Enver Paşa ve 1. Dünya Savaşı

Eşref Bey

Decapat
Katılım
9 Temmuz 2021
Mesajlar
562
Makaleler
2
Çözümler
2
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Herkese merhaba. Bugün Enver Paşa ve 1. Dünya Savaşı hakkında konuşmak istiyorum. Enver Paşa; 1. Dünya Savaşı sırasında siyasi yalnızlık çekmemek, devleti kurtarmak ve kaybedilmiş toprakları tekrar geri almak amacıyla Osmanlı'yı 1. Dünya Savaşı'na sokanların öncüsüydü. Enver Paşa'da büyük bir Alman hayranlığı vardı. Almanların disiplinine ve askeri teknolojilerine çok güveniyordu. Öncesinde İtilaf Devlet'lerine götürülen teklifler reddedilmişti. Hatta reddedildikten sonra aynı teklifi Almanya'ya götürmüştük ancak Almanya reddetmişti.

Ancak Almanya cephe yükünü hafifletmek ve güç kazanmak için (Halifelik tarzı konulara girmiyorum) Osmanlı ile müttefik oldu ve Osmanlı savaşa girdi.

Öncelikle Enver Paşa Kafkas Cephesi'nde harpa katıldı. Ruslar ile savaştık Kafkas Cephesi'nde. Ruslar soğuğa dayanaklı bir toplum. Bu yüzden ağır koşullarda zorluk çekmiyorlar. Ancak bizler kışın etkisiyle Kafkas'ları kaybettik. O soğukla da 60 bin askerimizi kaybettik. Ayrıca bildiğim kadarıyla Atatürk Kafkas Cephesi'ne giderken cesetleri görmüş ve psikolojik açıdan çökmüştür. Her taraf kar ile kaplanması gerekirken karların üstünde üniformalı askerlerin cesetleri vardır.

Enver Paşa Osmanlı'yı yıkılışa mı sürükledi yoksa Osmanlı mecbur mu kaldı?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Enver Paşa Osmanlı'yı yıkılışa mı sürükledi yoksa Osmanlı mecbur mu kaldı?

Osmanlı padişahların iş bilmezliği yüzünden çöken bir devlet Osmanlı'nın çöküşüne girersen suç enver paşadan çıkar gider başka konulara girer sarıkamış olayında yemenden gelen askerleri o soğukta hangi komuta aklıyla hareket ettirdiği de bilinmiyor.
 
Osmanlı bir nevi mecburdu itilaf devletlerinin yanlarına almama nedenleri zayıf olması değil zaten insan sayısı fazla silah verseler çok daha rahat kazanırlardı. Sonlara doğru ülkeyi kendi aralarında bölmek istediklerinden reddettiler. Yani bir nevi mecbur sayılırız.
 
Pek doğru değil. Rusların dayanıklı olması değil sadece. Enver Paşa, orduyu yanlış yönlendirmiştir. Ordunun soğuğa karşı teçhizatı yetersizdir. Bile bile harekat yapmıştır. Tabii şöyle bir gerçeği de söyleyelim; Ruslarla hiç savaşmadık da değildir. Bazıları direkt askerlerin donarak şehit düştüğünü söyler ama bu yalandır. Ruslar ve Ermeni destek güçleri, toplamda 30 bin civarı kayıp vermiştir. Türklerin kayıpları hakkında çok fikir olsa da, sanırım 40 bin civarıydı ve bunların en az yarısı soğuktan şehit düşmüştür.
 
Herkese merhaba. Bugün enver paşa ve 1. dünya savaşı hakkında konuşmak istiyorum. Enver paşa; 1. dünya savaşı sırasında siyasi yalnızlık çekmemek, devleti kurtarmak ve kaybedilmiş toprakları tekrar geri almak amacıyla Osmanlı'yı 1. dünya savaşı'na sokanların öncüsüydü. Enver paşa'da büyük bir alman hayranlığı vardı. Almanların disiplinine ve askeri teknolojilerine çok güveniyordu. Öncesinde itilaf Devlet'lerine götürülen teklifler reddedilmişti. Hatta reddedildikten sonra aynı teklifi Almanya'ya götürmüştük ancak Almanya reddetmişti.

Ancak Almanya cephe yükünü hafifletmek ve güç kazanmak için (halifelik tarzı konulara girmiyorum) Osmanlı ile müttefik oldu ve Osmanlı savaşa girdi.

Öncelikle enver paşa kafkas cephesi'nde harpa katıldı. Ruslar ile savaştık kafkas cephesi'nde. Ruslar soğuğa dayanaklı bir toplum. Bu yüzden ağır koşullarda zorluk çekmiyorlar. Ancak bizler kışın etkisiyle Kafkas'ları kaybettik. O soğukla da 60 bin askerimizi kaybettik. Ayrıca bildiğim kadarıyla Atatürk kafkas cephesi'ne giderken cesetleri görmüş ve psikolojik açıdan çökmüştür. Her taraf kar ile kaplanması gerekirken karların üstünde üniformalı askerlerin cesetleri vardır.

Enver paşa Osmanlı'yı yıkılışa mı sürükledi yoksa Osmanlı mecbur mu kaldı?

Zaten yıkılırdı 1.Dünya Savaşı'na girmesek bile savaştan sonra bize saldırırlardı, Sevr antlaşmasını imzalamak zorunda kalırdık.
 
Osmanlı mecbur değildi, savaşa katılmasaydı 2. dünya savaşındaki gibi İngiltere savaşa katılmasını isteyebilirdi. Başarısız enver sayesinde aniden savaşa girdik, İngiliz'lerin teklifini reddettik. (Alman askerlerini verirsek borçlar silenecekti, silah yardımı olacaktı.)
 
Osmanlı mecbur değildi, savaşa katılmasaydı 2. dünya savaşındaki gibi İngiltere savaşa katılmasını isteyebilirdi. Başarısız enver sayesinde aniden savaşa girdik, İngiliz'lerin teklifini reddettik. (Alman askerlerini verirsek borçlar silenecekti, silah yardımı olacaktı.)
Zaten bizi parçalamak istiyorlardı savaşa girmesek bile ilerde savaş çıkardı.
 
Bunlar kuvvacı adamlar. Hepsinin tek ortak gayesi ve ayrı ayrı yöntemleri var. Bazılarının Atatürk ile araları çok iyi değil çünkü birçoğunda benzer vasıflar var. Atatürk aralarındaki hepsinden daha gerçekçi tabi. Enver Paşa'nın özelliği etrafını kolayca etkileyebilecek büyük bir karizmasının olması ve eğitiminin de kuvvacı paşalar içinde belki en yüksek olması. Rusça - Fransızca - İngilizce - Farsça biliyor resim yapıyor, musikiden anlıyor. Tam bir entelektüel ancak asker üniforması da taşıyor. İnanılmaz bir karışım ve iyi bir lider olabilir ancak gerçekçilik konusunda zayıf. Atatürk'ün en büyük özelliği metodoloji bilmesi. Adam karşısına durum geldiği zaman onu yaşanmış, bitmiş ve olacakları biliyormuş gibi analiz edip sonuçlar içerisinden en uygununa göre hareket ediyor. Olmadı mı? Sonra ani olarak karardan geri dönüyor. Dış etmenlerden gelecek tepkiler vesaire umrunda değil. Yol değişecekse bunu o dönemin adamları arasında en iyi Mustafa Kemal Paşa yapar.

Atatürk'ün arası daha çok Cemal ve Talat paşalar ile çok iyiydi. Hele Cemal Paşa öldüğü zaman canı fena sıkılmıştır. Talat Paşa'nın akıbeti zaten bir Türk gencine emsaldir. O derece adanmışlıklar, ne hikayeler, ne gayeler. Bu isimlerin hepsi zat-ı şahane dediklerinden dostum. Eleştirilmeye bir yere kadar müsaitler, fazlasına taşıdıkları gaye mani oluyor.

Aralarından en çok göze batan Enver Paşa dahi atını düşmanın mitralyöz çalıştırması bile vatan toprağı haricinde şehadete ermiştir. Bolşeviklerle savaşırken yani. Enver Paşa Osmanlı'yı yıkılışa falan da sürüklemedi ne alakası var bunun? Osmanlı zaten yıkıktı. Osmanlı dediğiniz dedeleriniz işte. Hepsinin dilinde aynı yoksulluk, cahillik, imkansızlık hikayeleri. Osmanlı zaten Balkan devletiydi son bir nefes ile doğrulup içerisinde bu yukarıdaki adamlar gibileri de kullanarak Misak-i Milli gayesinde bir milleti yeniden içinde doğurdu. Bir devlet fişini çeker gibi yıkılmaz, devlet yıkılır, yıkıldığı çok sonraları anlaşılır. Sonra kurulur, kurulduğu da çok sonraları anlaşılır.

Enver Paşa yüzünden savaşa girdik lafı Yeni Şafak gazetesinde manşettir. Bir laf söylerken kimin güdümünde olduğunuza dikkat edin derim.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı