Utanılacak bir şey yok. İçinizden geçen nâdide duyguları yazıya döktüğünüz için utanmayı geçin, iftihar etmelisiniz. Ama beni etiketlemeniz beni biraz utandırdı
Değer verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Başlıktaki soruya gelirsek; ilk okumaya başladığımda bir Cemal Süreyya esintisi almaya başladım. Çok sembolik kelimeler içeren ancak sembolleri çözmenin zor olduğu, kime hitap ettiği tam olarak kestirilemeyen, söz sanatları bol olan güzel bir şiir. Evet, gerçekten de güzel. Yalnız bu şiirin değerini tam anlamıyla idrak edebilmek için çok şiir okumak gerekiyor. Zira bu kadar sembolik şiirleri insanlar genelde anlayamıyor. Ben de tabi çok anlayamadım fakat sembollerin yerini kendim iç dünyamda var olan şeylerle doldurduğumda şiir bana daha fazla zevk vermeye başladı. Hatta benim kendi iç yorumumla küçürek bir aşk hikâyesi ortaya çıktı
Bilmiyorum belki de şiirin özüne çok aykırı bir yorum bu ama içinde çok fazla sembol barındıran şiirlerin özünü şairinden başkası tarafından anlaşılabileceğini sanmıyorum. O yüzden "Şair ne diyor yaaa" diye kasıp şiiri çöp etmek yerine kendi düşlerimle süslüyorum böyle endemik eserleri.
"İlk defa ciddi bir biçimde yazdım" diyorsanız bu çok güzel. İlki böyleyse ilerlerdeki safhayı gerçekten çok merak ediyorum.
Melih Cevdet Anday şöyle diyor: "Ben de her insan gibi gençliğimde şiir yazdım. Evet, her insan gençliğinde şiir yazar. Sonra bırakır. Unutur. Şiiri devam ettirene şair diyorlar." Bu söz gerçekten çok doğru. Şiir yazabilmek pahalı bir kumaş ister, bu kumaş herkeste yok. Sizde var mı? Bunu zaman gösterecek. İşiniz gücünüz şiir yazmak olsun demiyorum, içinizden geldiğinde yazın diyorum. Olgunlaştıkça meyvesini verir merak etmeyin.
Sağlıcakla kalın.