Bir bakanın bu şekilde açıklamalar yapması, devlet ciddiyetine ve kamu görevi sorumluluğuna kesinlikle yakışmıyor. Özellikle hakaret içeren ifadelerle muhalefeti hedef almak, toplumu kutuplaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Eğitim gibi hassas bir alandan sorumlu bir ismin, kamuoyunun eleştirilerine kişisel ve siyasi saldırılarla yanıt vermesi, sorumluluktan kaçmak anlamına gelir.
Kaldı ki, kendi partilerinin ve geçmişlerinin de ne kadar şaibeli olduğu ortada. Bugün kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığını, yolsuzluk iddialarının ne boyutta olduğunu herkes biliyor. Kendi hataları gündeme gelince sessiz kalanların, başkalarını karalamaya çalışması samimiyetsizliğin açık göstergesidir.
Siyasetin seviyesini bu kadar düşüren, hakareti siyasal söylem sanan bu anlayış, hem kamu görevinin ruhuna aykırıdır hem de toplumdaki saygı ortamını zedeler. Bu ülkede artık hakaretsiz, seviyeli, sorumluluk bilinciyle hareket eden yöneticilere ihtiyaç var. Gerçek sorunları örtbas etmek için saldırgan bir dil kullanmak, ne halkı ikna eder ne de sorumluluktan kurtarır.