Çevremden çok fazla soru gelmeye başlayınca bende oyunla ilgili görüşlerimi size aktarmak istedim. Kısa bir inceleme olacağını söylemem lazım.
Bloodborne'yi 3 şekilde inceleyeceğim; Senaryo-Oynanış-Grafik
Aslında kısaca senaryodan da bahsedeceğim ama Souls oyunlarında pek fazla senaryoya yer verilmediği için söyleyecek çok fazla bir şey yok sanırım.
İncelemenin pek uzun olmaması için incelemeye başlayalım. İşte Bloodborne
Kısaca bu harika oyunda senaryoda ne olduğundan bahsedeyim. Oyun Yharnam adlı bir şehirde geçiyor. Bir hastalığın tedavisinin burada olduğu söylenince dünyanın her tarafından insanlar toplanıp Yharnam'a gelmiştir.
Ama ne yazık ki ya Yharnam'a gelenler ya ölmüş ya da dönüşüm geçirmişlerdir. Evet kısaca senaryo bu.
Senaryo'dan önce aslında değinmem gereken bir konu vardı ama sanırım şimdi değinmek daha iyi.
Oyunun oynanış süresi diğer oyunlara göre epey kısa. Ben ilk oynayışımda 33 saatte bitirdim.
NG+ ile tekrar oynayınca 20 saate düştü bu süre. Ki kadeh zindanlarına falan da girdim öyle 20 saat. Yani serinin diğer oyunlarına göre oynanış süresi daha kısa.
Zaten Souls oyununu oynama sebebi senaryo değil oynanış olduğunu herkes bilir sanırım.
O yüzden oynanıştan bahsedeyim.
Karakter yaratma ekranını geçtikten sonra ki bu ekranda gözüme çarpan şey diğer oyunlardan daha az çeşitliliğe sahip olması.
Hem statların sayısı Dark Souls II'den daha az hem de sadece melee bir karakter oluşturabiliyoruz. Yani ne Cleric ne de Sorcerer's gibi büyücü sınıfları yok oyunda. Eğer benim gibi diğer oyunları büyücü oynadıysanız başta zorlansanız ve neden şu oyuna Cleric eklemediniz desenizde sonradan alışıyorsunuz.
Ehende karakter yaratma ekranı. Sadece bunlardan birini seçebiliyorsunuz ve gerçekten oyunun üstünde etkisi yok gibiler. Yine de benim önerim ortalama bir şey olduğu için Emektar Asker.
Şimdi demiştim ya size sadece melee sınıf var diye. İşte oyun başında kullanabileceğiniz 3 adet sağ kolunuza ve 2 adet sol kolunuza takabileceğiniz silah.
Oyunun mekaniklerini diğer oyunlarla karşılaştırmalı olarak anlatacağım. Oynadığım 3 Souls oyunu var. Dark Souls, Dark Souls II ve Bloodborne.
Artık Dark Souls'a da sahip olmadığım için oyunun mekaniklerini Dark Souls II ile karşılaştırarak gideceğim.
Dark Souls II'den farklı olarak gözüme ilk çarpan şey Stamina. Diyebilirsiniz ki o kadar şeyden niye Stamina? Çünkü Dark Souls II'de bir kere vurup bir kere takla attıktan sonra Staminanız bitiyordu.
Ama Bloodborne'de koşarken veya saldırı yaparken Stamina'mın bittiğine şahit olmadım. Bunun iki sebebi var:
1.Dark Souls II'de olan ki bu diğer Souls oyunlarında da vardır büyük ihtimal. Zırha abandığı için Staminası anında bitenler.
2.Gerçekten yavaş dolan Stamina.
Örnek görmek isterseniz eğer Dark Souls II Gameplay sonra Bloodborne Gameplay videolarına bakabilirsiniz.
Ama Bloodborne'de ağır zırhta olmadığı için oyun bizi agresif oynamaya yönlendiriyor dolayısıyla oyunun zor ama adil olması içinde Stamina barını biraz Bufflaması gerekti sanırım
Savaş mekaniklerinden bahsetmek gerekirse: Çok büyük farklılar olduğunu söyleyemem. Hani büyücü sınıfı için elbet farklılık var ama melee karakterler için aşırı farklılıklar yok.
Benim gördüğüm 2 büyük fark var. Bunların birisi artık oyunda kalkan olmaması. Diğeri ise Parry mekaniği.
Bir yaratık size vururken eğer L2 tuşu ile sol elinizde ki tüfek silahını kullanırsanız yaratık sersemler ve birkaç saniye içinde önüne gidip R1 tuşuna basarsanız yüklü bir hasar vurmuş olursunuz. Aslında tek Parry yöntemi bu değil ama PvE'de kullanacağınız bu olacak. Buda nasıl yapılacağına dair video.
Aynı zamanda bu oyuna yeni eklenen yenilenen can mekaniğini de tetikliyor. Can yenilenme olayı aynen şöyle işliyor: Bir düşman size vurduktan sonra kısa süre içinde ona vurursanız canınızı geri alabilirsiniz.
Evet işte can yenilenme mekaniği bu. Ne sandınız? Yoksa kendi kendine canı mı artıcaktı? Souls oyunu olum bu
Aslında savaş mekaniklerinden bahsederken oyunun zorluk seviyesinden de bahsetmeden geçmeyelim. Malum savaştığınız yaratıklar belli.
Bloodborne bana serinin oynadığım diğer oyunlardan daha kolay gelse de elbette bir Souls oyunu olduğu için piyasada ki diğer oyunlara göre epey zor.
Aslında çok zor değil. Biraz emek harcarsanız ve o 5-6 vuruşta öldürdüğünüz Boss savaşlarını beklemiyorsanız oyunu birazcık stres ile bitirebilirsiniz.
Tabi NG+ ile oynuyorsanız o stres ile mutluluk ile de bitebilir Açıkçası bende öyle oldu. İlk oynadığımda nereye gideceğimi bir türlü çözemediğim için inanılmaz stres oluyordum.
Sonra oyunu NG+ ile oynayınca artık hangi boss nerede veya nerede tuzak olduğunu avcumun içi gibi bildiğim için oyun inanılmaz kolaylaştı.
Eğer oyunu oynamadan önce Walktrought falan izlediyseniz oyunu rahat rahat oynayabilirsiniz ama ben bunu önermem çünkü oyun gerçekten çok kolaylaşıyor.
Neyse işte zorluk seviyesi de böyle.
Şimdi grafiklerden bahsedelim. Oyunun grafikleri gerçekten mükemmel. Çok yüksek Texture detayına sahip. Hani bildiğiniz epik. Oyun çoğu yerde sabit 30 FPS çalışsa da oyunun bazen 15-20 FPS'e düştüğü
hatta oyunun donduğunu sandığınız yerler olmuyor değil. He neyse ki oyunun %5'i falan böyle ya da değil. O yüzden FPS konusunda pek bir şikayetim yok benim.
Kısaca toparlamak gerekirse her Souls oyununda olduğu gibi Bloodborne'de doyurucu savaş mekanikleri ve Boss Fight'lara sahip.
Eğer Souls oyunlarını seviyor ve PS4 sahibiyseniz kesinlikle Bloodborne kesinlikle oynamanız gereken bir oyun. Hatta Souls oyunlarını seven birine PS4 aldıracak kadar iyi bir oyun.
Oyunun benim için tek eksisi gerçekten az olan çeşitlilik. Bu arada oyundaki her silahtan da bir tane var. Yani bir tane balta, bir tane çekiç, bir tane kılıç falan fişman.
Bunların dışında sadece melee bir karakter ile oynamakta biraz kötü. Oyun ilerledikçe basit büyüler kullanabildiğiniz itemler alıyorsunuz ama bunlarda bir boss savaşında 2-3 defa falan kullanılıyor anca.
Oyunda bir tane de top var ama bu da bir boss savaşında Civa merminize bağlı olarak 3-4 defa falan kullanılabiliyor en fazla.
Neyse oyuna olan puanım 9/10. 1 puanın tek sebebi gerçekten oyunun yarısında söylediğim 'Şuraya Cleric yazmak zor muydu be adam.' dememden başka hiçbir şey değil.
Not: Yazının böyle olmasının sebebi nedense Technopat'ta yazı yazamıyorum. Anca kopyala/yapıştır ile oluyor.
Bloodborne'yi 3 şekilde inceleyeceğim; Senaryo-Oynanış-Grafik
Aslında kısaca senaryodan da bahsedeceğim ama Souls oyunlarında pek fazla senaryoya yer verilmediği için söyleyecek çok fazla bir şey yok sanırım.
İncelemenin pek uzun olmaması için incelemeye başlayalım. İşte Bloodborne
Kısaca bu harika oyunda senaryoda ne olduğundan bahsedeyim. Oyun Yharnam adlı bir şehirde geçiyor. Bir hastalığın tedavisinin burada olduğu söylenince dünyanın her tarafından insanlar toplanıp Yharnam'a gelmiştir.
Ama ne yazık ki ya Yharnam'a gelenler ya ölmüş ya da dönüşüm geçirmişlerdir. Evet kısaca senaryo bu.
Senaryo'dan önce aslında değinmem gereken bir konu vardı ama sanırım şimdi değinmek daha iyi.
Oyunun oynanış süresi diğer oyunlara göre epey kısa. Ben ilk oynayışımda 33 saatte bitirdim.
NG+ ile tekrar oynayınca 20 saate düştü bu süre. Ki kadeh zindanlarına falan da girdim öyle 20 saat. Yani serinin diğer oyunlarına göre oynanış süresi daha kısa.
Zaten Souls oyununu oynama sebebi senaryo değil oynanış olduğunu herkes bilir sanırım.
O yüzden oynanıştan bahsedeyim.
Karakter yaratma ekranını geçtikten sonra ki bu ekranda gözüme çarpan şey diğer oyunlardan daha az çeşitliliğe sahip olması.
Hem statların sayısı Dark Souls II'den daha az hem de sadece melee bir karakter oluşturabiliyoruz. Yani ne Cleric ne de Sorcerer's gibi büyücü sınıfları yok oyunda. Eğer benim gibi diğer oyunları büyücü oynadıysanız başta zorlansanız ve neden şu oyuna Cleric eklemediniz desenizde sonradan alışıyorsunuz.
Ehende karakter yaratma ekranı. Sadece bunlardan birini seçebiliyorsunuz ve gerçekten oyunun üstünde etkisi yok gibiler. Yine de benim önerim ortalama bir şey olduğu için Emektar Asker.
Şimdi demiştim ya size sadece melee sınıf var diye. İşte oyun başında kullanabileceğiniz 3 adet sağ kolunuza ve 2 adet sol kolunuza takabileceğiniz silah.
Oyunun mekaniklerini diğer oyunlarla karşılaştırmalı olarak anlatacağım. Oynadığım 3 Souls oyunu var. Dark Souls, Dark Souls II ve Bloodborne.
Artık Dark Souls'a da sahip olmadığım için oyunun mekaniklerini Dark Souls II ile karşılaştırarak gideceğim.
Dark Souls II'den farklı olarak gözüme ilk çarpan şey Stamina. Diyebilirsiniz ki o kadar şeyden niye Stamina? Çünkü Dark Souls II'de bir kere vurup bir kere takla attıktan sonra Staminanız bitiyordu.
Ama Bloodborne'de koşarken veya saldırı yaparken Stamina'mın bittiğine şahit olmadım. Bunun iki sebebi var:
1.Dark Souls II'de olan ki bu diğer Souls oyunlarında da vardır büyük ihtimal. Zırha abandığı için Staminası anında bitenler.
2.Gerçekten yavaş dolan Stamina.
Örnek görmek isterseniz eğer Dark Souls II Gameplay sonra Bloodborne Gameplay videolarına bakabilirsiniz.
Ama Bloodborne'de ağır zırhta olmadığı için oyun bizi agresif oynamaya yönlendiriyor dolayısıyla oyunun zor ama adil olması içinde Stamina barını biraz Bufflaması gerekti sanırım
Savaş mekaniklerinden bahsetmek gerekirse: Çok büyük farklılar olduğunu söyleyemem. Hani büyücü sınıfı için elbet farklılık var ama melee karakterler için aşırı farklılıklar yok.
Benim gördüğüm 2 büyük fark var. Bunların birisi artık oyunda kalkan olmaması. Diğeri ise Parry mekaniği.
Bir yaratık size vururken eğer L2 tuşu ile sol elinizde ki tüfek silahını kullanırsanız yaratık sersemler ve birkaç saniye içinde önüne gidip R1 tuşuna basarsanız yüklü bir hasar vurmuş olursunuz. Aslında tek Parry yöntemi bu değil ama PvE'de kullanacağınız bu olacak. Buda nasıl yapılacağına dair video.
Aynı zamanda bu oyuna yeni eklenen yenilenen can mekaniğini de tetikliyor. Can yenilenme olayı aynen şöyle işliyor: Bir düşman size vurduktan sonra kısa süre içinde ona vurursanız canınızı geri alabilirsiniz.
Evet işte can yenilenme mekaniği bu. Ne sandınız? Yoksa kendi kendine canı mı artıcaktı? Souls oyunu olum bu
Aslında savaş mekaniklerinden bahsederken oyunun zorluk seviyesinden de bahsetmeden geçmeyelim. Malum savaştığınız yaratıklar belli.
Bloodborne bana serinin oynadığım diğer oyunlardan daha kolay gelse de elbette bir Souls oyunu olduğu için piyasada ki diğer oyunlara göre epey zor.
Aslında çok zor değil. Biraz emek harcarsanız ve o 5-6 vuruşta öldürdüğünüz Boss savaşlarını beklemiyorsanız oyunu birazcık stres ile bitirebilirsiniz.
Tabi NG+ ile oynuyorsanız o stres ile mutluluk ile de bitebilir
Açıkçası bende öyle oldu. İlk oynadığımda nereye gideceğimi bir türlü çözemediğim için inanılmaz stres oluyordum.Sonra oyunu NG+ ile oynayınca artık hangi boss nerede veya nerede tuzak olduğunu avcumun içi gibi bildiğim için oyun inanılmaz kolaylaştı.
Eğer oyunu oynamadan önce Walktrought falan izlediyseniz oyunu rahat rahat oynayabilirsiniz ama ben bunu önermem çünkü oyun gerçekten çok kolaylaşıyor.
Neyse işte zorluk seviyesi de böyle.
Şimdi grafiklerden bahsedelim. Oyunun grafikleri gerçekten mükemmel. Çok yüksek Texture detayına sahip. Hani bildiğiniz epik. Oyun çoğu yerde sabit 30 FPS çalışsa da oyunun bazen 15-20 FPS'e düştüğü
hatta oyunun donduğunu sandığınız yerler olmuyor değil. He neyse ki oyunun %5'i falan böyle ya da değil. O yüzden FPS konusunda pek bir şikayetim yok benim.
Kısaca toparlamak gerekirse her Souls oyununda olduğu gibi Bloodborne'de doyurucu savaş mekanikleri ve Boss Fight'lara sahip.
Eğer Souls oyunlarını seviyor ve PS4 sahibiyseniz kesinlikle Bloodborne kesinlikle oynamanız gereken bir oyun. Hatta Souls oyunlarını seven birine PS4 aldıracak kadar iyi bir oyun.
Oyunun benim için tek eksisi gerçekten az olan çeşitlilik. Bu arada oyundaki her silahtan da bir tane var. Yani bir tane balta, bir tane çekiç, bir tane kılıç falan fişman.
Bunların dışında sadece melee bir karakter ile oynamakta biraz kötü. Oyun ilerledikçe basit büyüler kullanabildiğiniz itemler alıyorsunuz ama bunlarda bir boss savaşında 2-3 defa falan kullanılıyor anca.
Oyunda bir tane de top var ama bu da bir boss savaşında Civa merminize bağlı olarak 3-4 defa falan kullanılabiliyor en fazla.
Neyse oyuna olan puanım 9/10. 1 puanın tek sebebi gerçekten oyunun yarısında söylediğim 'Şuraya Cleric yazmak zor muydu be adam.' dememden başka hiçbir şey değil.
Not: Yazının böyle olmasının sebebi nedense Technopat'ta yazı yazamıyorum. Anca kopyala/yapıştır ile oluyor.
