Tarihte Türk Kadını

Metomeister

Centipat
Katılım
19 Ocak 2021
Mesajlar
357
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Merhaba arkadaşlar tarihte Türk kadınının yerini ve önemini anlatan bir araştırma yaptım ve sizinle paylaşmak istedim.

Tarihte Türk kadını hem toplum hem de devlet içerisinde önemli bir değere sahiptir. Kadınlar doğrudan toplum içerisinde aktif bir şekilde hayatını devam ettirmiştir. Orta Asya Türk devletlerinde de kadın önemli hak ve yetkilere sahip olmuştur. Orta Asya Türk Devletlerinde kadın “Hatun” sıfatıyla kağanın en önemli yardımcısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, Büyük Hun Devleti ile Çin arasında yapılan ilk barış antlaşmasını Mete Han’ın hatunu imzalamıştır. Hunlarda kadın, erkek ayrımı yoktu. Hatta öyle ki kağanın emirnameleri sadece “Hakan buyuruyor ki” ifadesiyle başlamışsa geçerli kabul edilmezdi. Yabancı devletlerin elçileri sadece hakanın huzuruna çıkmazlardı. Elçilerin kabulü esnasında hatunun da hakanla beraber olması gerekirdi. Kabul törenlerinde, ziyafetlerde ve şölenlerde hatun hakanın yanında otururdu. Siyasi ve idari konulardaki görüşmeleri dinleyerek fikirlerini söylerdi.
Orhun Yazıtları’nda devlet işlerini bilen hatunlardan söz edilir. Kağanın hanımı olan hatun da tıpkı kağan gibi töre ile bu makama oturur ve kağan ile birlikte ülkeyi yönetirdi. Yine yazıtlarda “Hakan ve Hatunun Buyruğu” sözü ile başlayan ifadeler yer almaktadır. Orta Asya Türklerinde kadının siyasi ve toplumsal bakımından konumu, Orhun Yazıtları’nda (Bilge Kağan Yazıtı, Doğu Yüzü) şu şekilde ifade edilmiştir: “Yukarıda Türk Tanrısı, Türk’ün kutlu ülkesini öyle tanzim etmiş. Türk milleti yok olmasın, millet olsun diye babam İlteriş Kağan ve annem İlbilge Hatunu (Tanrı) halk içerisinden çekip yukarı çıkarmış.” İlk Türk devletlerinde yazısız hukuk kurallarına töre adı verilmektedir. Türk töresine göre kadına kötü davranılması uygun değildir. Zaten Türk kültüründe ve destanlarında böyle bir durum göze çarpmamaktadır. Türk destanlarında kadın daima erkeğinin yanında olup onun güç ve ilham kaynağı olmuştur



Orta Asya’da kurulan ilk Türk devletlerinde kadınlar devlet yönetiminde söz sahibiydi. Devlet yöneticisi kağanın eşine hatun (katun) adı verilirdi. Devlet yönetimi ile ilgili alınacak kararlarda hatunun da fikrine önem verilirdi. Kadınlar ata biner ve gerekirse savaşa da katılırlardı. Daha sonra kurulan devletlerde Türk kadını bu konumunu kaybetti. Uzun bir süre toplum ve çalışma hayatından uzak kaldı. Bu durum Osmanlı Devleti'nde de değişmedi. Osmanlı toplumundaki kadınlar, erkeklerin yararlandıkları haklardan yararlanamadı. Osmanlı döneminde sultanlar kurdukları vakıflarla cami, hastane, hamam ve mektepler yaptırarak sosyal yaşamda varlıklarını sürdürmeye çalıştı. Fransız İhtilali ile birlikte ortaya çıkan ve giderek dünyayı etkisi altına alan insan hakları düşüncesinin gelişmesiyle kadın hakları da değişim göstermeye başladı. Toplumsal yaşamda erkeklerle eşit konumda olmak isteyen kadınlar, insan haklarıyla ilgili oldukça mücadele verdiler. Bu mücadele sonucunda da kadınlara karşı olan bakış açısı değişmeye başladı. Osmanlı toplumunda bu değişim zamanla Tanzimat dönemi içinde etkisini gösterdi. 1843 yılında Türk kadınlarından bazıları Tıbbiye mektebinde ebelik eğitimi alarak iş yaşamında kendilerini göstermeye başladı. • 1869 yılında bir yandan ilk kadın dergisi Terakki-i Muhadderat yayınlandı. • 1869 yılında kızların eğitimine yasal zorunluluk getirildi. Bu sebeple ilk kız öğretmen okulu olan Dar-ül Muallimat açıldı. • 1913 yılında kadınlar devlet memuru olarak çalışmaya başladı. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte kadın hakları alanında hızlı bir gelişim sürecine girildi. Kadın-erkek eşitliği, 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile toplumsal, kültürel ve ekonomik alanda yasal güvence altına alındı. • 1930 yılında anayasada yapılan değişikliklerle kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı tanındı. • 1933 yılında Köy Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle kadınlara köy muhtarı olabilme ve ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanındı. Gül Esin, Aydın’ın Karpuzlu bucağına aynı yıl muhtar seçildi ve Türkiye'nin ilk kadın muhtarı olarak tarihe geçti.


İzmir Büyükşehir Belediyesi, sosyal yaşamda kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapacak. İzmirli kadınlar, 22.00-06.00 saatleri arasında, otobüslerde istedikleri takdirde durak haricinde de inmeye başladı. ESHOT Genel Müdürlüğü, kadın yolcuların bu yöndeki taleplerinin yol, yolcu, çevre ve trafik güvenliğini tehdit etmeyecek en uygun noktalarda durularak karşılanacağını duyurdu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisinde kabul edilen toplu ulaşımda otobüs kullanan kadın yolcuların akşam 22.00’den sonra durak haricinde de inebilmelerine yönelik düzenleme hayata geçirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen otobüslerde seyahat eden kadın yolcular bu uygulamadan yararlanmaya başladı. ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından konu ile ilgili bir açıklama yapılarak, “Belediye meclisimizin, kadınlara ve onların güvenli bir yaşam sürdürebilme hakkına verdiği önemin ve değerin göstergesi durumundaki kararı ile otobüslerimizde seyahat eden kadın yolcularımız 22.00 ile 06.00 saatleri arasında güzergah üzerindeki durak olmayan noktalarda da inebileceklerdir.” denildi. Kadının toplumsal yaşamdaki yerinin hak ettiği noktaya ulaşması için atılan her adımın ve kararın destekçisi olduklarını dile getiren ESHOT Genel Müdürlüğü yetkilileri, alınan kararı uygulamaktan gurur ve mutluluk duyacaklarını ifade etti.
 

Dosya Ekleri

  • 1.PNG
    230,8 KB · Görüntüleme: 34
  • 2.PNG
    28,1 KB · Görüntüleme: 30
  • 3.PNG
    308 KB · Görüntüleme: 33
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…