SnowRunner var. Aslında çok zor bir oyun ama ufak tefek müdahalelerle oyunu çeşitli yollardan kolaylaştırmak mümkün.
Amaç esasen yük taşıyıp görevleri yapmak ama bütün işi gücü bırakıp manzaranın tadını çıkarmak da mümkün. Aheste aheste takılıp manzara seyrederek, çamura batıp çıkarak oynanabilecek güzel bir oyun. Geceleri şöyle manzaralar yakalamak mümkün.
Eki Görüntüle 2032537
ETS 2'ya da ATS önerebilirim. Chill takılmak için bunları da çok tercih ediyorum.
ATS oynarken kenworth W900 alıyorum, frank sinatra, kenny rogers, red sovine, kathy mattea tarzı atmosfere uygun şarkılar eşliğinde aheste aheste takılıyorum. Hız sınırı isterse 80 mph olsun ben 50 ile tıngır mıngır yoluma bakıyorum. ETS 2 oynarken de biraz daha böyle cengiz kurtoğlu, nükhet duru, ezginin günlüğü, ferdi tayfur, İbrahim Tatlıses tarzı moda sokacak şarkılar eşliğinde yine sağdan sağdan akıyorum. Özellikle gece yolculukları çok keyifli oluyor.
Ha diyorsanız ki ben işin ameleliğini yapmak istemiyorum, ben işletmeciyim. O zaman da şunları yazabilirim:
Mashinky: Bir demiryolu işletme oyunu. Diğerlerinden daha basit bir yapısı var. Öyle boğmuyor sizi. Mantığını çözünce tıkır tıkır hatları inşa edip trenleri seyretmeye doyabiliyorsunuz.
Transport fever: Tren oyunu olsun ama biraz daha gerçekçi olsun derseniz de bunu önerebilirim. Mashinky'deki gibi Grid mantığı yok, o yüzden hat döşemek olsun tren planlamak olsun birazcık daha özen gerektiriyor. Mashinky'de lokomotifin sağlıklı şekilde çekebileceği tonajı görüp, vagon ekledikçe o tonaja yaklaşıp o tonajı geçmeden durabiliyorsunuz mesela ama transport Fever'da birazcık bilgi ve tecrübe gerekiyor. Mantığını çözünce gene çok kafa yormanıza gerek kalmıyor. Bir tren dolusu insanın istasyondan inip otobüs duraklarına yürümesi, oradan da otobüsüne binip evine gitmesi keyif veriyor. Ya da demiryolu götürdüğünüz kasabanın gelişmesi, büyümesi hoş bir his veriyor.
Prison Architect: Henüz oynamadım ama anladığım kadarıyla hapishane Tycoon'u gibi bir şey. Bir bakın derim.
