Poltava Savaşı'na Osman'lı Katılsaydı

Deli Petro, Kuzeyin ve Baltık Denizi'nin hakimi konumundaki İsveç İmparatorluğu'na karşı ittifak topluyordu. Deli Petro, Lehistan - Litvanya Birliği'ne ve Saksonya'ya:
-Kanka gel beraber İsveç İmparatorluğu'na dalak la. Adamlar süper güç lan resmen! Üçümüz İsveç'in içinden geçeriz. Hem zaten adamları 15 yaşında olan bir kral yönetiyor olm :D Biz mi daha tecrübeliyiz o mu? Diyerek İttifak kurar.
İsveç kralı 12. Charles ise büyük bir taktikle Lehistan - Litvanya Birliği'ni ve Saksonya'yı mağlup etmişti. Tabii şimdi Deli Petro ile baş başa kalan 12. Charles, Osman'lı'ya ittifak teklif ediyordu. Osmanlı ise barıştan yanaydı ve savaş istemiyordu. Fakat bir yandan da "Düşmanımın düşmanı benim dostumdur!" Diyen Osmanlı, İsveç'e gaz veriyordu. Yani yanındayız mesajı veriyordu. 12. Charles, yanına komutanlarını alarak Rus topraklarına girdi. Aşağı ine ine Poltava'ya kadar gelen 12. Charles Osmanlı'ya:
-Lan oğlum ne zaman geleceksin ya? Adamlar beni bin perişan ettiler ordu mordu kalmadı lan! Diyerek sitem etti. Osmanlı ise hala İstanbul Antlaşması'na bağlı kalmayı düşünüyordu. Avrupa'nın doğusunda o zamanların büyük bir savaşı yaşanırken hem de bu savaş burnumuzun dibindeyken Osmanlı savaşa katılmak istemedi. Fakat garip bir olay oldu. Devlet Giray, Rus topraklarına saldırmaya başladı. Durumu öğrenen 3. Ahmet ise Devlet Giray'a çok sinirlendi fakat Rusya'ya "La yanlışlıkla bastım"da diyemeyeceğinden İsveç - Rusya savaşına katıldı. İsveç taktik değiştirip kendi ülkesindeki 28000 askerden 15000 asker daha çağırdı. Bu askerler İsveç'in Lacivert Berelileri idi :) Onlar yukarıdan aşağıya olacak şekilde ve hedefleri ise Moskova olacak biçimde taktik belirlediler. Osmanlı ise Yeniçerilerin disiplinsizliğini göz önünde bulundurarak "Disiplin dışı hareket edene kılıçta disiplinsiz şekilde girer, haberiniz olsun!" Şeklinde tehdit ile karışık uyarıda bulundu. Osmanlı ise Azak Kalesi alındıktan sonra orduyu ikiye bölmeye karar verdi ve 110000 askeri olan Osmanlı, 60000'i Orta Asya'ya (Astrahan); kalan 50000 asker ise kuzeye İsveç ile buluşmaya karar verdi. Çok çetin geçen savaşta Rusya, "General KIŞ"tan çok yardım aldıysa da artık bitmiş tükenmiş bir ordu ve kaynakların yetersizliğinden dolayı savaşı bitirmek için barış istedi ve şartları ne olursa olsun kabul edeceklerini bildirdiler. Osmanlı kabul ettiyse de İsveç Osmanlı'ya:
-Lan manyak! Bu fırsat bir daha karşımıza gelmez. Adamlara öyle bir oturtalım ki bir daha başını bile kaldıramaz hale gelsin. Bak benden demesi, bu ayılar gelecekte başına çok pis bela olurlar. Barışı kabul etmeyip Rusya'nın kemiklerini kıralım." Dedi. :D
Osmanlı:
Ben alacağımı aldım kanka, zaten yapmam gereken birkaç bir şey var onları halledeyim ama seninle birlikte Moskova'da İskenderimiz var he :D, der.
İkisi beraber Moskova'yı aldıktan sonra Öğle saatlerinde İskenderlerini yiyip beş çaylarını da içtikten sonra diplomasi masasına oturdular. Osmanlı toprak olarak Kursk - Voronej - Saratov - Volvograd hattına kadar alıp, 5000000 Osman'lı altını kadar savaş tazminatı isteyip, gelecekte kendisine karşı bir saldırı olursa savunmaya yardıma gelmesini talep edip, en iyi askerlerinizi kendi hizmetine devretmesini isteyip son olarak da Rus Çarlarını, Osmanlı Beylerbeyi'ne denk gelmesini istemiştir. İsveç ise Doğu Baltık Denizi topraklarını, 5000000 İsveç Kronu kadar savaş tazminatı, maksimum asker sayısını 50000 olarak kısıtlamalarını, son olarak da hammadde ve pazar ihtiyaçlarının karşılanmasını talep etmiştir. Rusya boynunu büküp mecbur kabul etmiştir. Gelelim Osmanlı'ya :) Osmanlı, kendini dinlemeyen ve barışı bozan Devlet Giray'ı idam etmiş, Rusya'dan da alacağı askerler ile Mora Yarımadası'nı da almış. Bu şekilde gelecekte kendine ezeli düşman olacak olan Rus Çarlığı'nın başını solucan deliğine sıkıştırmıştır. Halbuki bu başarıyı Devlet Giray sağlamıştı :) Ama otoritesine hakaret olarak gören 3. Ahmet, fişini çekmişti bir kere :)

Gelecekte ne 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı ne 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı ne 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ne 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı (artı olarak bu savaş olmayacağı için Yunanistan'ın bağımsızlığı tamam yine olacaktı fakat bu savaş olmayacağı için daha geç olacaktı.) ve en önemli savaş 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ne de bu olacaktı. En azından çok daha geç zamanlarda olacaktı bu savaşlar veya hiç olmayacaktı. Osmanlı normalde böyle fırsatları hep kaçırır maalesef arkadaşlar. Bize de bunları düşünmek kalıyor anca :)

Gerisi sizin hayal gücünüze kalmış :) Bu da benim ilk Blog yazım hatalarım olduysa affola. Ne de olsa düşe kalka öğreneceğiz :)

Yorumlar

Ruslar çok güçlü idi yıllar sonra bir kaç devlet birleşip güç bela durdurduğumuz oldu. Bence zor ya yenilgi ile çöküş daha hızlı olabilirdi. Birde dediğin tarih tam Osmanlının karışık tarihi Zenta savaşında zaten ağır kayıp vermiştik. Belki Fatih gibi insanlar o dönem başta olsa o zaman tarih çok farklı olabilirdi.
 

Blog girdisi detayları

Ekleyen
Yiğitt35
Okuma süresi
3 dakika okuma
Görüntüleme
580
Yorumlar
1
Son güncelleme

Tarih kategorisindeki diğer girdiler

Bu girdiyi paylaş

Geri
Yukarı