Selamlar. Bugün sizlere kimsenin bilmediği oyun olan Lifeline'ı tanıtacağım. Zamanım olursa da inceleme çekeceğim. Lifeline bir mesajlaşma oyunudur. Bu oyunda kendi kararlarınızı vererek farklı sonlara ulaşabiliyorsunuz. Hikayeden başlayalım.
Hikayemiz Taylor adında bir astronotun dünya dışı varlıkların olduğu bir gezegende mahsur kalmasını anlatıyor ve biz de kendisi ile konuşarak, ona farklı komutlar vererek onu oradan kurtarmaya çalışıyoruz. Hikaye eh denilebilecek seviyede. Oyunu oynayalı çok uzun bir zaman geçti. Bu nedenle ben de Vikipedi'den bakıp onun bir benzerini yazdım. Karakter kurgusu zayıf. Zaten tek bir karakter var. O da Taylor. Bir de biz varız. Hikaye hakkında söyleyebileceklerim bunlar. Şimdi de oynanışa geçelim.
Oynanışta aslında hiçbir şey yok ama söyleyeceğim bazı şeyler var. O da, oyunun yarı gerçekçiliğe bağlı olması. Yani şu şekilde, Taylor mesela bir çalışmaya veya araştırmaya koyulduğunda veya en basitinden bizim uyumamız gerektiğini söylediğinde konuşma bitirilir ve devam etmesi için birkaç saat beklemeniz gerek. İlk başta her ne kadar dikkat çekici olsa bile bir yerden sonra insan bunun bir zaman kaybı olduğunu düşünmeye başlıyor. Buna benzer başka bir mesajlaşma oyunu daha var. O da Zarya-1. Zarya-1'de birkaç Astronottan oluşan bir ekip araştırmaya koyulduğunda veya uyuduklarında birkaç saat beklememiz gerekiyor. Ancak zaman kaybı olduğunu düşündüğünüzde ucuz bir fiyat karşılığında Premium alıp zamanı atlayabiliyorsunuz. Bu her ne kadar iyi olsa bile bunun bir P2W'lik olacağını düşünüyorsunuz. Allah'tan hikayeye devam etmek için bu Premium'u satın almamıza gerek kalmıyor. Her neyse, Lifeline'a dönersek: Lifeline'da böyle bir Premium yok. Çünkü zaten sade bir oyun olduğu için koymamışlar. Bir de eğer bunu iOS'unuza indirirseniz ve bir Apple Watch'a sahipseniz, Apple Watch'unuza indirip orada da mesajlaşabilirsiniz. Bu da iyi bir şey. Şimdi de gelelim müziklere. Sadece 1 tane müzik var ve o hala aklımda. Onun haricinde başka bir müzik yok. Aynı müzik çalıyor. He bir de bunun bir seri olduğunu söylemiş miydim? Bu oyunun da küçük bir serisi var. Onlara da bakabilirsiniz.
Gelelim teknik kısma. Aslında teknik kısımda diyebileceğimiz bir şey yok. Sade bir oyun. Grafik gibi bir şey yok. He bir de şuna değineyim: Maalesef oyunda türkçe dil desteği yok. Zaten çok ağır bir İngilizce istemiyor. Her neyse, acısıyla, tatlısıyla incelememizi yani Blogumuzun sonuna gelmiş bulunmaktayız. Puan olarak versem versem... ...100 üzerinden 68 veririm.
PUAN: 68/100 "Eh işte. Sade, mesajlaşma temalı bir oyun oynamak istiyorsanız oynanabilir."
Hikayemiz Taylor adında bir astronotun dünya dışı varlıkların olduğu bir gezegende mahsur kalmasını anlatıyor ve biz de kendisi ile konuşarak, ona farklı komutlar vererek onu oradan kurtarmaya çalışıyoruz. Hikaye eh denilebilecek seviyede. Oyunu oynayalı çok uzun bir zaman geçti. Bu nedenle ben de Vikipedi'den bakıp onun bir benzerini yazdım. Karakter kurgusu zayıf. Zaten tek bir karakter var. O da Taylor. Bir de biz varız. Hikaye hakkında söyleyebileceklerim bunlar. Şimdi de oynanışa geçelim.
Oynanışta aslında hiçbir şey yok ama söyleyeceğim bazı şeyler var. O da, oyunun yarı gerçekçiliğe bağlı olması. Yani şu şekilde, Taylor mesela bir çalışmaya veya araştırmaya koyulduğunda veya en basitinden bizim uyumamız gerektiğini söylediğinde konuşma bitirilir ve devam etmesi için birkaç saat beklemeniz gerek. İlk başta her ne kadar dikkat çekici olsa bile bir yerden sonra insan bunun bir zaman kaybı olduğunu düşünmeye başlıyor. Buna benzer başka bir mesajlaşma oyunu daha var. O da Zarya-1. Zarya-1'de birkaç Astronottan oluşan bir ekip araştırmaya koyulduğunda veya uyuduklarında birkaç saat beklememiz gerekiyor. Ancak zaman kaybı olduğunu düşündüğünüzde ucuz bir fiyat karşılığında Premium alıp zamanı atlayabiliyorsunuz. Bu her ne kadar iyi olsa bile bunun bir P2W'lik olacağını düşünüyorsunuz. Allah'tan hikayeye devam etmek için bu Premium'u satın almamıza gerek kalmıyor. Her neyse, Lifeline'a dönersek: Lifeline'da böyle bir Premium yok. Çünkü zaten sade bir oyun olduğu için koymamışlar. Bir de eğer bunu iOS'unuza indirirseniz ve bir Apple Watch'a sahipseniz, Apple Watch'unuza indirip orada da mesajlaşabilirsiniz. Bu da iyi bir şey. Şimdi de gelelim müziklere. Sadece 1 tane müzik var ve o hala aklımda. Onun haricinde başka bir müzik yok. Aynı müzik çalıyor. He bir de bunun bir seri olduğunu söylemiş miydim? Bu oyunun da küçük bir serisi var. Onlara da bakabilirsiniz.
Gelelim teknik kısma. Aslında teknik kısımda diyebileceğimiz bir şey yok. Sade bir oyun. Grafik gibi bir şey yok. He bir de şuna değineyim: Maalesef oyunda türkçe dil desteği yok. Zaten çok ağır bir İngilizce istemiyor. Her neyse, acısıyla, tatlısıyla incelememizi yani Blogumuzun sonuna gelmiş bulunmaktayız. Puan olarak versem versem... ...100 üzerinden 68 veririm.
PUAN: 68/100 "Eh işte. Sade, mesajlaşma temalı bir oyun oynamak istiyorsanız oynanabilir."
