Türkiye'de İnsanlar Nasıl Geçiniyor?

Ve garip olan bu para yetmiyor ama herkes en yeni çıkan telefonu alıyor en iyi arabalara biniyor. Volkswagen Polo bile en baz donanım 70bin TL ve herkes SuperB, Megane, 320 gibi arabalara biniyor. Bu millet parayı nereden buluyor? Millet kredi çekiyor borca giriyor. Türkiye ekonomisi zaten belli her şey ithal. Açılan fabrikalar tek tek satılıyor. Sonra çalışmak için yurtdışına gidince Vatan Haini oluyor. Döviz kurları ortada Dolar ve Euro gün geçtikçe artıyor. Sonunda ülke batacak ama insanların düşüncesi belli.

Sanırım ev fiyatları her yerde pahalı, geçende Norweçteki evlere baktım, 70 m2 evlere, 200 Bin, 250 Bin Euro çekiyorlar. Çok uçuk ama kişi başı gelire göre hesaplayınca biz yine batık çıkıyoruz.

Norweç kişi başı yıllık geliri, sanırım 96 Bin dolar, bu adam yıllık gelirinin yarısını biriktirebilse, 48 Bin dolar yıllık birikimi olur. Yani 5 senede birikimlee sahibi olabilir.

Türkiye'de kişi başı yıllık geliri, 10.565 dolar. Yarısını biriktirse bu adam da, 5 Bin dolar birikim ile, evler de dolar cinsinden, ucuz olsa dahi, yani 80 Bin dolar civarı evler. 80/5=16 yıl boyunca birikim yapmak zorunda. Yani ev alma, karavan al daha iyi bu ne, biz fakir ülkeyiz bu su götürmez gerçek.


Ayrıca kimse yarısını biriktiremez. Biz anca ölünce ev sahibi oluruz ama diğeri, 10 senede ev sahibi olur.

Arkadaşlar buna biz; Gelir adaletsizliği diyoruz. En basit açıklamasıyla; "Parası olanın kolay para kazandığı, parası olmayanın sixteen sene para kazanamadığı" sistem oluyor.
Bu yüzden söyleyip duruyoruz; Miting meydanlarında şu kadar yol bu kadar köprü yaptık diye bağırmadan önce "Halkımız şu kadar para kazanıyor, karşılığında bu kadar hizmet alıyor" demek lazım.

Yol ve köprüler de önemli, ulaşım olmazsa gelişim de olmaz. Ancak yoksulluğu sıradanlaştırmaya, yoksulluğa şükrettirmeyi hedefliyorlar. İnsanlar dini görüşleri yüzünden baş kaldırmaya çekiniyorlar.

Halk yine yoksul olsun eyvallah, yalnızca miting meydanlarında ülke çok gelişti diye bağırıp milleti kandırmayalım hepsi bu.

Konu yavaştan siyasete doğru kayıyor ama yorum yapmazsak konu dağılmaz. @BilgisayarKurdu dediklerinizin altına imza atarım.

Çevreme bakıyorum; borcu olmayan bir tane insan bile zor çıkıyor, ya da çıkmıyor. Var mı borcu olmayan, evet, var. Ama onlar ya acıkmamak için tuvalete gitmeyerek para biriktiren kişiler ya da aileden zenginler olan insanlar. Bana ailemden şirket-para kalsaydı şu anda ben de zengindim.

Çalışarak hiç kimse zengin olamıyor. Benim babam tam 26 senedir çalışıyor, elinde bir tek evi var, ondan başka bir varlığı/kıymeti yok. ''2001 yılından önce zengindim, dolarlarım vardı'' diyor. Gerçekten beni şaşırttın babacığım. Kriz demek ki insanı gerçekten zor duruma düşürüyormuş, her zaman.

Şu anda da ekonomik kriz yaşıyor sayılabiliriz bence ama kağıt üzerinde yazan birkaç tane sayıya bakarak konuşan taraflı medya mensuplarını tüm gün dinleyen insanlar ekonominin çok iyi olduğunu zannediyor. O insanlara göre biz dünyanın ''süper gücü'' olan bir ülkeyiz.

Bu ülkede insanları kandırmak, bir sisteme oturtmak ve o düzenin kölesi haline getirtmek çok kolay. Sistemi bozmak isteyen, buna karşı çıkanlar da var. Haklılar, kim böyle bir hayat ister:

Sabah saat 6 gibi kalk, trafiğe girmemek için evden 7 gibi çık, aracın yoksa -ki yüksek ihtimalle yoktur- toplu taşıma araçlarını kullanarak işine gitmeye çalış. Saat 8-9 civarında iş yerine gel mesaiye başla. Akşam 6-7 gibi işten çık, eve gitmek için mücadele içine gir tekrar. Birkaç saatin daha yolda geçsin. Eve gelince ''yine bir gün daha bitti, ben de bittim'' de. Yemeğini ye, aptal kutusuna bak biraz, sonra yat. Ertesi gün, o da aynı geçecek. Kısır bir döngü gibi.

Refah düzeyi yüksek olan ülkelere bakarsanız çalışma saatlerinin bizdekinden daha az olduğunu görürsünüz. Türkiye'de bir işçi haftada en fazla 45 saat çalışır, normal mesai olarak. Yani insanların kendini geliştirmeye vakti kısıtlı denebilir.

Birilerinin harekete geçmesi lazım bu düzeni değiştirmek için. İnsanlar bilinçsiz, ev idaresini bilmeyen birçok evli-barklı insan var şu ülkede. Demek istediğim eldeki para yönetimini yapmayı beceremiyor çoğu insan. Kucakta, arabada, elde birer çocuk, ev kira, gelir asgari ücret. Şimdi söylesin bakalım o ''ekonomi iyi, refah yüksek'' diye konuşan aptal insanlar. Neresi iyi bu ülkede bu şekilde yaşamanın?

Sonumuz hayrola.