Boğazım düğümleniyor. Zonguldak çocuğu olarak neler yaşadıklarını kalbimde acı bir şekilde hissediyorum.
Acı olan kısım ise bu işin 'kader' , 'allah' kavramlarına bırakılması. 1800lü yılların 2000li yıllarla kıyaslanması.
Açık bir şekilde ihmal sonucu oluşmuş bu faciayı boynumuz büküp 'sabır versin' demekle geçiştirmeyi kabullenemiyorum. Yıllardır sabretmekten bıktım. Kimse bilmez, Zonguldak'ta her yıl mutlaka emekçiler yaşamını yitirir. Hiçbir yerde haber olmaz. Daha dün yine bir kişi hayatını kaybetti. Türkiye işçi katilidir dünyada her alanda.
Soruyorum, sedyeden kendini küçük gören asil madenci emekçimizin bu faciayı yaşamasının sonucu kader mi? Yoksa para peşinde koşan siyasi ve rantçılar mı?