Kusurun var olması kusursuzluktur. Çünkü küsur diye tabir edilen şeylerin var olması sayesinde kusursuzluğun tanımını yapabiliyoruz. Küsur diye bir şey olmasaydı kusursuzluk da olamazdı. Çünkü zıtlar olmadığı sürece tarafları anlayamayız, algılayamayız. Bu yüzden kusursuzluk, kusurlar ile mümkündür.
Ayrıca mesela tanrının ne gibi bir müdahalesinden söz ediyoruz? Biri ölmek üzereyken onu görünmez bir el kurtarırsa bu tanrının yaptığı bir müdahale olarak mı tanımlanır? Savaş gibi insanların aptallığından ileri gelen şeyleri durdurmak tanrının işi mi? Tanrının yapacağı şey insanların aptallığının arkasını toplamak mı? Yoksa onlara akıl verip mantıklı ve düzgün işler yapmasını sağlamak mı?
Çok doğru söylemişsiniz küsur yokken kusursuz nedir bilemeyiz. Peki bu dağların ağaçların gezegenlerin yörüngelerin vs. Kusursuz olduğunu savunuyor insanlar. Kusurun tanımı nedir bize kim yapabilir kusurun tanımını? Belki oluşan dağ bir küsur belki bu gezegenlerin dönmesi küsur. Konu zıtların olup olmaması değil zıt kavramlardan hangisinin hangisi olduğunu anlayabilmek ki burada da iman devreye giriyor.
Müdahale derken mesela şundan bahsedeyim. Bir evlat feda edilecek değil mi? Ne oldu gökten bir kurbanlık indi. Musayı firavun kovalıyordu. Deniz ikiye yarıldı. Firavun ne yaptı musanın peşinden ayrılmış denizde kovalamaya devam etti. Tanrı ne yaptı firavunun kalbini taşlaştırdı düşünmesini engelledi. Neden bunlara dair kanıtlar yok ya da böyle şeyler günümüzde olmuyor?
O medeniyetler bile inanıyorken, Dünya'daki tüm dinlerin mensupları inanıyorken, ateistlerin reddetmesi komik değil mi peki? Yani nereden baksan 6 milyar insan inanıyor ahiret inancına. 6 milyar insan deli olamaz herhalde.
O zaman çoğulculuk her zaman haklı mıdır? Şimdi baktığında ise bilim insanlarının tamamına yakını evrimin bir gerçek olduğuna inanıyor (bir sürü de argüman var konu hakkında) onu ne yapacağız?
Doğru düzgün bir argümanla tanrıyı kanıtlayamıyorsanız kusura bakmayın ama kendi tanrınızı tanımıyorsunuz demektir.
@332005 Eğer biz nasıl şu anda tek tıkla saniyeler içerisinde İncil'e, Tevrat'a erişebiliyorsak onlarda isterlerse Kur'an' ulaşabilirler. Burada amaç sadece istemek.
Tanrı varsa tanrıyı kim yarattı? Kendi kendine oluveren bir varlık yoksa o zaman tanrı nasıl var oldu?
O zaman çoğulculuk her zaman haklı mıdır? Şimdi baktığında ise bilim insanlarının tamamına yakını evrimin bir gerçek olduğuna inanıyor (bir sürü de argüman var konu hakkında) onu ne yapacağız?
Doğru düzgün bir argümanla tanrıyı kanıtlayamıyorsanız kusura bakmayın ama kendi tanrınızı tanımıyorsunuz demektir.
Tanrı varsa tanrıyı kim yarattı? Kendi kendine oluveren bir varlık yoksa o zaman tanrı nasıl var oldu?
O zaman çoğulculuk her zaman haklı mıdır? Şimdi baktığında ise bilim insanlarının tamamına yakını evrimin bir gerçek olduğuna inanıyor (bir sürü de argüman var konu hakkında) onu ne yapacağız?
Doğru düzgün bir argümanla tanrıyı kanıtlayamıyorsanız kusura bakmayın ama kendi tanrınızı tanımıyorsunuz demektir.
O zaman siz de Tanrı'nın olmadığını bize kanıtlayın, 6 milyar insan size inansın. İnanan kişilerin kanıtlayamaması, Tanrı'nın olmadığı anlamına gelmez.
Buna binaen söylüyorum: Sonsuz güçte bir tanrı neden yarattığı aciz bir varlıkla mücadele diyor, onunla düelloya giriyor? Yoksa bütün bu hikayeler sonsuz güçte bir tanrının değil de tamamen yazıldığı dönemin sosyokültürel yapısını yansıtan birer mitler olup, insanları bir araya getirmek için (bilhassa kendi menfaatleri için) mi oluşturuldu?
Tanrıya gelecek olursak: Bir şey ispatlanana kadar o "şey" yok hükmündedir. Tanrı dediğimiz kavram; ilk çağlardan beri insanların doğa olaylarının gizemlerini çözememesinden ötürü meydana çıkmıştır. Yani tamamen soyut bir kavram ve hiçbir genel geçerliliği yok. Tamamen zihin ürünü. Buradan agnostiklere selam çakıyorum