Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız, Mercedes kullanmak yerine tosbağaya binmek gibi... Web sitelerini düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi' zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve inkılapları ışığında ilerlemek ve bu toprakları çağdaş medeniyetler seviyesine çıkartmak hepimizin boynunun borcudur.
Cumhuriyet, korumamız gereken en büyük mirasımız. Bunu lütfen unutmayalım! Bu vatan uğruna canını vermiş tüm askerlerimizin, cephelerde en zorlu anlarda askerine sahip çıkmış vatandaşlarımızın ruhları şad olsun.
En büyük bayramımız, Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
Bugün birilerinin kölesi olmayıp kendi kendimizi yönetebiliyorsak bunun sebebi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıdır, cumhuriyettir. Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun!
Mustafa Kemal Atatürk, henüz 1919'da Samsun'a ayak bastığı vakit, tam bağımsız ve ulusal egemenliğe dayalı bir Türk devleti kurmayı kafasına koymuştu. Amerika veya İngiltere'nin himayesine girilmedikçe kurtuluşun hiçbir şekilde mümkün olmadığını iddia edenlere karşı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti dışında kurtuluş olmadığını savunuyordu. Nutuk'ta bundan şöyle bahsediyor:
"Ya bağımsızlık ya ölüm
Bu kararın dayandığı en güçlü düşünce ve mantık şuydu: Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ilke ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan daha yüksek bir muameleye layık olamaz.
Yabancı bir devletin koruma ve kollayıcılığını kabul etmek, insanlıktan yoksunluğu, güçsüzlük ve uyuşukluğu kabul etmekten başka bir şey değildir. Gerçekten bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, başlarına isteyerek bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.
Oysa Türk'ün onuru, gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!..
O halde, ya bağımsızlık ya ölüm!
İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır.
Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranılacağını kabul edelim! Ne olacaktı? Tutsaklık!
Peki efendim, diğer kararlara boyun eğildiğinde sonuç bunun aynısı olmayacak mıydı?
Şu farkla ki, bağımsızlığı için ölümü göze alan ulus, insanlık onur ve yüceliğinin gereği olan bütün özveriyi yapmakla teselli bulur ve hiç kuşkusuz tutsaklık zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, onursuz bir ulusa göre dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur."
Başta yüce Atatürk'ü, sonra da tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti için canını ortaya koyan tüm kahramanları minnetle anıyoruz.