsam amenna, evet kabul edebilirim ama kendim yapmadığım için onun benimle yaşayacakları şeyler ona eski ilişkilerini hatırlatabilir diye düşünüyorum.
Seninle aynı düşüncedeyim fakat o düşüncenin oluru bu berbat devirde olamaz. Herkes bir başkasını aldatmak ve yüzüstü bırakmak için elinden geleni yapıyor. Uzaktan bakıyorsun, "Böyle bir şey yapmamıştır." diyorsun fakat ardında kim bilir neler neler gizlidir. Yemin ederim ki şunu çok iyi anladım ve Arthur Schopenhauer'in şu sözünü başyapıtım olarak belirledim: "Çocuklarıma bırakacağım en büyük miras hiç var olmayacak olmalarıdır."
Diyeceğim şudur ki: Evlenmeyi düşünmüyorum. Çocuğum olmayacak. Kadın milletine hiçbir zaman güvenmeyeceğim ve güvenmek de istemiyorum. Kendi sinsilikleri kendilerine kalsın.
Ona geçmişini sormaya başladım. Bu arada o bana hiç geçmişimi sormuyordu, önemsemiyordu geçmişimi. Sadece ben dile getirince yani "benim geçmişimi neden merak etmiyorsun?" dediğimde soruyordu. Bana geçmişinde hiçbir erkekle öyle şeyler yaşamadığını, hissetmediğini, en fazla el ele tutuştuğunu ve yürüyüş yaptığını söyledi. İlk başlarda inanmadım, çünkü bana tanışmamızda onu hoş görmem için yalan söylüyordu, hatta kendi de itiraf etmişti "senin gözüne girmek için yalanlar savuruyorum" diye. Onu sorguluyordum ve bundan daralıyor gibiydi. Bir şeyler saklıyordu benden.
İşte o söylediği laftan sonra onu bırakıp gidecektin. Zaten en başta sana yalan söylemiş. Bir ilişkide yalan olursa o ilişki hiçbir zaman, asla ve asla yürümez ki. Bir yalanla birlikte ilişki çöp olur gider, sona doğru ilerler. Karşındaki bir kişi bir kez yalan söylediği zaman sen onun başka bir lafına inanır mısın? Şahsen ben inanmam.
İçimde ukte de kalsa devam ettim. İyi hoş sohbetlerimize devam ediyorduk. Bazen +18 videolar beğendiğini görüyordum, neden beğendiğini sorduğumda "mizah anlayışımız farklı olabilir, ben komik buluyorum" diye cevaplar veriyordu. Bunu kendisine hiç yakıştırmıyordum çünkü kendisi hem kapalı bir kızdı hem de ailesel olarak dindar bir ailede büyümüştü. Aklımda şüpheler vardı, her gün sorguluyordum, bazen sinirleniyordum çünkü bazı yalanlarını yakalıyordum. Mesela benimle tanışmadan 1 gün önce eski sevgilisiyle konuşmuştu. O sevgilisinden ayrılmasının sebebini de bana onun "ciddi düşünüyorum ve seninle yatmak istiyorum" demesi olduğunu öğrenmiştim. O erkek arkadaşıyla ayrılmasına rağmen konuşmaya devam etmişti. Ayrılmalarının sebebi ise çocuğun onunla yatmak istediğini söylemesiymiş. Onu bile bile nasıl konuşursun deyince "çok pişmanım, o an konuşacak kimsem yoktu ve onunla öylesine konuştum" diyordu. Ciddileşiyordum, sinirleniyordum ve bundan kırıldığını dile getiriyordu.
Söylediği "mizah anlayışımız farklı olabilir, ben komik buluyorum" cümlesinden resmen nefret ettim. Böyle iğrenç videoları "komik buluyorum" diyerek beğenenlerin aklından ve beyninden şüphe duyarım. Kusura bakma dostum, söylenecek sözler bunlar. Doğruları konuşmak gerekiyor, yüze vurmak gerekiyor. Resmen kurtulmuşsun bu sapkın düşüncedeki bir insandan. Senin daha ne üzülmene gerek var ki? Bu kadar basit: SENİ YARABANDI OLARAK KULLANIYORDU. Açık ve net. Yazdığı eski sevgilisinden yüz alamayınca seni buldu ve o güzel saf duygularını harcamak için elinden geleni yaptı. Başarılı da olmuş gibi gözüküyor.
Sorgulanmaktan kırılıyordu ve bundan beni suçluyordu. Kendi yalanlarını söylemesinin sebebini benim onu sevmemi istediği için söylediğini söyledi. Geçmişimden pişmanım, flörtöz bir yapım vardı ve artık değiştim dedi. Neden bana ilişki başlarında yalan söyledin, yalandan asla hoşlanmadığımı söylediğimi ve hataları olduysa bile beraber geçebileceğimiz ve kabul edebileceğim kadarsa üstesinden gelebilirdik diyordum. Beni kaybetmekten korktuğunu söylüyordu, artık ilişkide şüphelerim vardı. Bir gün, gece telefonda konuşurken bana karşı alttan alttan cinsel istekleri olduğunu söyledi, bunu üstü kapalı söylüyordu ve bana bunu açık şekilde söylerse onu yargılayacağımı, o yüzden çok ileride söyleyeceğini dile getirdi. Cinsel isteklerinden emin olmadığım için biraz bekledim. Sonralarında bana "ben kötü bir kızım", "şöyle düşünüyorum", "utanıyorum söylemekten" demeye başladı. Ona bu hislerinin ne olduğunu anladığımı ve hiçbir erkeğe geçmişte böyle şeyler hissettin mi diye sordum. "Evet hissettim" dedi. Neden, neden bana bunları anlatmadığını sordum tekrar tekrar. Çünkü sakladığı çok şey vardı. Artık dayanamadı ve bana eski erkek arkadaşıyla seviştiğini söyledi.
Al işte. O eski sevgilisiyle konuşmasından sonra direkt olarak ilişkini kesmeliydin bile. En baştan belliydi cinsellik düşündüğü. Dediğim gibi yarabandı olarak kullandı, konuşacağı kimse yoktu ve senin saf sevgini görünce sana ilgi göstermeye başladı. Neden utanıyormuş söylemekten? Her şeyi yapmış zaten, niye hâla utanıyormuş? Dostum hata sende, en baştan engelleyecektin sen onu. En sonunda üzülen ve suçlanan yine sen oldun.
O mesajını görünce iğrenç hissettim, sanki geçmişinde değil de hemen o an yaptı gibi hissettim. Çünkü bunu daha bana yeni söylüyordu çok kez sormama rağmen. Neden bana bunu şimdi anlattığını sordum, çünkü geçmişte beni kaybedebileceğini, ama artık öyle bir korkusu olmadığını, beni kaybetmeyeceğini söyledi. Söylediklerinden çok emindi. Zaten etrafındaki narsist kişilikleri anlatıp duruyordu ve bazen kendini aşırı fazla övüyordu. O an egoist ve narsist biriyle olduğuma inanamamıştım. İdrak etmek için kendime süre verecektim. Beni aradı ve konuşmaya başladı. Çok sinirliydim, hem yalan söylemesine hem de egoist davranmasına. Ona o seviştiği ilişkisinde ne kadar ilerlediğini sordum, kendisinin bakire olduğunu söylüyordu ama ben buna inanmıyordum. Arkadaşlar, bana her fırsatta "beni sevdiği için" diye bahane üretip yalan söyleyen birine nasıl güvenebilirim? En sonunda tartışmanın ortasında patladım ve ona "ben temiz birisiyim, hiç öyle ilişkiler yaşamadım ve karşımdaki partnerimin de öyle olmasını isterdim." dedim. Bana o an "bana fahişe mi diyorsun? Ne kadar da yobaz bir insansın." diyerek benden ayrıldı.
Evet, seni elde etmeye çalıştı ve bu konuda başarılı oldu. Elde ettikten sonra da kaybetme korkusu kalmadı. Dostum hâla kızıyorum sana. Sen "kendini övmesinden" anlamadın mı narsistik bir kişiliğe sahip olduğunu? Böyleleri burnundan kan getirir. Sinirden kanser olursun, deli olursun, cinlenirsin. Nefret ediyorum böyle kişiliklerden.

Tartışmada patlaman gayet iyi olmuş. Tamamen sen haklısın çünkü ve haksız bir yanın yok. Karşındaki bir sürü yalan söylemiş sana karşı, saf duygularını kullanmış ve sonrasında da o senden ayrılmış. Hadi oradan deseydin. Yol orada, kapı orada, çıkış orada.
O an kendimi iğrenç hissettim, bana yalan söylediği için benim sinirli olmam gerekirken tüm suçu üstüme almış gibi hissettim. Tüm yalanları ben söylemişim gibi hissettim. O an sinirden gözlerim doldu ve ona öyle bir şey demek istemediğimi anlatmaya çalıştım da ve zaten de "fahişe" demeye çalışmıyordum. O an anlatmaya çalıştığım şey geçmişte bir şey yaşamamaktı. Ama o buna inanmıyordu ve "insan sevdiğine öyle demez, yobazsın sana nasıl katlanmışım" diyerek beni tersliyordu. Çok fazla özür dilemiştim, her şeyi ben yapmışım gibi. O günün akşamı beni aradı ve 3 saat konuştuk. O konuşmada beni rahatlatmaya çalışıyor gibiydi, ama aynı zamanda beni üzmekten de zevk alıyor gibiydi. Bir anda beni bir daha asla sevmeyeceğini söylüyordu. Onu istediğim zaman arayabileceğimi söylüyordu. Kendini bir sonraki ilişkilerim için bir tecrübe olarak görmemi istiyordu. Bu sözleri beni çok üzüyordu ve bu onun farkındaydı. Acımdan zevk alıyordu. O günün sabahında bana bir daha yazmamasını, eski erkek arkadaşıyla böyle konuşmasının doğru olmadığını söyledim. Cevap olarak bana değer verdiğini ve o yüzden benimle konuşmaya devam ettiğini söyledi. Değerbilmez ve yobaz dedi bana. Artık beni manipüle etmeye çalıştığını anlamıştım. Kendi suçlarını örtbas etmeye çalıştığını anlamıştım. Benimle konuşmaya devam etmesinin sebebinin ilgi bağımlısı olduğunu anlamıştım. Beni arzuları için kullandığını anlamıştım ve ağır konuştum. Onun ne kadar iğrenç insan olduğunu söyledim durdum.
"Cevap olarak bana değer verdiğini ve o yüzden benimle konuşmaya devam ettiğini söyledi."
Sana değer falan vermiyordu dost, seni yedekte tutmaya çalışıyordu. Başkalarına yazıp, başka kişilerle konuşacak ve başka yol arayacaktı. Eğer ki o yol tutmazsa ve o yolda başarılı olmazsa sana geri dönüp saf ve güzel duygularını kullanmaya devam edecekti. Şuna tamamen eminim ki iyi ki senden ayrılmış ve iyi ki ondan kurtulmuşsun. Böyleleri çekilmez. İlgi bağımlılarına tahammül edilmez.
Amacının ne olduğunu sordum. Bana benim geçmişi bu kadar takan bir insanın ancak yobaz olacağını söyledi, aşk böyle şeyleri önemsiyorsa ben aşık olmak istemiyorum dedi. Ben de ona "böyle düşünerek insanlarla ancak eğlenirsin, hayatın boyunca hiç sevilmediğin belli, kıskançlığın ne olduğunu bilmiyorsun" dedim. Bana "annem ve babamın beni sevmemesini bilip beni onunla yargılaman çok acınası, karakterini belli ettin artık" dedi, ve üstüne "sanki ben kucaktan kucağa atladım da sana gelip kıskandın mı? Dedim" diyerek güldü. O iğrenç şakadan sonra artık içimdeki sevgi kine dönüşmeye başlamıştı. Öncelikle annesiyle arasındaki ilişkiye asla öyle bir şey söylemediğimi, sevgililik hayatını bahsettiğimi dile getirdim. Bu açıklamamı dinledi, bana hayatındaki en manipülatif insan olduğumu söyledi. Beni engelledi ve konu kapandı.
Sen o iğrenç manipülasyon cümlelerinden sonra engelleseydin onu keşke. Sen yol verseydin. "Karakterini belli ettin artık" diyor birde. Herkesin karakteri ortada dostum. Sen iyi olanı yapmışsın. Kendini suçlayacak bir durumun yok, emin ol. Tamamen haklısın. Olgunca tavırlarını zaten bu uzun uzun yazdığın cümlelerden de anlayabiliyorum.
Ben bu ilişkide yalan olmasaydı ilerletebileceğimizi düşünüyordum ta ki onun egoist tavırlarına kadar. Ben bu hikayede benim suçumun sadece tartışırken sesimi yükseltmem ve kırıcı sözler kullanmam olduğunu düşünüyorum. Beni yalnızca arzuluyordu gibi hissediyorum, sadece ilgimi beğendi gibi hissediyorum. Kafam çok karışık, Kızın karakterinin nasıl olduğunu hala çözemiyorum. Suçlu taraf gerçekten ben miyim? Bana yalan söyleyerek yalanlarla kurulan bir karaktere ilgi beslememi sağlayıp çekip gitti. Kendimi suçlu hissetmeli miyim? Yalan söyleyen biriyle ilişki gerçekten yürüyebilir miydi? Cevap veren herkese teşekkürler.
"Ben bu hikayede benim suçumun sadece tartışırken sesimi yükseltmem ve kırıcı sözler kullanmam olduğunu düşünüyorum."

Senin bir suçun yok. Bu konuda, ilişkinin başında, konuşmanın başında her zaman sen haklıydın.

"Beni yalnızca arzuluyordu gibi hissediyorum, sadece ilgimi beğendi gibi hissediyorum."

Evet, seni sırf cinsellik için kullanıyordu. Bunlar gerçek, kabullenmek gerekiyor. Senin o güzelim saf duygularını kullanmak istiyordu. Seni yarabandı olarak kullanmak istiyordu dostum. Başarılı olmuş gibi de... Senin ilgini alıp terkedip gitmiş. Yoluna bakıp okyanusa açılmayı dene, başka kızlar da var. Belki doğrusunu bulursun, neden olmasın?

"Kafam çok karışık, Kızın karakterinin nasıl olduğunu hala çözemiyorum."

Kafan neden bunca olan ayıba karşı hâla daha karışık? Her şey ortada. Söylediği cümleler ortada. İğrenç ve sapkın düşünceleri ortada. Neden karakterini çözememişsin hâla? Tamamen saplanmışsın aşka dostum. Aşk senin beynini köreltmiş. Bu kıza karşı olan duyguların mantığını köreltmiş. Sessizce bir odada oturup düşününce ne kadar ayıp yaptığını göreceksin. O söylediği cümleleri ben düşmanıma söylemem. O sapkın düşünceleri ben sevdiğim insana söylemem, ciddi düşündüğüm insana söylemem.

"Suçlu taraf gerçekten ben miyim? Bana yalan söyleyerek yalanlarla kurulan bir karaktere ilgi beslememi sağlayıp çekip gitti. Kendimi suçlu hissetmeli miyim? Yalan söyleyen biriyle ilişki gerçekten yürüyebilir miydi?"

Hayır, suçlu taraf sen değilsin ve seni manipüle etmiş, sanırım da başarılı olmuş gibi. Suçlu taraf tamamen karşı taraf. O sapkın düşüncelerle boğulmuş bir kişiliğe sahip.
Kendini suçlu hissetmek yerine ders çıkarmaya bak. Bir hataydı geldi geçti de. Eğer ki sana geri dönüp yazmaya çalışırsa engelle, "yoluna bak" de. Bir ders aldın dostum, bir daha yaşanmayacak bir ders aldın. Gözlerini iyi aç, kadın milletine güvenme.
Yukarıda da bahsettiğim gibi yalan söyleyen bir kişiyle ilişki asla ve asla yürümez. Hiçbir şekilde yürümez.

Diyeceğim şudur ki kendini suçlamayı bırakmalısın. Senin bir suçun yok ve bu konuda da tamamen haklısın. Sinirlenip karşındakine patladın, evet, çünkü hak etmişti. O yaptıklarına karşılık sen de bunu yaptın. O hak etmişti. Bu söylediği cümleler, yaptığı şeyler karaktere sığmaz dost. Hiçbirimizin karakterine sığmaz. Senin şu andan itibaren söyleyeceğin tek bir şey varsa o da şudur: Sapkın düşüncelerinde boğulsun...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Ben bu hikayede benim suçumun sadece tartışırken sesimi yükseltmem ve kırıcı sözler kullanmam olduğunu düşünüyorum.
Hayır. Senin suçun bu kızı başta dediğin gibi gereğinden çok çok fazla önemsemen ve bunun getirdiği abuk sabuk bir sürü saçmalık olmuş. Kızım tüm bunları ilgi manyaklığı için yaptığını fark etmemen suç. Yalan söylediğini anlamana rağmen senin zehirlenme olarak ifade ettiğin, seni müşkül bir hâle sokan duygu ile hareket edip ona olan güveninin kırılmaması suç. Kendim etmişsin kendim bulmuşsun. Yazık olmuş vaktine, neyse ki daha uzun sürmemiş. Üzülme, geçmişi kabullenip ders çıkarmaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok.

Her yüze güleni dost sanma, insanların dış görünüşlerine de asla aldanma. Nice kapalılar vardır nefsi şeytan, nice açıklar vardır ruhu melek.
 
Her gün konuşuyorduk, Bana özel özel anılarını anlatıyordu. Kimseyle bu kadar fazla konuşmadığını, konuştuysa bile hemen sıkıldığını ama benim ona garip hissettirdiğimi bir şekilde benimle konuşmaktan asla sıkılmadığını söyleyip duruyordu.

Aboo, daha ilk cümle insanın içine felfelek sokuyor vallahi.

Hatta hep sorguluyordum sevgisini, test ediyordum. Sonra nedense, verdiği ilgiden midir bilmiyorum zehirlenmiş gibi hissettim. Kendime verdiğim sözleri unuttum ve nedense onu önemsemem gerektiğini, asla geri plana atmamam gerektiğini ve hayatımın merkezine yaklaştırmam gerektiği kararını aldım.

Bir sağlıksız bağlanma stili olan kaçıngan bağlanmadan, başka bir sağlıksız bağlanma stili olan kaygılı bağlanmaya geçiyorsun. Özeti bu.

Ben geçmişi önemseyen bir insanım. Benim yaşamadığım şeyleri yaşayan, ilk hislerimizi beraber paylaşamayacağım bir kadınla olmak nedense pek içime sinmiyor. Kendim yapsam amenna, evet kabul edebilirim ama kendim yapmadığım için onun benimle yaşayacakları şeyler ona eski ilişkilerini hatırlatabilir diye düşünüyorum.

Aslında senin geçmişi önemsediğin falan yok, kendi deneyimsizliğin ve öz güven eksikliğin yüzünden karşındaki kişi de senin gibi olsun istiyorsun. Öpüşmek, seks yapmak gibi bir ilişkide olması sağlıklı, hatta belki de gerekli olan bu normal aktiviteleri hiç yaşamadığın için "eski ilişkileri hatırlatacak" kadar önemli ıvır zıvırlar olduğunu düşünüyorsun.

Bana geçmişinde hiçbir erkekle öyle şeyler yaşamadığını, hissetmediğini, en fazla el ele tutuştuğunu ve yürüyüş yaptığını söyledi. İlk başlarda inanmadım, çünkü bana tanışmamızda onu hoş görmem için yalan söylüyordu, hatta kendi de itiraf etmişti "senin gözüne girmek için yalanlar savuruyorum" diye.

Karşınızdaki kişinin geçmişini sorgulamaya çalışmayın. Sürekli böyle sorup durursanız, dürüst bir cevap alamazsınız. Bunun yerine bu konuda liberal olun. Kız, rahat olduğunuzu görürse kendi öter zaten.

Unu kendisine hiç yakıştırmıyordum çünkü kendisi hem kapalı bir kızdı hem de ailesel olarak dindar bir ailede büyümüştü.

:D

Mesela benimle tanışmadan 1 gün önce eski sevgilisiyle konuşmuştu.

Buradan itibaren kızla iletişimini kesmen gerekiyordu.

Ciddileşiyordum, sinirleniyordum ve bundan kırıldığını dile getiriyordu.

Ama sen bunun yerine zayıflık taslamayı tercih etmişsin.

Amacının ne olduğunu sordum. Bana benim geçmişi bu kadar takan bir insanın ancak yobaz olacağını söyledi

Senin yobazlığın karşındaki kişinin geçmişini umursamaktan değil, duygusal zayıflıktan geliyor.

Ben bu hikayede benim suçumun sadece tartışırken sesimi yükseltmem ve kırıcı sözler kullanmam olduğunu düşünüyorum.

Çok yanlış düşünüyorsun. Senin suçun kendi zihin yapınla ilgili.

Kadınlar gerçekten inanılmaz ve muhteşem derecede sinsi varlıklardır.
O masum ve bebek gibi yüzün, arkadaş canlısı görünümün ardında ince hesaplar ve şeytanca manipülasyonlar saklı.
Kadın milletine hiçbir zaman güvenmeyeceğim ve güvenmek de istemiyorum.

Bu tarz kızlarla bir halt beceremeyen, blackpillci incel kokan tipik normie ve ağlak Türk erkeğinden de kadın-erkek ilişkileriyle ilgili tavsiye alma.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı