Tanrı burda kusura yatkın olduğu için değil şeytanın belkide kusurlu olduğunu bildiği ve ona kanıtlamak için yaptığı aynı zamanda eyüp'ün içindeki imanının daha sonrasında artması için yapmış olabilir.“Çünkü dünyada onun gibisi yoktur. Kusursuz, doğru bir adamdır. Tanrı'dan korkar, kötülükten kaçınır. Senin kışkırtmaların sonucunda onu boş yere yıkıma uğrattım, ama o doğruluğunu hâlâ sürdürüyor.”
Tevrat'ın ilgili bölümlerinde insanın kusursuz, Tanrı'nın kusura yatkın olarak ifade edilmesi de ilginç değil mi?
Dogma'ydı galiba, Jay ve Sessiz Bob'un da olduğu filmdeki gibi bir Tanrı figürü, buralardan ötürü çıkmış olmasın?
Hocam, bunun eminlikle alakası yok.. İstediği kadar İshak İbrahim'den, İbrahim'de Tanrıdan emin olsun. Yine de böyle bir şeye kalkışamazsın.Çocuğunuz var mı? İshak, İbrahim'den emindi. Ona göre babası yanlış karar alamazdı ki bu zorlama ile değil güzellik ile sağlanabilecek bir durumdur.
Hocam bu durum eski zamanlardaki gibi Tanrı'ya bağlılığımız azaldı diye olduğunu düşünüyorum. Sonuçta Tanrı ne olacağını bilir ve söylediği işlerde hayır vardır eğer olmasaydı ona Tanrı denmezdi.Hocam, bunun eminlikle alakası yok.. İstediği kadar İshak İbrahim'den, İbrahim'de Tanrıdan emin olsun. Yine de böyle bir şeye kalkışamazsın.
Şu an yan odada annem uyuyor ve Tanrı, bana kendini gösterip "Anneni benim için kurban et." dese yapamam.
Hocam, bunun eminlikle alakası yok.. İstediği kadar İshak İbrahim'den, İbrahim'de Tanrıdan emin olsun. Yine de böyle bir şeye kalkışamazsın.
şeytanın belki de kusursuz olduğunu
Yanlış yazmışım kusurlu olacak orası kusura bakmayın.Kusursuzluk içine entegre ettiğiniz değerler ile alakalı bir tanım. Kötüyü tercih etmek ya da kötüye sebep olmak, kusursuzluğun bir parçası ise mümkün. Ama kötü olmak bir kusursa, değil.
Zaten söyledim, benim bununla sorunum yok. Ben, Tanrının sorgulanamaz olduğunu savunuyorum. Verdiğim örnekteki,Hocam bu durum eski zamanlardaki gibi Tanrı'ya bağlılığımız azaldı diye olduğunu düşünüyorum. Sonuçta Tanrı ne olacağını bilir ve söylediği işlerde hayır vardır eğer olmasaydı ona Tanrı denmezdi.
Orada şunu demişim, Tanrı bana benim yanıma gelse ve tüm kudretiyle gücünü gösterse de yapamam. İsterse helak etsin.Şu an yan odada annem uyuyor ve Tanrı, bana kendini gösterip "Anneni benim için kurban et." dese yapamam.
Mutlak sevgi, bir yalandır. Tanrı, ne iyidir ne de kötü.. Ne sevgi duyar ne de kızgınlık..o da mutlak sevgi.
Sorgulanmamış hayat yaşamaya değmez, sorgulanmamış inanç değil.
İnancı sorgulayamazsın. Tevrat'ta "Eyüp'ün ilk sınavı" babında şeytan, Tanrı ile anlaşma yapıp Eyüp'ün varını yoğunu, ailesi de dahil elinden aldı. Eyüp ise olanı biteni sorgulamadan,
Başka bir örnek ise, İslam dininde Allah'ın emirlerini sorgulamak, küfre girer.
Kierkegaard'ı ne kadar sevsem de, haksızdır. Kierkegaard, kendi dönemine ait kiliselerin baskınlığına karşılık olarak bunları sorgulama tarafına gitmiştir. Bu sadece Hristiyan'lık için geçerlidir. Hatta bazı Hristiyan merkezli misyoner nefret grupları için bile geçerli değildir. Onlarda "Tanrı'nın sözü birdir ve emirdir." olarak inançlarını yaşıyorlar.
Burası çok karışık. Herkesin kendine göre yonttuğu ya da yorduğunu Tanrı'ya yamamaya çalıştığı bir ortam var gibi.
Çocuğunuz var mı? İshak, İbrahim'den emindi. Ona göre babası yanlış karar alamazdı ki bu zorlama ile değil güzellik ile sağlanabilecek bir durumdur.
İşte sınır burada başlamaktadır. Ben Tanrı'nın motivasyonu hakkında bilgi sahibi olamam, ben sadece benim katımdakileri değerlendirebilirim ve O'nun bunu neden yaptığına bir açıklama getiremem ama bu yapılanın neticelerinden hareketle bir değer biçebilirim, lakin biçtiğim değer yine O'nun katındaki olmayabilir.
"Sorgulanamayacak olana ulaşmak" asıl problem buradadır.
Hocam, bunun eminlikle alakası yok. İstediği kadar ishak İbrahim'den, İbrahim'de Tanrı'dan emin olsun. Yine de böyle bir şeye kalkışamazsın.
Şu an yan odada annem uyuyor ve Tanrı, bana kendini gösterip "anneni benim için kurban et." dese yapamam.
Şöyle bir durumda var beni rahatsız eden, Tanrı'nın her şeye gücü yetiyor ve keyfi olarak canımı yakıyor. Evet, Tanrı keyfi olarak canımı yakabilir. Ama ben bu Tanrı'ya "iyi bir Tanrı" diyebilir miyim?
Peygamberlerin olduğu yerlere bir bakın derim. Fark edeceğiniz ilk şey şu olur, ortada bir devlet yok.Benim bu konu hakkında şöyle bir düşüncem var; eğer Tanrı'nın emirlerini sorgulamak, küfre giriyorsa neden Tanrı bize düşünme ve sorgulama yetisi verdi?
Onu da hesaba katarak cevabımı verdim. Tabi ki de elim ayağım birbirine dolaşır, afallarım. Ama yine de yıllarca yemeğini yediğim annemi öldürebileceğimi sanmıyorum. Ne olursa, olsun.Tanrı'nın sana kendini göstermeyecegini bildiğin için yapamam diyorsun ama Tanrı sana kendini gösterip seninle iletişim kuracağı zaman ki ruh halin ve düşünce biçimin çok farklı olur emin ol.
İyi ya da Kötü bir Tanrı deme hakkına sahibim. Burada metafizik konuşmuyoruz ki Tanrıyı değerlendirebileyim. Şu an konuşulan konu, İnançtır.Belki iyi bir Tanrı diyemezsin ama kötü bir Tanrı'da diyemezin çünkü sen bir insansın, Tanrı'nın ne boyutta veya ne büyüklükde düşündüğünü tahmin edemezsin. Tanrı insani duygulara veya kalıplara sahip değildir, Tanrı kötü olamaz, iyi olamaz, kıskanamaz, sevemez, aşık olamaz...