Küçüklüğümden beri asosyalim. İlkokulda ve ortaokulda arkadaş ortamından hep dışlandım. Bunu fakirliğime ve dış görünüşüme bağlıyorum daha çok. Lisede bu durum daha çok kendini göstermeye başladı. Çirkin bir loser olduğum için kızlarla iletişim kuramadım, konuşurken devrik cümle kuruyorum, okuduğumu anlamıyorum. İlk başta disleksi olduğumu düşündüm ama durumum tam anlamıyla disleksiye benzemiyor bilmiyorum düşük zekalı olabilirim. Fakir olmaktan nefret ediyorum. İstediğim hiçbir şey olmadı, olmuyor. Asosyalliğe gelecek olursam, çoğu insan asosyalliğin bir seçim olduğunu düşünür ama bu doğru değildir. Asosyal insanlar ikiye ayrılır; biri sonradan asosyal olanlar, diğeri ise doğuştan asosyal olanlar. İlk gruptaki kişiler çaba gösterirse tekrardan sosyalleşebilir ama ikinci grup için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Asosyallik kesinlikle bir tercih değildir, doğuştan gelir ve düzelmesi mümkün değildir. Aksini iddia eden varsa yazsın konuşalım. Özenilecek bir tarafını da göremiyorum. Asosyal insanların intihara daha çok eğilimli olduğunu duymuştum. Asosyallik bir seçim değil, hastalıktır. İnsanı yalnızlığa sürükleyen, bazen içini kinle dolduran bir hastalık. Size yüzlerce maske takmayı dayatan bir hastalık. Bunları niye yazdığımı ben bile bilmiyorum, saçmaladım zaten bunu yazarken. Bulunduğum durumdan hiç ama hiç memnun değilim. İntihar etmeyi düşünüyorum. Okuduğunuz için teşekkürler.