Eric Hoffer'nda The True Believer'de vurguladığı gibi, taraf olmak ya da fanatik olmak için ortada mantıklı bir gerekçenin olması gerekli değildir. Yanı taraftarlıkta aslında mantık yoktur. Gerçekte mantık tarafsızlığı gerektirir.
Bilişsel muhakemenin bir şeyi daima doğru görmesi pek olası değil. Bazen doğru bazen yanlış olduğuna karar verir. Burada genelde Halo Effect denilen psikolojik durum devereye giriyor. Bir özelliğinden etkilendiğiniz şeyi, zihniniz mükemmele tamamlıyor. Taraf olduğunuz şey her ne ise, ideoloji, spor takımı, siyasi parti vs. Örneğin siyasi parti olsun, bir partinin milliyetçi söylemleri sizi o partiye taraf yaptı. Aynı parti ekonomi konusunda ise bir mahalle bakkalı kadar derinliğe sahip olmasa dahi, siz o partinin ekonomi politikalarının da destekçisi olursunuz.
Hayranı olduğunuz ses sanatçısının sesi nedeniyle hayranlık besleseniz dahi, o sanatçının hukuk ile ilgili söylediği şeyleri de destekliyor olursunuz mantıklı olup olmaması önemli değildir. Zihninize göre en güzel ses onundur, o mükemmeldir, kusurlardan muaftır, bu yüzden söylediği her şey de mükemmeldir.