İki güzel oyunun iki güzel kötü karakteri karşımızda ancak bu karakterlerin ortak özelliği ne acaba? Madde madde anlatalım ve sonunda olayı Kırmızı Ringa Balığı'na bağlayalım.
1. Oyunu sattıran unsur olmaları:
Hem Far Cry 3'de hem de Resident Evil ilk duyurulduğu andan itibaren bir belli karakter üzerine yürüdü iki firma da. İnsanların Dimitricescu'yu neden sevdiği elbette belli ama Vaas için durum biraz daha farklıydı. Vaas tipleme olarak hem ilginç hem de hikayesi ile merak uyandırıyordu. Adamın gerçek oyuncusunu getirip mini bir dizi bile çekmişlerdi zamanında.
Hatta Ubisoft, işi Capcom'dan bir tık ileriye götürerek Vaas'ı neredeyse her yere koydu; oyunun kapağında Vaas vardı, ana ekranda Vaas vardı, dillerde Vaas vardı. Hatta herkes Vass'ın nihai boss olduğu kanısındaydı ve haksız da sayılmazlardı.
2. Doğuştan kötü olmamaları:
Vaas da Leydi de doğuştan kötü karakterler değil. Onlar daha kötü karakterlerin güçleri etkisinde kalmış, dolayısıyla adım adım kötüleşmiş ve delirmiş karakterler.
Vaas'ın ipini Hoyt, Leydi'nin ipini ise Mother Miranda çekiyor. Bu da onları nihai kötü karakter yerine ilk boss seviyesine düşürüyor.
3.
Oyunun sonunda değil, aksine ortalarında ölmeleri:
Vaas hadi gene oyunun ortalarına doğru ölüyor ancak leydi, kızları saymazsak ilk boss olarak karşımıza çıkıyor ve karakterimiz daha tüm güçlendirmelerini almadan aramızdan ayrılıyorlar. Bu da onları oyunun senaryosunu belli etmeden oyuncuyu kandırıp oyuncu bossları öldürdüğünde "nasıl ya olmaz öyle şey." dedirtiyor.
Oluyormuş öyle şey.
Oluyormuş öyle şey.
4. Oyuncuyu oyuna hazırlamaları:
Vaas ve Leydi'yi oyunun başlarında gördüğümüzden onların yaptıkları birçok şeye korkuyla yaklaşıyoruz. Hareketleri ilginç geliyor ve bizi oyunun dünyasına daha hızlı sokmaya yardımcı oluyor. Onlardan sonra, onlar gittikten sonra ise daha korkusuz ve ne yapacağımızı bilen bir şekilde buluyoruz kendimizi.
5. Kötü değil, kandırılmış olmaları:
Bu madde Leydi için geçerli değil çünkü Leydi, başına nelerin geleceğini az çok biliyordu diye düşünüyorum. Ama Vaas için durum çok daha farklıydı;
bir tarafında Citra, öbür tarafında Hoyt.
Vaas bence kötü bir karakter değildi arkadaşlar. Vaas'ın yaptıklarında, sözlerinin içinde yorulduğunu ve aslında bu işi yapmak istemediğini görebiliyorum.
Vaas adanın kurbanı. Vaas, kız kardeşi Citra'nın kurbanı. Ki eğer oyunun sonunda Citra ile kalmak istediğinizi söylerseniz yeni kurban siz oluyorsunuz. Ada deliliğin ta kendisi ve adanın içinde ne kadar durursan o kadar deliriyorsun. Bunu görev aldığımız diğer tüm karakterlerde görebilirsiniz. Hepsinin ortak noktası delilik.
6. Kırmızı Ringa Balığı olmaları:
Kırmızı Ringa Balığı, dikkatleri önemli bir sorudan uzaklaştırmaya sebep olan bir sahte argüman türüdür. Bu teknik, Resident Evil için şahane işliyor
çünkü Leydi'nin nihai boss olacağını sanırken önümüze tonla farklı boss çıkınca insan daha fazla oynamak istiyor ve Resident Evil bu konuda Far Cry'ı geçiyor.
Far Cry 3'de ise bu teknik tamamen ters tepiyor. Ubisoft ne düşünüyordu bilmiyorum ancak Hoyt, Vaas'ın yanından bile geçemiyor delilik konusunda. Tamam büyük patron, tamam tehlikeli falan ama Vaas'ın adası korsanların adası ve bizim ana motivasyonumuz arkadaşlarımızı bu adadan kurtarmak. İkinci adaya geçince bu motivasyon tamamı ile yok oluyor ve yerini "hadi gideyim de adadaki insanlığı bir grubun elinden alıp ötekine vereyim"e bırakıyor.
Capcom: 1 Ubisoft: 0
Evet sevgili Technopat sakinleri, bugün de bir şeyler anlattık işte. Kültürlenin, kültürlendikçe güçlenin. Hadi, bir sonraki yazıda görüşürüz.
Son düzenleyen: Moderatör: