Kare hızı ve hızı yenileme hızı, bilgisayar kullanıcılarının ve oyuncuların sık sık birbirine karıştırdığı iki ayrı terim. Bazı insanlar bunları birbirinin yerine kullanıyor, aslında ikisi de bambaşka şeyler.
Oyun performansını artırmaya çalışıyor veya donanımınızı yükseltmeyi düşünüyor olabilirsiniz. Ayrıca yeni bir monitör alma arefesinde olabilirsiniz. Oyuncuların kavramakta zorlandığı en büyük mesele FPS (Frame Per Second, Saniye Başına Kare) ve tazeleme hızı (Hertz) arasındaki ilişki. Bahsettiğimiz şeylerin her ikisi de oyun deneyimini doğrudan etkileyen önemli faktörler. Tamamen farklılar diyoruz lakin aynı zamanda birbirleriyle bağlantılılar.
Peki bu iki temel bilgisayar özelliği tam olarak nedir, çalışma mantığı nasıl, aralarındaki nasıl bir ilişki var ve hangisi daha önemli? Bu makalemizde kavramları anlamanıza yardımcı olmak için tüm ayrıntıları ele almaya çalışacağız.
FPS (Kare Hızı) Nedir?
Kare hızı, kare olarak bilinen tekli görüntülerin ekranda ne kadar hızlı göründüğünü gösteren bir ölçüdür. Sık sık duyduğunuz FPS terimi Frame per Second, yani saniye başına kare anlamına geliyor. Bu bağlamda, yüksek FPS rakamlarından bahsettiğimizde aslında bir saniyede ne kadar yüksek sayıda kare üretilebildiğini tanımlamış oluyoruz.
Bildiğiniz gibi, tüm videolar, fotoğraflar ve oyun görselleri bir araya gelen bir dizi kareden meydana geliyor. Bu karelerin sayısı çok fazla olduğundan ve belirli bir uzaklıktan baktığımız için tek tek ayırt etmemiz mümkün değil. İnsan gözü kare dediğimiz bu küçük resimlerin hızla değiştiğini gördüğünde her şeyi bir hareket olarak yorumlamakta.
Kare hızı genellikle FPS veya saniye başına kare olarak ifade edilir. Kare hızı ne kadar yüksekse, ekranda her saniye o kadar fazla görüntü görünür. Daha fazla kare daha fazla ayrıntı anlamına gelir, bu nedenle hareket daha yüksek kare hızlarında daha pürüzsüz olarak hareket eder.
Kare hızları aslında sadece oyunlarla bağlantılı değil lakin genellikle oyun dünyasında gündeme gelen bir konu. FPS değerleri oynadığınız sisteme ve oyuna göre değişiklik gösterir. Ayrıca oyunun her anında sürekli olarak kare hızı oranlarında dalgalanma görürsünüz. 30 FPS oyun oynamak için kabul edilebilir minimum değerdir (özellikle konsollarda), ancak oyun dünyasında iyi bir deneyimi yaşamak için en azından “60 FPS” şartı aranır. Tabiri caizse bu resmi olmayan bir kural gibi.
Dediğimiz gibi, kare hızı oyunların dışında diğer video türlerinde de önemlidir. Misal olarak çoğu film ve TV şovu 24FPS’de çekilir, bu da büyük ölçüde tarihsel sınırlamalardan kaynaklanmakta. Geçmişte film çekimi oldukça pahalı bir işti. 24 FPS’de kayıt yapmak film yapımcılarının filmden tasarruf etmelerini sağlarken, filmin dalgalı görünmeyeceği kadar yüksek bir kare hızı kullanmalarına da olanak tanıyordu. Yani hem maliyetten tasarruf hem de izleyici deneyimi arasında bir denge sağlanmak istendi. Günümüzde 24 FPS çoğu kayıtlı medya için standart olmaya devam etmekte. Çoğu insan bu kare hızına alışkın olduğundan, bir filmi daha yüksek bir kare hızında görmek tuhaf gelebilir.
Bu arada, spor etkinlikleri gibi canlı yayınlar genellikle 30 FPS’de çekilir. Daha yüksek kare hızı, bu etkinliklerdeki hızlı hareketlerin daha göze hitap edilir şekilde, daha yumuşak geçişlerle birlikte daha iyi şekilde izlenmesini sağlar.
Özetle FPS (Frames per Second) film, TV ve video oyun endüstrilerinde yaygın olarak kullanılan bir video kare hızı ölçümü. Birbirini izleyen görüntülerin (veya karelerin) hem yakalanma hem de ekranda görüntülenme sıklığını ifade ediyor. Kare hızı ne kadar hızlı olursa, görüntünün hareketi de o kadar akışkan görünüyor.
Video oyunlarında FPS, yakalanan görüntülerin görüntülenme hızından ziyade karelerin ekran kartı tarafından ekranda işlenme sıklığını ifade eder. FPS arttıkça hareket daha pürüzsüz ve gerçeğe yakın sergileniyor. Başka bir deyişle, kare hızı ne kadar yüksekse saniyede o kadar fazla kare görüntüleniyor. Bu da daha kademeli veya kesik kesik hareketin aksine daha yumuşak, daha gerçekçi hareketler sağlıyor.
Video gibi hareketli bir görüntüyü izlediğimizde, aslında gördüğümüz şey hareketsiz görüntülerden oluşan bir dizi. Saniyede yaklaşık 10 karenin üzerinde, beynimiz tek tek kareleri tanımayı bırakır ve bunun yerine hareketi görür.
İnsan gözünün ve beyninin saniyede kaç kareyi etkili bir şekilde kaydedebileceği konusunda tartışmalar var, ancak genellikle 60 FPS’nin maksimum olduğu ve bunun üzerindeki oranların gereksiz olduğu görüşü hakim. Elbette ki bu dediğimiz yüksek FPS değerleri gereksiz demek değil. Özellikle hareketli ve rekabetçi oyunlarda kare hızları oldukça önemlidir. Bu nedenle yüksek Hz değerleri sunan monitörlerle birlikte yeterli FPS’yi sağlayabilecek sistemler önerilir.
Bitirmeden önce vurgulanması gereken önemli bir husus var: Kare hızı monitörün kendisi tarafından belirlenmez. Kare hızınız kullandığınız yazılım (oyun, medya), merkezi işlem biriminiz (CPU) ve ekran kartınızın (GPU) bir kombinasyonu tarafından belirlenecektir. Bu kare hızının monitörler için önemsiz olduğu anlamına gelmiyor. Birazdan tam olarak anlayacaksınız.
Yenileme Hızı (Hz) Nedir?
Daha çok oyuncuların dikkat ettiği yenileme hızı, genellikle ekran teknolojilerinde kullanılır ve saniyedeki kare sayısını ifade eder. Bilgisayar monitörlerinde 60 Hz, 120 Hz veya 144 Hz gibi farklı hertz değerleri karşımıza çıkar. Bu hertz değerleri aslında ekranın yenileme hızıdır. Refresh Rate, yani tazeleme oranı denilen bu değer, ekranın bir saniyede kaç kez tazelendiğini belirtir. Ekran, her tazelemede bir kare çizdiği için monitörünüzde gördüğünüz kare sayısı doğrudan tazeleme hızına bağlıdır.
Tazeleme hızı, bir ekranın sunduğu görüntüyü kaç kez güncelleyebileceğini gösteren önemli bir etken. CRT (katot ışınlı tüp) ekranların eski günlerinde bu değer, ekranın içindeki elektron tabancasının ekrana yeni bir görüntü çizme sayısıydı. Düşük yenileme hızı, gözünüzün kareler arasındaki parlaklık değişimini fark etmesi anlamına gelen rahatsız edici titremeye neden oluyordu. Ancak LCD TV’ler gibi günümüzün modern ekranlarında titreme sorunları yaşanmıyor. Günümüzde dijital bir ekranın yenileme hızı yalnızca ekranın görüntüyü ne kadar hızlı yenileyebildiğini ifade etmekte.
Yenileme hızının tipik olarak hertz (Hz) cinsiyle belirtildiğini söylemiştik. Bugün satın alacağınız her ekran en az 60 Hz yenileme hızına sahip olacak. Ancak bildiğiniz gibi daha yüksek yenileme hızına sahip ekranlar da mevcut ve bunlar genellikle oyun oynamak için tasarlanıyor.
Özetle, her yenileme ayrı bir kare/görüntüdür. Saniyede ne kadar çok yenileme olursa görüntü en azından teoride insan gözüne o kadar pürüzsüz görünecektir. Yenileme hızı ve kare hızı (FPS) arasında çok yakın bir ilişki var. Oyuncuların ikisini karıştırmasının nedeni de bu. Teknik olarak ikisi tamamen farklı olsa da birbirlerini etkiliyorlar. Özünde, maksimum yenileme hızınız aynı zamanda ekranınızın gerçekte görüntüleyebileceği maksimum kare hızıdır.
Kare hızınız yenileme hızınızı aşarsa, ekran yırtılması adı verilen kötü yapaylıklarla karşılaşırsınız. Ekran yırtılmaları bazen göze batmasa da oyuncuların oyun deneyimini olumsuz etkileyebiliyor. V-Sync, G-Sync ve FreeSync gibi teknolojilerin var olma nedeni de zaten bu. Buna birazdan ayrıyeten değineceğiz.
Eğer güçlü bir bilgisayarınız varsa ve oyunlarda yüksek kare hızlarını yakalayabiliyorsanız yüksek Hz oranına, yani yenileme hızına sahip monitörler tercih etmek daha mantıklıdır. Örneğin, oyunda 60 FPS aldığınızda monitörün 144 veya 360 Hz olmasının bir faydası yoktur. Bu arada, düşük çözünürlükte güçlü bir ekran kartıyla oyun oynarsanız aldığınız FPS değerleri de “genel olarak” yüksek olacaktır.
Kare Hızı ve Yenileme Hızının Farkı Nedir?
Artık bu terimlerin ne anlam ifade ettiğini anladığımıza göre nasıl çalıştıklarını ve aralarındaki ilişkiyi daha kolay açıklayabiliriz. Kare hızı, bir bilgisayarın, oyun konsolunun, video oynatıcının veya başka bir cihazın her saniye ekrana gönderdiği görüntü sayısı. Yani bu kareler CPU ve GPU ile üretiliyor, monitör ile bir alakası yok. Bilgisayar ne kadar güçlüyse o kadar fazla veriyi hızlıca işleyebiliyor, ekrana çok sayıda görüntü gönderebiliyor. Yenileme hızı ise gönderilen bu karelerin ekranda ne kadar hızlı gösterildiğini simgeliyor.
En iyi sonuçlar için bu değerlerin senkronize olması veya en azından birbirine yakın olması gerekiyor. Ekrana 200 FPS gönderen kaliteli bir bilgisayarınız olduğunu, ancak monitörün yalnızca 60 Hz’de çalıştığını farz edelim. Bu durumda ekran yırtılmaları ortaya çıkmaya başlıyor. Ekran yırtılması ne mi? İki veya daha fazla farklı kare parçalarının aynı anda gösterildiği durumda ortaya çıkan çirkin görüntü. Yani ortada bir senkronizasyon yok ve uyumsuzluk var. Monitörünüz ekran kartının gönderdiği her şeyi takip edemediği için karelerin parçalarını görünmeleri gerekenden önce görürsünüz. İşte tam o anda devreye senkronizasyon (sync) teknolojileri devreye giriyor. En başta ise V-Sync var.
Ters yönde bir uyumsuzluk olması da ideal değil. Yenileme hızı 144 Hz olan bir monitörünüz varsa ve oyun bilgisayarınız yalnızca 60 FPS çıkış verebiliyorsa, monitörünüzün tüm potansiyelinden yararlanamıyorsunuz demektir.
V-Sync, FreeSync ve G-Sync Nedir?
Oyunların ayar sayfasında gördüğünüz V-Sync, oyununuzun FPS’sini monitörünüzün yenileme hızıyla senkronize etmek üzere kullanılıyor. AMD FreeSync ve NVIDIA G-Sync gibi çözümler ise V-Sync’nin getirdiği diğer sorunları ortadan kaldırıyor.
Dikey senkronizasyon olarak da bilinen V-Sync, bir monitörün yenileme hızını ve kare hızını senkronize etmeye yarıyor. V-Sync bunu ekran kartınızın saniyede oluşturduğu kare oranını monitörünüzün yenileme hızıyla sınırlayarak yapıyor. Örneğin 75 Hz bir monitörünüz varsa, VSync açtığınızda oyun en fazla 75 FPS görüntü veriyor. Bunun üstünde oluşturulan kareler çöpe atılıyor. Bu sayede ekran kartından gelen kare sayısı ile (Saniyede 75 kare) monitörün tazeleme hızı (Saniyede 75 kez, 75 Hz) senkronize ediliyor. Bu da monitörün kareleri art arda çizmesini sağlayarak yırtılmayı önlüyor.
Bu teknoloji GPU üreticileri tarafından ekran yırtılmalarını önlemek amacıyla geliştirildi. Ekran kartınız aynı anda birden çok karenin parçalarını monitöre gönderdiğinde ekranda yırtılmalar meydana gelir. Sonuç olarak ekran, yatay bir çizgi ile bölünmüş gibi görünebilir. İşte bunun sebebi, ekran kartından gelen saniyedeki kare sayısı ile monitörün yenileme hızının eşit olmamasıdır.
Örneğin eğer VSync açmazsanız oyun 75 Hz monitörünüze 100 kare gönderdiğinde monitör bir kare bitmeden yeni gelen kareyi çizmeye başlayacak ve siz de ekranda aşağıdaki gibi ikiye bölünmüş bir görüntü göreceksiniz.

Ekran yırtılması her an gerçekleşebilse de, en çok binalar ve ağaçlar gibi dikey öğelerde, sabit oran değişiklikleriyle yüksek hızlı oyunlar sırasında görülür. Yırtılma doğal olarak oyuncuların göz zevkini bozar ve oldukça rahatsız edici olabilir.
AMD ve NVIDIA’nın Çözümleri
VESA tarafından geliştirilen Adaptive-Sync teknolojisi NVIDIA G-Sync ve AMD FreeSync ile birlikte farklı bir boyuta taşındı. Hatta şimdi her monitör bu senkronizasyon teknolojilerinden en az birine sahip. Bazı monitörler ise her iki teknoloji için destek sağlıyor.

Adaptive-Sync, monitörün yenileme döngüsünü bilgisayarda takılı ekran kartının ürettiği her video karesiyle oranlar değişse bile eşitlemek için kullanılıyor. Oyunlar her kareyi ayrı ayrı işler ve hız bilgisayarınızın ekran kartının işlem gücüne bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Bir monitör yenileme hızını sabitlediğinde, mevcut karelerin oluşturma süreci tamamlanmadan önce yeni bir kare çizmeye başlayabilir. NVIDIA tabanlı GPU’larla çalışan G-Sync ve AMD GPU’larla çalışan FreeSync ise bu soruna odaklanıyor. Böylelikle monitör, ekran kartı bir sonraki kareyi göndermeden önce her kareyi tamamen çizerek yırtılma oluşmasını engelliyor, oyun deneyimini baltalamıyor.
Hz vs FPS: Hangisi Daha Önemli?
Açıkçası her ikisi de önemli, biri diğerinden daha önemli diyemiyoruz. Yeterince yüksek FPS alamıyorsak yüksek tazeleme hızını ne yapalım? Ya da yüksek tazeleme hızına sahip bir monitörümüz var ancak bilgisayarımız yeterli seviyede kare üretemediği için sunduğu nimetlerden yararlanamıyoruz. Uzun lafın kısası, her şekilde düşük hangisiyse onunla sınırlı kalıyorsunuz. Bu nedenle monitör alırken bilgisayarınızın gücü hakkında bilgi sahibi olmalısınız.
Yüksek FPS ve yenileme hızı oyunlarınızın görsel kalitesini, hızını ve tepkiselliğini artırıyor. Ayrıca bir oyunun eylemlerinize verdiği tepkileri iyileştiriyor. FPS (first person shooter) türündeki ve diğer hızlı tempolu oyunları oynarken her ikisinin de faydalarını daha iyi anlıyoruz. Hikâyeli ve sakin oyunlarda önem derecesi biraz düşüyor olsa bile oyun deneyiminin daha iyi hale geldiğini söyleyebiliriz.
Monitör Seçimi: Nasıl Bir Denge Kurulmalı?
Oyun oynamıyorsanız kare hızları ve yenileme hızları hakkında fazla endişelenmenize gerek yok. Neredeyse her ekran en az 60 Hz yenileme hızına sahip olduğundan ve temel entegre grafikler bile bilgisayarınızı 60 FPS’de çalıştırabildiğinden dolayı düşünmeniz gerekmiyor.
Eğer oyun oynuyorsanız o zaman dikkat etmeniz gereken daha fazla nokta var. Yenileme hızınız ekranınıza bağlı ve hız aşırtma yapmak neredeyse tüm monitörlerde imkansız. Monitör ile overclock yapsanız bile Hz değerini fazla artıramazsınız. Nitekim monitör seçimini iyi yapmanız gerekiyor. Kare hızları her oyunda farklı olacağından dolayı net bir şey söylemek zor. Bunun muhakemesini sizin yapmanız ve değerleri takip etmeniz gerekiyor. Örneğin 60 Hz’lik bir monitörünüz varsa ve oyunlarınızın çoğunda yüksek FPS’lere ulaşıyorsanız daha yüksek yenileme hızı sunan bir modele geçebilirsiniz. Eğer elinizde bir monitör yoksa, mevcut bilgisayarınızın potansiyelini bilmeniz gerekiyor. İşin bir de çözünürlük kısmı var, diğer tüm detaylar için aşağıdaki makalemize göz atabilirsiniz:
Diğer yandan oyunlarda kare hızını iyileştirmek için yapabileceğiniz çok şey var. FPS değerlerini hatrı sayılır seviyede artırmak için ekran kartı veya diğer donanımları güncelleyebilirsiniz. Bir diğer seçenek ise oyun ayarlarını sisteme uygun şekilde yapmak. Yüksek kare hızlarına çıkmak için çözünürlüğü düşürebilir ve oyunlardaki grafik ayarlarını düşüğe çekebilirsiniz. Kare hızı, oyundaki ayrıntı ayarları ve ekran çözünürlüğü gibi faktörlere bağlıdır. Donanım tarafında ise FPS değerlerinin en önemli itici gücü ekran kartıdır. CPU gücü de önemli bir faktördür fakat öncelik GPU’da.
Artık 60 ve 75 Hz monitörler yavaş yavaş geride kalıyor. Bu bağlamda oyun oynamak için en azından 120-144 Hz tavsiye ediyoruz.
Tepki Süresi (ms) Farklı mı?
Evet, tamamen farklı. Bir TV veya bilgisayar monitörünün tepki süresi, piksellerin bir renkten diğerine ne kadar hızlı geçebildiğini temsil eder ve milisaniye cinsinden ölçülür. Tepki süresi, bir ekran panelinin yenileme hızıyla doğrudan ilişkili değildir.
Milisaniyelerle ifade edilen tepki süresi yani Response Time, ekrandaki piksellerin renk değiştirme hızıdır. Ekran yenileme hızı yükseldikçe, piksellerin de daha hızlı tepki verip renk değiştirmesi gerekir. Aksi takdirde ekranda Ghosting denilen hayalet ya da çamurumsu görüntüler oluşur. Teki süresi Grey to Grey veya White to Black, Black to White yani griden griye veya siyah – beyaz geçiş süresi olarak farklı şekilde hesaplanabilir.
Giriş gecikmesi, monitörünüzün ekran kartınızdan gelen veriyi veya klavye/farenizdeki bir düğmeye bastığınızı algılamasının ne kadar sürdüğünü gösterir. Yani oyuncular için önemlidir. 1 ms’lik tepki süresi artık standart haline geldi, maksimumda ise 5 ms’i geçmesini pek istemeyiz.
Düşük Yenileme Hızı Gözlere Zarar Verir mi?
Yaklaşık 60 Hz’den daha düşük yenileme hızları, göz yorgunluğuna neden olma potansiyeline sahip neredeyse algılanamayan bir titreşim üretebilir. Görüntüleme süresi ve ekran parlaklığı gibi diğer faktörler de göz yorgunluğuna yol açabilir, ancak yüksek yenileme hızları olasılığı azaltmak için önemli bir faktör.
Yüksek Yenileme Hızının Avantajları
Daha Akıcı Görüntü
Daha önce de söylediğimiz gibi, daha yüksek yenileme hızı daha akıcı görüntü anlamına gelir. Yüksek Hertz değeri, giriş gecikmesi, akıcılık ve görsel nitelik açısından büyük üstünlük sağlıyor. Bu makalede değineceğimiz ana maddeler de işte bunlar.
Daha yüksek yenileme hızlarında daha fazla kare görüntülendiğinden, mümkün olduğunca fazla pürüzsüz bir görüntü oluşur. 30, 60 hatta 120 Hz görüntüler yan yana karşılaştırma yapıldığında aradaki fark oldukça net bir biçimde belli oluyor. Ne kadar çok kare görüntülenirse, hareket halindeki her kare arasındaki fark o kadar küçük olur ve oyun daha akıcı hale gelir.
Bazı oyun geliştiricileri, düşük kare hızlarında görünen farkı azaltmak için kareleri bir araya getiren hareket bulanıklığıyla bu durumu engellemeye çalışıyor. Ancak hareket bulanıklığı devre dışı bırakıldığında düşük ve yüksek yenileme hızları arasındaki akıcılık farkları tekrar belirgin hale geliyor.
120 Hz ekran bile 60’a nazaran gözle görülür derecede çok daha akıcı bir görüntü sunuyor. 240 Hz veya daha üst seviyelerdeki yenileme hızları ise neredeyse olağanüstü bir deneyim sunuyor diyebiliriz.
Daha Düşük Gecikme
Giriş gecikmesi genel hatlarıyla bir sistemin veya cihazın giriş sinyaline verdiği tepki süresine denir. Bu, genellikle kullanıcı tarafından bir komut verildiğinde cihazın veya sistemin cevap vermesi arasındaki zaman dilimini ifade eder. Giriş gecikmesi performanslı bilgisayarlarda örneğin oyun oynarken veya sanal gerçeklik uygulamalarında çalışırken kullanıcı deneyimini ciddi anlamda etkileyebilir.
60 Hz bir monitörde ekran her 16,7 milisaniyede bir güncellenirken, 120 Hz’de her 8,3 milisaniyede bir güncellenir. Bu da fareniz oyuna her 1 ms’de bir yeni giriş sağlıyorsa, bu girişin ekrana 120 Hz’de yansıtılması 60 Hz’e kıyasla yaklaşık yarısı kadar süre alacağı anlamına gelir. Durum böyle olduğunda 120 Hz ekranın daha düşük yenileme hızına sahip ekranlara göre daha iyi giriş gecikmesi değerine sahip olduğunu anlayabiliriz.
Düşük gecikmeye sahip bir monitörde rekabetçi oyunlar oynamak, genel olarak oyuncuya karşısındakine nazaran daha iyi bir avantaj sağlar. Ayrıca daha düşük gecikme süresi daha duyarlı karakter etkileşimlerine ve kamera hareketlerine yol açarak daha keyifli bir oyun deneyimi sunuyor.
Daha İyi Hareket Netliği
Yüksek yenileme hızlarındaki hareket netliğine örnek vermek gerekirse, aksiyonlu veya yüksek hareketli bir ortam görüntüsünde belirli ve hareketli bir nesneyi takip ettiğinizi düşünün. Böyle bir ortamda yalnızca tek bir nesneye odaklandığınızda etrafı bulanık görürsünüz. Bunun nedeni, gözünüzün nesneyi takip etmek için sabit bir hızda hareket etmesi ve ekrandaki nesnenin yalnızca her yenilemede konumunu güncellemesidir. Bu yenilemeler arasında gözleriniz nesneyi takip etmeye devam eder ancak ekrandaki nesne sabittir.
Bu tutarsızlık, hareket eden bir kameranın hareketsiz bir nesneyi yakalamasının bulanık bir fotoğrafa neden olmasına benzer şekilde bulanıklık yaratır. Ayrıca yenileme hızı ne kadar düşük olursa, nesne güncellenmeden aynı konumda o kadar uzun süre kalır ve bulanıklık miktarı da o kadar fazla olur.
Nesnelerin yavaş, orta ve yüksek hızlarda ayrı ayrı avantajları bulunuyor. Ancak her biri için uygun koşullarda farklı avantajlara sahip.