TUSAŞ MMU, İniş Takımları Üzerinde

Katılım
2 Haziran 2015
Mesajlar
14.289
Makaleler
110
Çözümler
121
2022 senesi biterken:
  • Kızılelma ilk uçuşunu gerçekleştirmiş,
  • MMU'nun Bant'tan ilk fotoğrafları gelmiş,
  • HürJet eğitim uçağımızın yapım aşamsında olan gövdesi hangardan çıkmış
  • ve TUSAŞ'ın üzerinde çalıştığı hayalet ANKA-3 SİHA'nın ilk render görselleri paylaşılmıştı.
2023 senesi savunma sanayi ve özellikle savunma sanayinin havacılık kolu alanında önemli kazanımların kaydedileceği bir sene olacak. Bu kazanımlardan belki de ülkemiz için en kritik olan TUSAŞ MMU projesinin, ilk prototipinin iniş takımı üzerindeki görselleri paylaşıldı:



TUSAŞ'ın ayrıca HürJet ve ANKA-3 MIUS projeleri de devam ediyor.





Önümüzdeki aylar özellikle havacılık açısından oldukça hareketli geçecek. Bir yandan ilk roll-out ve uçuşlarını yapacak uçak ve SİHA sistemleri, diğer yanda SİHA'lardan atış testleri devam eden yeni mühimmat sistemleri, savunma sanayi gündemini bayağı meşgule edecek gibi duruyor.

TUSAŞ'ın MMU projesindeki hedefi, uçağın 18 Mart'da motorları takılı bir şekilde Roll-Out yapmasını sağlamak.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
F-35'lerin verilmemesi ve ABD'nin Yunan - Ermeni lobisinin baskısıyla F-16 Viper'in dahi muallakta kalması ile bu projelerde şüphesiz hız kazanılmıştır. Biz biraz da böyleyiz, zorluk ve yoklukta daha iyi çalışıyoruz.

MMU'nun üretim hattı paylaşıldığında yabancılar çok şaşırdı. Modern bir Amerikan havacılık fabrikasından farkı olmadığı görüldü TUSAŞ tesislerinin ve üretim hattının. Bu projeye bir taraflarıyla gülenler üzülmeye daha çok devam edecek çünkü geçmiş deneyimlerimizi kullanarak gayet sağlam bir şekilde yürüyoruz.

Kızıelma ve ANKA-3'de yaşanılan gelişmeler de gayet sevindirici.
 
Bu projeye bir taraflarıyla gülenler üzülmeye daha çok devam edecek çünkü geçmiş deneyimlerimizi kullanarak gayet sağlam bir şekilde yürüyoruz.
Sanırsam bu deneyimlerin en büyük kaynağı, yıllarca TUSAŞ'ın lisans altı olarak F-16 üretmesi. Buradan gelen know-how bilgisi çok değerliydi, şimdi de faydalarını görüyoruz.
 
Kızılelma ve ANKA-3 ile büyük bir güç çarpanı oluşturacak, özellikle de yerli AESA radarı kullanarak. ABD'de de artık SİHA sistemlerinin savaş uçaklarıyla beraber çalıştığı ve savaş uçağı pilotunun, SİHA'larda olup biten her şeye tam erişiminin olduğu konseptler test ediliyor.

Yani normalde her hava aracının önce yere yerden de diğer hava araçlarına yaptığı istihbarat yayınları ve Elektronik Harp düzeni, artık direkt hava araçları arasında olacak şekilde evriliyor. Burada pilotun jet motorlu SİHA'ları kontrol edebilmesi ve onlara belli başlı kritik komutları vererek, durumsal farkındalığını kendini tehlikeye dahi atmadan maksimuma çıkarabilmesi öne çıkıyor.

Sanırsam bu deneyimlerin en büyük kaynağı, yıllarca TUSAŞ'ın lisans altı olarak F-16 üretmesi. Buradan gelen know-how bilgisi çok değerliydi, şimdi de faydalarını görüyoruz.

F-16'ların üretilmesi özellikle TUSAŞ'ta büyük bir disiplinin kazanılmasına etkili oldu diye düşünüyorum. Ancak TUSAŞ birçok havacılık devine gerek sivil gerekse askeri alanda yapısal parça ve hatta ürün tedarik eden bir firma. Yani aslında uzun sürelerdir NATO/Batı standartlarında çalışıyor ve iş yapıyor.
 
Bir çok insan ekonominin kötülüğünden bahsediyor falan ama biz özgür olmak için çabaladığımız her dakika iyiye gidiyoruz. Her ne kadar ekonomi kötü olsa da şunu bilmenizi isterim; HER DOĞUM SANCILIDIR.

Şuan bu adımları atmayıp olaylara sadece ekonomi gözüyle bakarsak at gözlüğü ile çok şey kaybederiz. Emin olun ki burada edindiğin en ufak radar bilgisi bile sana ileride uzaya göndereceğin haberleşme uydusunda, yerli arabada navigasyonda, yerli telefon üretirsek orada işe yarayacak. En ufak tekerleğini üretirsek ileride arabada, kamyonda her şeyde işe yarayacak. Belki linç yerim belki yemem ama gerçekler böyle. Açıklamak istedim. Biraz içimi döktüm diyeyim.
 
Sanırsam bu deneyimlerin en büyük kaynağı, yıllarca TUSAŞ'ın lisans altı olarak F-16 üretmesi. Buradan gelen know-how bilgisi çok değerliydi, şimdi de faydalarını görüyoruz.
Evet. TUSAŞ 250'den fazla F-16 üretti Türkiye ve Mısır için. Zamanında Mısır için üretilen F-16'ları kontrol etmek için ABD'den gelen yetkililer üretilen uçaklara kusursuz deyip döndüler ülkelerine. F-16'yı ABD'den sonra kusursuz derecede üreten ülke Türkiye olmuştur yani. Hem de 30-40 yıl önce.

Sadece TUSAŞ'ı büyük yapan sebep bu da değil. TUSAŞ kurulduğu yıllardan beri batı standartlarında üretim yapıyor. En yakın tarihte F-35'lere 10'dan fazla Türk şirketi parça sağlıyordu. Airbus, Boeing, BAE Systems, Lockheed Martin vs. ile de çalışıyorlar. Buralardan kazanılan tecrübeler ve disiplin MMU'yu bize kazandıracak işte.
 
Sanırsam bu deneyimlerin en büyük kaynağı, yıllarca TUSAŞ'ın lisans altı olarak F-16 üretmesi. Buradan gelen know-how bilgisi çok değerliydi, şimdi de faydalarını görüyoruz.
Sadece bu da değil, F35'lerin gövde üretimi gibi pek çok parçasını üretmiş olmak da bize çok şey kazandırdı. Sıfır bilgiyle değil, birikmiş bir üretim tecrübesiyle bu projelere başladık. Umarım hız kesmeden ve siyasi ranta alet edilmeden devam eder bu işler.
 
Gövde parçaları bizden gidiyordu sanırım. Uçağın en büyük önemi olan yerlerin tecrübesini az çok kazandık. Artık mühimmatların da gövde içine alınmış olması, gövde parçalarının önemini daha da arttırdı. Acaba TF-X'den sonra nasıl modeller gelecek çok merak ediyorum .
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…