Technopat Sosyal bir roman yazıyor!

Kabusundan uyanan Muzaffer rüyasını Ahmet'e anlatınca Ahmet kahkahalar patlatmaya başladı.
 
Takvim 28 Ocak 1995. Yer: İstanbul, Türkiye. Hakkari'de yaptığım 1(bir) senelik askerlik görevimden yeni döndüm ve en yakın dostum Muzaffer ile tekrar buluşmuş ve bir rakı sofrası hazırlatmıştık.

Konu mu? Zorlu geçen askerlik, en iyi arkadaşlarımın gözümün önünde vurulması ve tabii ki her askere giden gencin ortak derdi olan beni askerdeyken aldatan eski sevgilimdi. Zengin bir işadamıyla beraber nişanlandığını ve yakın zamanda evleneceklerini duydum. Hiiiç keyfimizi bozmadık tabii ki fakat insanın ister istemez içi karıncalanıyor.

Beni bu kadar motive tutan bir şey vardı, hayallerimdi. Evet, hayallerim. Çocukluğumdan beri makinelerin nasıl çalıştığına hayranım. Amcam makine tamiratıyla uğraşıyordu ve onun atölyesine çocukken çırak olarak gittiğimde cennette gibiydim. Üniversite sınavlarına çalışmak yerine ben amcamın yanında makine tamiratı yapıp şematiklerden yeni bilgiler öğreniyordum. Fakat kararlıydım, çalışacaktım o sınava, başaracaktım. Canım anam, canım babam benimle gurur duyacaktı!
 
Ama gördüğü rüyada bir rüya imiş.
Muzaffer bundan sonra kaç rüya gördüğünü hatırlamıyordu. En son hatırladığı şey Eren Satar'la yaşadığı ateşli anlardı. Aslında önceden Eren Satar'a karşı hiçbir ilgisi olmamıştı, eşcinsel de değildi. Sadece o sırada... kafası karışıktı. Birden aklına dank etti, gördüğü rüyalar, Eren'le yaptıkları, doğum günü... Aslında hiçbiri gerçek değildi, hepsi içtiği rakı yüzündendi. Eren rakıya birşeyler karıştırmış olmalıydı. Durdu ve odaklanmaya çalıştı, orduda eğitimini vermiş oldukları için normal bir insanın yapacağından daha yoğun odaklanabiliyordu. Ve hatırladı, Eren'le ateşli bir gece falan yaşamamışlardı. Eren uğrayıp rakıyı getirdiğinde kendisi hiç içmemiş, Muzaffer'e içirmişti. Rakıdaki ilaç etkisini gösterince de Muzaffer'in üstüne atılmış, ama ilacın yaptığı kafa bulanıklığı ve askerliğindeki kötü anıları depreştirmesi sebebiyle kendisini kaybedip Eren'i öldürmüştü. Yumruklarıyla Eren'i iç organları iflas edene ve kovalar dolusu kan kusmaya başlayana kadar yumruklamıştı ama bir sorun vardı, oturma odasında hiç kan yoktu. Birileri Eren'i temizlemiş olmalıydı, fakat bu birileri kimdi ve Eren Muzaffer'den ne istemişti?
 

Tam düşündüğü sırada deprem oldu ve bina çöktü.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…